Yazıcıoğlu'na o gün ulaşanlar sus pus!
Abone olMuhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopter kazasıyla ilgili konuşan eşi çok çarpıcı açıklamalara imza attı..
Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümüyle ilgili Devlet Denetleme Kurulu'nun raporundan sonra Yazıcıoğlu'nun eşi de ilk kez konuştu. Gülefer Yazıcıoğlu, eşinin cep telefonu ve olayı gören köylülerle ilgili ayrıntılar verdi.
BBP’nin kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu, eşiyle ilgili çok tartışılacak sözler söyledi. Gülefer Yazıcıoğlu, eşinin cep telefonunun pili durmasına karşın sim kartının kaybolduğunu köylülerin de kendileriyle konuşmaktan çekindiğini söyledi.
Habertürk’te Akşam Raporu programına katılan merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu, cep telefonu olayına dikkat çekti. Gülefer Yazıcıoğlu, eşinin bulunan cep telefonunun sim kartının kaybolmasına karşın pilinin kaybolmadığını belirterek “Böyle bir şeyi ilk kez duyuyorum. Bir telefonda pil çıkmadan sim kartın çıkması ya da düşmesi söz konusu olamaz” dedi.
Gülefer Yazıcıoğlu, kaza yerini gören köylülerle ilgili de ilginç açıklamalarda bulundu. Yazıcıoğlu, olay yerini gören köylülerle görüşmek istediğini belirterek "Ancak bazı köylüler “Bizim çoluğumuz çocuğumuz var” diyerek bizimle görüşmek istemediler. Ben de o insanların can güvenliği ve kendi tercihleri olması nedeniyle ısrarcı olmadım” dedi. Yazıcıoğlu, “Doğruyu söyleyip söylememek kendilerinin vicdanına kalmış bir olaydır.” diye konuştu.
Yazıcoğlu, köylülerin dağdan ilk geldiklerinde cep telefonlarındaki görüntülerin silindiğini belirterek “O görüntüler neydi, o görüntüleri bir yerlere aktarıp bize verebilirlerdi. Ancak neden sildiklerini anlamış değilim” dedi.
Gülefer Yazıcıoğlu, eşinin ‘Bizim tarlayı sürmüşler’ sözüne de değinerek “Başkan, parti içine, ocak içine bir takım insanların sızdırıldığını, bu insanları başka yönlere yönlendirilmeye çalışıldığını başkan tespit etmişti ve buna ciddi manada engel olmaya başlamıştı. Gençleri farklı yerlerde kullanılmasına müsaade etmiyordu.” dedi.
HAZIRLANAN RAPOR DEHŞET VERİCİ
BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopter kazasını araştıran Devlet Denetleme Kurulu'nun 45 sayfalık raporunda (DDK), inanılmaz ayrıntılar yer alıyor. Raporda, helikoptere ait bazı parçaların Özel Kuvvetler ve Jandarma timleri tarafından kaza mahallinde yakılarak imha edildiğine dikkat çekildi.
Zaman gazetesi raporda öne çıkan detayları bugün manşetine çekti. "Helikopterin bazı parçaları askerî timlerce yakıldı" başlığıyla verilen haberde kazanın yeniden araştırılması gerektiği vurgulanıyor.
KARBONMONOKSİT GAZI
Köşk'ün internet sitesinde yayınlanan raporda kaza ile ilgili ciddi ihmal ve eksiklikler sıralandı. "Mutlaka cumhuriyet savcılığınca yeni araştırma yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır." denilen raporda, helikoptere ait bazı parçaların Özel Kuvvetler ve Jandarma timleri tarafından kaza mahallinde yakılarak imha edildiğine dikkat çekildi.
45 sayfalık raporda, kaza nedeninin belirlenmesine yardımcı olabilecek ilave uçuş bilgilerini sağlayan cihazların olay yerinde bulunamadığı vurgulanırken, bazı hava araçlarının kaza anında ve mahallinde alçaktan uçtuklarına işaret edildi.
İHTİMALLER SIRALANDI
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün talimatıyla DDK'nın başlattığı çalışma dün kamuoyuna açıklandı. 45 sayfalık raporda kazanın muhtemel sebebi pilotaj hatası olarak değerlendirildi. Ancak çalışma sırasında varlığı ilk kez tespit edilen bazı hususlar şöyle sıralandı: "Helikopter enkazından, helikopterin kaza öncesine ilişkin irtifa ve güzergah gibi kaza nedeninin belirlenmesine yardımcı olabilecek ilave uçuş bilgilerini sağlayabileceği değerlendirilen ARGUS 5000 CE ve SKYMAP IIIC GPS cihazlarının kaza mahallinden yok olması/çalınması. Pilot ve yolcuların kanlarında sebebi açıklanamayan yüksek oranlarda karbonmonoksit gazı bulunması ile adli tıp uygulamalarındaki bazı düzensizlikler ve pilotun sağlık durumu hakkında tespit edilen bazı yeni bilgiler. Transponderi açık olmayan veya alçaktan uçtuğu düşünülen bazı hava araçlarının kaza anı ve mahallindeki hareketliliklerinin varlığı ve yukarıda bahsedilen cihazların kaza mahallinden yok olması/çalınması."
Söz konusu bulgularla birlikte cumhuriyet savcılığının olayı araştırması istendi. Yeni bir araştırma kurulu oluşturulmasına da yer olmadığı kaydedildi. Raporda arama-kurtarma faaliyetlerinin yürütülmesi esnasında önemli eşgüdüm sorunları ile ciddi düzeyde ihmal ve eksikliklerin tespit edildiğine de vurgu yapıldı.
BAZI PARÇALAR YAKILDI MI?
Raporda kaza anında ve yerinde başka hava araçlarının yoğun biçimde bulunduğu da belirtildi: "Helikopter kazasının olduğu günün sabahından itibaren kazanın olduğu bölge yakınlarında yoğun bir hava aracı hareketliliği olduğu, kaza anında da söz konusu hareketliliğin devam ettiği, ancak muhtemel kaza saatinden sonra iki saat kadar hava hareketliliği yaşanmadığı ve daha sonra yeniden bir hava hareketliliğinin görüldüğü tespit edilmiştir. Cumhuriyet başsavcılığının bu konudaki tüm tereddütleri gidermesi önerilmektedir."
Helikopter ait bazı parça ve atıkların, enkaza ulaşıldığı gün, yani 28 Mart 2009 tarihinde DAK timi (Özel Kuvvetler Komutanlığı Doğal Afetler Arama ve Kurtarma) ve daha sonra oraya ulaşan Ankara JOAK (Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı) Dağcılık timi tarafından yakılmış olabileceğinden de raporda bahsedildi.
KAZAYLA İLGİLİ DİĞER ŞOK İDDİA SONRAKİ SAYFADA
Cumhurbaşkanı Gül'ün talimatıyla DDK tarafından yapılan soruşturma sonucunda hazırlanan rapor açıklandı. Kaza anına kadar bölgede yoğun bir hava trafiği vardı. Kazadan sonra kesildi. Helikopteri yanından geçen bir uçak düşürmüş olabilir. Başsavcılık incelemeli...
MEÇHUL UÇAKLAR TESPİT EDİLDİ
Bölgede yoğun bir hava trafiği yaşandığına işaret edilen raporda "Helikopter kazasının olduğu günün sabahından itibaren kazanın olduğu bölge yakınlarında yoğun bir hava aracı hareketliliği olduğu, kaza anında da söz konusu hareketliliğin devam ettiği, ancak muhtemel kaza saatinden sonra iki saat kadar hava hareketliliği yaşanmadığı ve daha sonra yeniden bir hava hareketliliğinin görüldüğü tespit edilmiştir. Radar görüntü irtifasının daha altında uçan ve transponderini kapatan bazı hava araçlarının da bulunabileceği anlaşılmıştır" denildi.
GENELKURMAY RADARINDA YOK
Sivil radarlarda tespit edilen hava hareketliliğinin Genelkurmay tarafından gönderilen raporlarda yer almadığına dikkat çekildi. Raporda, "Söz konusu hava araçlarının sivil radarda bazı anlarda gözüküp kaybolması nedeniyle irtifa ve güzergahları net olarak tespit edileme mistir. Sivil radarlarda görülen mezkur uçakların, Genelkurmay Başkanlığınca gönderilen radar iz haritalannda yer al madiği görülmüştür" denildi.