Yazıcıoğlu kazasında inanılmaz suçlama

Abone ol

Yazıcıoğlu'nun helikopter kazasıyla ilgili Araştırma Komisyonu'nun hazırladığı raporda, enkaz yerinin nokta olarak jandarmaya verildiği belirtiliyor.

Kahramanmaraş'ta 25 Mart 2009 tarihinde meydana gelen ve eski BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve 5 kişinin ölümüyle sonuçlanan helikopter kazasıyla ilgili oluşturulan Araştırma Komisyonu raporu, TBMM Genel Kurulunda bugün görüşülecek.

İşte o parorda tespit edilen çarpıcı tespitler:Raporda yer alan bilgilere göre, helikopterin pilotu Mustafa Kaya İstektepe'nin Kahramanmaraş Çağlayancerit'ten, yakıt ikmali için indiği Kahramanmaraş Hava Meydanı'nda, bir sonraki seferi için meydandaki Meteoroloji İstasyon Müdürlüğü ile irtibata geçmedi.

İstektepe'nin aldığı meteorolojik bilgi, yalnızca Kahramanmaraş Hava Meydanında Hava Trafik Kontrol Merkezi Kule tarafından verilen ve havaalanı çevresi ile sınırlı olan rutin meteorolojik bilgileri kapsıyor.

Kaza kırım raporunda, helikopterin güzergah üzerinde güvenli seyretmesini sağlayacak olan ve uluslararası havacılık kuralları gereği bulundurulması gereken Kar Saptırma Sistemi'nin (Snow Deflector Kit), helikopterde olmadığının belirlendiği ifade edildi.

Helikopterin, Kahramanmaraş Kızılöz köyü dağlık alanından geçişi süresince buzlanma, rüzgar kayması, kar yağışı ve bulut içi kısıtlı görüş nedenlerinden dolayı atmosferik koşulların ''görerek uçuş'' için elverişli olmadığı sonucuna varıldığı belirtildi.

Pilot İstektepe'nin mevzuatta belirtilen periyodik sağlık kontrollerini süresi içinde yaptırdığı, ayrıca otopsi sonucuna göre uçuş emniyetini tehlikeye sokacak herhangi bir uyuşturucu maddenin etkisi altında olmadığının anlaşıldığı kaydedildi.

Helikopterdeki GPS'nin (küresel konumlama aygıtı) çarpma ihtimali durumunda uyarı vermesi gerektiğinin belirtildiği, ancak cihazın böyle bir özelliğe sahip olmadığının anlaşıldığına işaret edildi.

KAYIP ELEKTRONİK CİHAZLAR

En güncel uçuş bilgilerini kaydedebilme özelliğine sahip olan ve uçuş sırasında helikopterde olduğu belirlenen iki elektronik cihazın, kazanın ardından bulunamadığı belirtildi.

Söz konusu sistemlerin, özellikle kötü hava koşullarında pilotlara çok yararlı olduğu ifade edilen raporda, ''Cihazlar bulunmuş olsalardı helikopterin izlediği gerçek rota ve zaman bilgilerine ulaşmak, çarpma istikametini tespit etmek ve kaza ile ilgili daha sağlıklı değerlendirmeler yapmak mümkün olabilecekti'' denildi.

Raporda, helikopterin teknik donanımının yeterli olmadığı, pilotun tüm olumsuzluklara rağmen dönmeyi ya da iniş yapmayı düşünmeden uçuşta ısrarcı olduğu sonucuna varıldı.

ARAMA KURTARMA ÇALIŞMALARI

Raporda, kazanın ardından Kahramanmaraş Valiliği ile Başbakanlık bünyesinde kriz merkezleri oluşturduğu ve iki merkezin çalışmalarını koordinasyon içerisinde yürüttüğü kaydedildi.

Kaza Araştırma ve İnceleme Kurulunun hazırladığı raporda, helikopterdeki ELT cihazının aktif durumda olmasına rağmen anteninin kırılması nedeniyle sinyal gücünün uyduya ulaşmadığı, bu nedenle ELT cihazıyla kaza yerinin tespit edilmediğinin belirtildiği ifade edildi.

JANDARMA'YA, NOKTASINA KADAR YERİ BİLDİRİLDİ

Raporda, kazanın ardından helikopterin yerinin tespiti ile ilgili yapılan çalışmalara ilişkin şunlar kaydedildi:

''Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından kendilerine iletilen telefon numaralarından sinyal bilgileri elde edilerek Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Başbakanlık Kriz Merkezi ve Genelkurmay Başkanlığı ile Ulaştırma Bakanlığına ulaştırıldığı, Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Daire Başkanlığı tarafından bu bilgilerin olabilecek en kısa sürede değerlendirilerek, oluşturulan haritaların Kahramanmaraş İl Jandarma Komutanlığına gönderildiği, neredeyse nokta şeklindeki konum bilgisinin gerek Ankara gerekse Kahramanmaraş'taki jandarma görevlileri tarafından komutanlarına aktarıldığı, fakat her nasılsa bu bilginin değerlendirme dışında tutulduğu gibi yönetmelik gereği ana arama kurtarma koordinasyon merkezine gönderilmediği tespit edilmiştir. Ayrıca TİB ve Jandarma Genel Komutanlığınca kaza günü ve sonrasında üretilen harita ve krokilerin, arama ve kurtarma ekiplerine ulaştırılmadığı da anlaşılmıştır.''

Raporda, Kahramanmaraş İl Emniyet Müdürlüğü yetkililerinin, kazayla ilgili kendilerine gelen harita ve krokilerin Kahramanmaraş Valisi Niyazi Tanılır ile paylaşıldığını belirttiğini, ancak bu belgelerin Valilik ile paylaşılmadığının anlaşıldığı kaydedildi. Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü yetkililerinin, kendilerine gelen harita ve krokilerle ilgili verdikleri bilgilerde çelişkiler bulunduğuna işaret edildi.

''İHBARLAR SAĞLIKLI DEĞERLENDİRİLMEDİ''

Arama ve kurtarma faaliyetleri icra edilirken bilgi, belge, doküman ve ihbarların sağlıklı olarak değerlendirilmediği, eldeki tek teknik veri olan telefon sinyallerinin ciddi bir analize tabi tutulmadan sahada çalışma yapan ekiplere aktarıldığına, bunun da zaman kaybına neden olduğu bilgisine yer verildi.

Kazada hayatını kaybedenlerden İHA muhabiri İsmail Güneş'in 112 Acil Servis dışında çeşitli kişi ve kurumlarca 18 defa arandığı belirtilen raporda, ''Oysa Güneş ile arama-kurtarma konusunda uzman bir yetkilinin görüşmesi durumunda kaza yerenin tespitine yönelik daha değerli bilgiler elde edilebilirdi'' görüşü dile getirildi.

Kaza yerinin tespitinde, cep telefonu sinyallerinin belirlenmesi için mobil baz istasyonlarından herhangi bir fayda elde edilemediği, söz konusu baz istasyonlarının geç intikal ettiği anlatıldı.

Arama kurtarma faaliyetleri için bölgeye getirilen kamu ya da sivil kişilere ait olan araçların, arazinin zorlu şartlarına uyumlu olmadığı, bunun da çalışmaları güçleştirdiği belirtildi.

Raporda ayrıca, olayın basına yansımasının ardından bilgi kirliliği yaşandığı kaydedildi.

Raporda, ''Son kararı verecek olan merci ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı ve mahkemeler olduğundan, halen devam eden adli soruşturma da dikkate alınarak, bu aşamada komisyonumuzca başka görüş bildirilmesinin doğru olmayacağı kanaatine varılmıştır'' ifadesine yer verildi.

-ÖNERİLER-

Raporda, kazanın ardından arama kurtarma çalışmalarında yaşanan sorunlar ışığında bazı önerilere de yer verildi.

Türk Arama Kurtarma Yönetmeliğinde arama ve kurtarma faaliyetleri ile ilgili yaklaşık 40 kurum ya da kuruluş bulunduğu, bunların koordine edilmesinde ciddi anlamda zorluklar bulunduğu belirtildi.

Arama kurtarma çalışmalarında işlerliğin etkin bir şekilde sağlanabilmesi için bu konudaki tüm yetkilerin Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının bünyesinde toplanması, sivil ve askeri kurumlar arası koordinasyonun sağlanmasının önem taşıdığı vurgulandı.

Yer tespiti çalışmalarında ciddi önemi bulunan cep telefonu sinyallerinin farklı operatörlere ait baz istasyonlarına ulaşmasına rağmen altyapı uyumsuzluğu nedeniyle bu bilgilerin sim kartı sahibi olan firma dışındakiler tarafından okunmadığı açıklandı.

Gerekirse mevzuat düzenlemesine gidilerek kaza yerinde yayılan sinyallerin, ulaştığı tüm baz istasyonlarının işleticileri tarafından değerlendirilmesine imkan tanınması gerektiğine işaret edildi.

ELT cihazlarındaki yanılma payı dikkate alınarak, GPS modülü içeren ELT cihazlarının kullanılmasının zorunlu hale getirilmesinin önemine dikkat çekildi.

Cep telefonun yeri ile ilgili bilgilerin mahkemeler tarafından ''haberleşmenin gizliliği'' kapsamında değerlendirilmesi nedeniyle hakim kararı olmadan bu bilginin temin edilemediği ifade edilen raporda, acil durumlar göz önüne alınarak bu konuda yasal düzenlemeye gidilmesi öneresine yer verildi.

Rapordaki diğer önerilerden bazıları şöyle:

''Sadece arama kurtarma faaliyetlerinde kullanılmak üzere kesintisiz bir haberleşmenin sağlanması için Türkiye genelinde bir ana bir yedek olmak üzere iki frekans tahsis edilmesi yerinde olacaktır.

Kriz durumlarında bilgi kirliliğinin önüne geçilmeli.

Değişik amaçlara hizmet eden 112, 155, 156 gibi çağrı merkezleri tek bir çatı altında toplanmalı ve gelen her türlü ihbar ve şikayetler kayıt altına alınmalı.

Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün imkanları artırılmalı.

Arama kurtarma hizmetlerinin kesintisiz ve etkinlikle yürütülebilmesi için Ulusal Arama Kurtarma Eylem Planı hazırlanması gerekiyor.

Ülkemizde havacılık uluslararası uluslararası uygulamaları ile tam bir paralellik sağlamlı.

Pilotların, risk taşıyan durumlarda inisiyatif kullanmasını zorlaştırdığı ifade edilen mevcut mevzuat yeniden gözden geçirilmeli.

Helikopter yolcularına da uçak yolcularında olduğu gibi uçuş öncesi acil durum eğitimi verilmesi zorunlu hale getirilmeli.

İstihbarat birimlerinin teftiş ve denetimleri İçişleri Bakanlığı müfettişlerince düzenli olarak yapılmalı.''

Pilot Mustafa Kaya İstektepe'nin kullandığı, Eski BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile Erhan Üstündağ, Yüksel Yancı, Murat Çetinkaya, İHA muhabiri İsmail Güneşin bulunduğu helikopter, 25 Mart 2009 tarihinde, Kahramanmaraş Çağlayancerit-Yozgat Yerköy uçuşu sırasında, Kahramanmaraş Keş Dağı'nda düşmüş, Yazıcıoğu ve diğer 5 kişi hayatını kaybetmişti.

Kazasının ardından, 5 Nisan 2009'da, AK Parti Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü başkanlığında kurulan Meclis Araştırması Komisyonu, ek süre imkanını da kullanarak 4 aylık çalışmasını tamamlamış, ancak, araştırma için önemli bir ayrıntı olan kaza kırım raporu, komisyon çalışmalarını tamamladıktan sonra yayımlanmıştı. Bunun üzerine, AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak Başkanlığında yeniden bir komisyon oluşturulmuştu.

Günün Önemli Haberleri