Yazıcıoğlu kazasında korkutan şüphe!
Abone olDDK'nın hazırladığı rapor tartışılırken Gülefer Yazıcıoğlu'nun yaptığı açıklama tartışmaları alevlendirdi.
İNTERNETHABER-
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu'nun Muhsin Yazıcıoğlu'nun
ölümüyle ilgili hazırladığı rapor tartışılırken, dün gelen
açıklamalar suikast iddialarını biraz daha güçlendirdi. Gülefer
Yazıcıoğlu, kaza yerine ulaşmayı başaran köylülerle konuşmak
istediklerini; ancak köylülerin bir şeylerden korktuğu için
açıklama yapmaktan kaçtıklarını iddia etti. Gülefer Yazıcıoğlu,
kaza yerinde Muhsin Yazıcıoğlu'na ait cep telefondaki sim kartın da
kaybolduğunu söyledi.
Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümüyle ilgili sis perdesi bir türlü
aralanamıyor. Kaza raporlarıyla başlayan tartışmalar
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu'nun hazırladığı
raporla biraz daha alevlendi. DDK, kurtarma
çalışmalarındaki aksaklıklara dikkat çekti, ağır
ihmalin olduğu yorumunda bulundu.
Tartışmaları dün katıldığı bir TV programında değerlendiren Muhsin
Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu, kazayla ilgili kuşkularının
bulunduğunu ve haklarının hak hukuk çerçevesinde arayacaklarını
söyledi. Kaza sonrası dikkatli davrandıklarını ve kimseyi hedef
haline getirmediklerini söyleyen Gülefer Yazıcıoğlu, köylülerin
ifadelerinin kendileri için kuşku verici olduğunu ifade etti. İşte
Gülefer Yazıcıoğlu'nun o ilginç açıklaması:
"Başkanın cep telefonunda sim kartı yoktu. O kartın, telefonun
bataryası olduğu halde çıkması mümkün değildir. Kaza yerine
giden köylülerle, çok ilginçtir görüşmek istedik ama bir kaç
tanesi, çoluğumuz çocuğumuz var diyerek bunu kabul
etmediler. Bunu bizzat bize söyleyenler var. Bende o
insanların can güvenliği, kendi tercihleri. Sonuçta o insanları
zorlamak gibi bir durumum olamaz, illa illa da söyleyin diye.
Birilerinin vicdanına kalmış bir şey doğruyu söyleyip
söylememek.
Niye o insanlar dağdan ilk geldiklerinde ellerindeki telefonlar
alınarak görüntüler silindi. O görüntüler neydi? O
görüntüleri madem alanlar bir yerlere aktardıktan sonra bize
verseydiler. O kişiler onlarda olmasını istemediği
görüntüleri alıp, kaydedip silebilirlerdi. Neydi o görüntüler
bilemiyorum. "
"OCAĞI KARIŞTIRMAK İSTEYENLER
VARDI"
Muhsin Yazıcıoğlu'nun, Hrant Dink'in cinayeti sonrası yaptığı
açıklamaları da değerlendiren Gülefer Yazıcıoğlu, bu konuda genel
başkanın büyük çaba sarfettiğini söyledi. İşte o sözler:
"Başkanın o açıklamasını net olarak hatırlıyorum. Parti
içerisinde özellikle ocak içerisine sızdırıldığını, iyi niyetli o
çocukların kullanılmaya çalışıldığını başkan tespit
etmişti. Bu nedenle bu sözü söylemişti. Başkan bu tür
olayları ciddiye almıştı ve engel olmaya da başlamıştı. O gençlerin
kullanılmasını engellemek için var gücüyle çalışıyordu. Belki de
bunlardan rahatsız olan insanlar vardı bilemiyorum."
"KİMSEYİ HEDEF HALİNE
GETİRMEDİK"
Cenazede çok dikkatli hareket ettiklerini ve Alperenlerin tahrik
edilmemesi için ellerinden geleni yaptıklarını söyleyen Gülefer
Yazıcıoğlu, şunları söyledi:
"Başkanın ölümünden sonra Alperenlerin, sokağa dökülmesini
isteyen kitleler mutlaka olmuştur. Ben hep sağ olsaydı ne
isterdi diye düşündüm. Başkan ülkesinin kargaşaya sürüklenmesini
kesinlikle istemezdi. Onun için bizde sağduyulu davrandık,
taşkınlık yapmadık. Bu taşkınlık yapmamız hakkımızı,
hukukumuzu aramayacağımız anlamı taşımaz. Ben tek kişi kalsam dahi
bu davayı sürdüreceğim.
Cenazede gördük, başkana yakışır biçimde görevimizi yerine
getirdik. O duygusal ortamda çıkıp bir hedef gösterseydik, farklı
şeyler olabilirdi. Biz onu yapmadık, ülkemizi seviyoruz. Onun için
hukuk çerçevesinde mücadelemizi sürdüreceğiz. Sevgi ortamında
yaşamak istiyoruz. Bunun için çaba sarfediyoruz".