Yazıcıoğlundan gelen o telefon
Abone olErdoğan'ın zor günleriydi.. Bazı kişilerle görüşme yapacaktı. Ancak iki gün önce Yazıcıoğlu'ndan telefon geldi.
Merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun beş arkadaşıyla birlikte
hayatını kaybettiği helikopter kazasının ardından, olayla ilgili
yazılan bir kitap, yakın siyasi tarihimize ışık tutacak bir bilgiyi
de içeriyor.
Profil Yayınları'ndan çıkan "Yiğit Düşünce" adlı kitabın, Recep
Tayyip Erdoğan'a kurulduğu iddia edilen komplonun nasıl boşa
çıkarıldığına ilişkin bölümü, hayli çarpıcı..
Cafesiyaset adlı sitenin haberine göre Muhammet Kutlu, tanık
anlatımlarına dayanarak kitabında o olayı aktarıyor:
Milli Görüş'ün Erbakan'dan sonraki lideri olacağı konuşulan,
dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan,
Siirt'te partisinin düzenlediği bir mitingde okuduğu bir şiir
nedeniyle Diyarbakır DGM tarafından yargılanıp, Nisan 1998'de 10 ay
hapis ve 716 milyon TL para cezasına çarptırılmıştı. Karar Yargıtay
8. Ceza Dairesi tarafından da onanırsa, Erdoğan'ın siyaset hayatı
bitecekti.
Bazı üst düzey askeri ve sivil erk sahipleri, bu davanın yakın
takipçisi durumunda olduklarından, Erdoğan'ın işi oldukça zor
görünüyordu.
Recep Tayyip Erdoğan'ın etrafındaki çember gün geçtikçe
daralıyordu. Çevresindeki bazı arkadaşları, dışarıdan birilerinin
etkisiyle, siyasi hayatını bitirecek olan bir kararın çıkmasını
önlemek için, yüksek mahkemeden bazı kişilerle bir araya gelip
görüşmesini önerdiler. Görüşmek isterse, gerekli girişimleri
yapabileceklerdi. Görüşmede, masaya her türlü olasılığın ve
teklifin konulması yararlı olacaktı. Başka bir deyişle, istedikleri
kararın çıkması için, denileni yapacaklarını
hissettireceklerdi.
ANKARA'DA BİR MEKANDA
Erdoğan, çevresindekilerin bu yöndeki önerisini kabul etti ve
görüşme zemininin ayarlanması için yetki verdi. Süratle işe koyulan
arkadaşları, kısa süre sonra randevuyu kopardıkları müjdesini
vereceklerdi. Yükseklerdeki bazı isimler, Ankara'da bir mekânda bir
araya gelmeyi kabul etmişlerdi.
SUÇÜSTÜ YAPACAKLAR
Ancak görüşmeden bir ya da iki gün önce, Erdoğan'ın telefonu
çaldı. BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, hayati bir konuyla
ilgili görüşmeleri gerektiğini bildiriyordu. Derhal Yazıcıoğlu'nun
yanına gitti. Muhsin Yazıcıoğlu, "Yapacağınız görüşmeye
sakın gitme. Bu konuyla ilgili bir daha da benzer bir girişimde
bulunma. Görüşme yerinde size suçüstü yapılacağı bilgisi geldi. En
iyisi git cezanı çek" dedi.
Yazıcıoğlu'nun sözleriyle büyük şaşkınlık yaşayan Recep Tayyip
Erdoğan, "Allah senden razı olsun" diyerek dediği
gibi yaptı.
Sonraki süreçte, Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 23 Eylül 1998 Çarşamba
günü, İstanbul Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır
DGM tarafından verilen 10 ay hapis ve 716 milyon TL para cezasını
onadığını açıkladı. Bu kararla birlikte Tayyip Erdoğan'ın siyasi
hayatı, bir süreliğine de olsa sona erdi.
GÖRÜNTÜLEME VE KAYIT YAPILACAKTI
Erdoğan'ın yükseklerden bazı isimlerle görüşeceği mekânda,
istihbarat birimleri ortak operasyon için düğmeye basmışlardı. Her
türlü görüntüleme ve kayıt tertibatı yerleştirilmişti. Masaya
herhangi bir şey konulması halinde de suçüstü yapacaklar,
Erdoğan'ın siyasi hayatını sonsuza dek bitireceklerdi.
Bu operasyon, BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu'na bir şekilde
sızdırılmıştı. Arkadaşlarıyla yaptığı değerlendirme sonucunda,
muhafazakâr kesime büyük zararı dokunacak olan bu operasyondan,
Recep Tayyip Erdoğan'ı haberdar etmek gerektiğine karar
vermişti.
Müthiş bir operasyon için her şartı hazırlayan güçler ise büyük
hüsrana uğramışlardı. O çevrelerin BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu'na
çok içerlediklerini tahmin etmek zor olmasa gerek. İşte bazılarının
"Yazıcıoğlu, yüzde birlik bir partinin lideriydi. Niye suikast
yapsınlar" gibi son derece sığ görüşlerine sadece bu olay bile
yeterli cevabı verir sanırım. Yazıcıoğlu, sonuçları olumlu ya da
olumsuz olsun, tek bir müdahalesiyle Türkiye'nin gelecek on yılına
etki etmişti"