Yazıcıoğlu kazasında müthiş iddialar!
Abone olBBP Genel Başkanı Mustafa Destici, radar kayıtlarıyla ilgili askeri göreve çağırdı!
İNTERNETHABER/
Büyük Birlik Partisi, Muhsin Yazıcıoğlu'nun
ölümüne neden olan kazanın peşini bırakmıyor. Yazıcıoğlu'nun
ölümüyle ilgili adli tıp raporlarını açıklayan BBP Genel Başkanı
Mustafa Destici, açıklanmayan radar kayıtlarıyla ilgili
Genelkurmay'dan bir açıklama beklediklerini söyledi. Destici,
radarların devre dışı kaldığı saatlerle, helikopterin düşüş
saatlerinin aynı zaman dilimine denk gelmesinin tesadüfle
yorumlanamayacağını söyledi.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Beyaz TV'de savcılığın Muhsin
Yazıcıoğlu'nun ölümüyle ilgili raporda yer alan, "kayıp
radar kayıtlarıyla" ilgili Genelkurmay'dan açıklama
beklediklerini söyledi. Kamuoyunda çok çeşitli iddiaların gündeme
geldiğini ve bu iddiaların bir bölümünün "askeri ve sivil
havacılığın radar kayıtlarıyla" ilgili olduğunu ifade
eden Destici, bu raporların ortaya konulması gerektiğini
söyledi.
Davaya bakan özel yetkili cumhuriyet savcısının, iş yükünün ağır
olduğunu ifade eden Destici, aynı savcının Zirve
Kitapevi Cinayeti'ne de baktığını söyledi. Zirve Davası dosyasına
yeni bir savcı atanması gerektiğini söyleyen Destici, dava
sürecinin uzamaması gerektiğini kaydetti. Davayla ilgili
soruşturmada, Hava Kuvvetleri Komutanlığı ile Genelkurmay'ın
açıklamalarının çeliştiğini söyleyen Destici, şöyle konuştu:
"Kazayla ilgili en önemli şüphe, bölgedeki askeri
uçuşlarla ilgilidir. İddiaya göre savaş
ABİ YAZIOĞLU: ARAMALAR BİZİ TATMİN ETMEDİ |
Canlı yayına telefonla katılan Muhsin Yazıcıoğlu'nun ağabeyi Yusuf Yazıcıoğlu, kaza sonrası Başbakan ve İçişleri Bakanı ile kriz masasında toplantı yaptıklarını, arama kurtarma çalışmalarının Erdoğan'ı bile kızdırdığını söyledi. İçişleri Bakanı'na tepki gösteren Yazıcıoğlu, arama kurtarmalarının baştan sona rezalet olduğunu, devletin 46 saat boyunca elinin kolunun bağlı olduğunu ya da bağlandığını söyledi. |
uçaklarının uçuşları sırasında oluşan kuvvetli rüzgar,
helikopterleri düşürebiliyor. Hava Kuvvetleri Komutanlığı, bu
iddiaya ilk önce cevap vermedi, sonra da "bizim böyle bir
uçuşumuz yok" dedi.
Peki ilgili hava sahası kime ait? Biz bu sorumluluk sahası kime
aitse ondan cevap vermesini istiyoruz. Bu açıklamaların ardından da
Genelkurmay, helikopterin uçuş sahasının 28 kilometre uzağında bir
uçuşun gerçekleştiğini açıkladı. Sonra uçuşları kaydetmediği iddia
edilen radarlar gündeme geldi. Bu konuyla ilgili Genel
Kurmay'ın açıklama yapması gerekiyor. Genel Kurmay
Başkanımızdan, soruşturmada kendileri üzerinde asla soru işareti
kalmaması için radar ve uçuşlar kayıtları ve arama kurtarma
çalışmalarıyla ilgili bize, yahut savcıya tüm belgeleri vermesini
istiyoruz. Askeri makamlar terörle mücadelede, bölgenin BBG evi
gibi izlendiği söyledi. Peki Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında düşen
bir helikopter, 46 saat nasıl bulunamadı? Bu sorunun cevabının
verilmesi gerekiyor.
Bu konuda yılgınlığımız yok. Kimin bu konuda sorumluluğu varsa
bulunmasını istiyoruz. Bu soruşturma sonunda kaza mı cinayet mi
ortaya çıkacak."
"NTV'NİN ARAMALARI FEZLEKEYE
GİRDİ"
Taraf'ın gündeme getirdiği NTV aramalarıyla ilgili iddialara da
cevap veren Destici, konunun kendileri için kapanmadığını,
aramalarla ilgili iddiaların savcının fezlekesine girdiğini
söyledi. İşte Destici'nin o açıklamaları:
"Telefon dökümlerini aldığımızda, inanılmaz bir arama trafiği
gördük. Bu aramalar helikopter düşürülmeden önce yapılmış.
Aramalara baktığımızda karşımıza Doğu AŞ karşımıza çıktı. İlgili
genel başkan yardımcısı arkadaşımızı oraya gönderdik ve oranın
Doğuş Grubu'na ait olduğunu gördük. Bu aramalardan sonra
savcılık, orada yetkililerin ifadelerini aldı ve bu aramaların
tamamen haber kaygısıyla yapıldığı söylendi. Biz bu
açıklamalardan tatmin olmadık ve
ÇENESİ KIRILAN KİŞİ BU KADAR KONUŞAMAZ |
Programda, Muhsin Yazıcıoğlu ile aynı helikopterde yaşamını yitiren gazeteci İsmail Güneş'in adli tıp raporu da tartışıldı. Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Barış Şimşek, çenesi kırılan bir kişinin Güneş gibi saatlerce telefonda konuşamayacağını söyledi. |
soruşturma devam ederken, Taraf daha sonra bunu manşet yaptı. Bu
haberin ardından yine haber kaygısıyla yapıldığı açıklandı. İkinci
gün açıklamada ise bu aramanın Türkiye saatiyle yapılmadığı
açıklandı. Bu konuda açıklama yapınca da Taraf özür dilemek zorunda
kaldı. Bu konudaki soruşturma bürüyor; ancak savcının fezlekesinde
bu isimler ve NTV aramaları yer alıyor."
GÜLEFER YAZICIOĞLU CANLI YAYINDA İSYAN
ETTİ
Kaza sonrası yürütülen arama kurtarma çalışmalarını,
rezalet olarak nitelendiren Muhsin Yazıcıoğlu'nun eşi
Gülefer Yazıcıoğlu ise Eski İçişleri Bakanı Osman Güneş'e
tepki gösterdi. Güneş'in, soruşturmayla ilgili yetkililerin
herhangi bir kusuru bulunmadığına dair raporu Malatya'daki
savcılığa ilettiğini söyleyen Yazıcıoğlu, kusuru olanların ortaya
çıkarılmasını istedi. İşte Gülefer Yazıcıoğlu'nun canlı yayındaki o
isyanı;
"Kaza öncesinde ne olduğunu kimse bilmiyor. Kaza öncesi radar
kayıtları ve diğer veriler ortaya çıkar. Kaza sonrasıyla ilgili ise
söylenecek çok şey var. İsmail saatlerce konuşuyor; ancak
ne hikmetse yerleri bulunamıyor. Nasıl kriz masası anlayabilmiş
değilim. Arama kurtarma çalışmaları tam bir fiyaskodur.
Ben de o dağlarda arama kurtarma çalışmalarında bulundum ve bunu
kendi gözlerimle gördüm.
"TEHLİKEDE OLDUĞUNU BİLSE ARKADAŞLARINI
TEHLİKEYE ATMAZDI"
Her insanın ne kadar hayatı tehlikesi varsa Muhsin Başkan'ın da o
kadar vardır. Muhsin Başkan'ın ölümünden sonra kazayla ilgili
bazı haberler yayınlandı. Muhsin Başkan sıradan bir insan değil. O
kendi hayatını düşünmese bile, etrafındaki insanların hayatını
düşünürdü. Bilgisi olsa kesinlikle öyle bir yolculuğa çıkmazdı.
Denetleme Kurulu'nun bulduğu o bulgular üzerinden dahi gidilse, bu
olayın çözüleceğine eminim. Komplo teorileri değil de sadece
oradaki delillerden yola çıkılsa bile bu konunun çözüleceğine
inanıyorum. Böylelikle hem bizim vicdanımız hem de kamuoyunun
vicdanının rahatlatılacağı düşüncesindeyim.
"CİHAZLAR VAR AMA KARTLARI ORTADA
YOK"
Bu cihazlar çalınıyor diyoruz; ama bu cihazlar var, onların hafıza
kartları yok. Muhsin Başkan'ın telefonu konusunda ise bir
belirsizlik var. Nedense bulunamadı bunlar. Özel yetkili savcı
tarafından, orada kayıtları kimin sildiği net biçimde
biliniyor. O görüntüleri kimin aldığı ve görüntüleri kimin sildiği
açıkça yazılı.
Bu kazada hiç mi ihmal, kusur yok? Bu kriz masasındaki insanlar ne
yaptı. Sadece askeri radar kayıtlarından bahsediyoruz. Peki sivil
radar kayıtları neden yok? Ben ısrarla şunu söylüyorum. Nasıl
olduysa bize gelince hiçbiri çalışmadı. Mutlaka ihmali ve kusuru
olan insanlar vardır bunların açığa çıkarılmasını istiyorum.