Yazıcıoğlu kazasında 5 karanlık nokta!
Abone olBBP Genel Başkanı Mustafa Destici terörle mücadele ve Yazıcıoğlu kazasıyla ilgili yaptıkları liderler turunu internethaber'e anlattı
Nergis DEMİRKAYA
İNTERNETHABER
ANKARA- Büyük Birlik Partisi'nin çiçeği burnunda genel başkanı Mustafa Destici görevine hızlı başladı. BBP'yi 'seçimlere hazırlanan klasik bir parti değil bir misyon fikir hareketi' olarak tanımlayan Destici'nin ilk işi Türkiye'nin en önemli gündem maddelerinden biri olan terörle ilgili siyasi partiler turu başlatmak oldu.
HAS Parti'den DSP'ye CHP'den AK Parti'ye küçük büyük demeden herkesin kapısı çalındı. Destici'nin, "Bu sorunun çözümünde beklenen atımları atmadıkları için eziklik yaşıyor" diye eleştirdiği MHP dışında kimse görüşme talebini geri çevirmedi.
Kurtulmuş'tan Türker'e, Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a kadar yapılan bütün görüşmelerde raporlar sunuldu, öneriler sıralandı, görüşler dinlendi.
Turun sonunda Destici'nin izlenimi Başbakan'ın terörle mücadelenin güvenlik boyutundaki kararlılığı. Demirtaş'ın "AK Parti savaşa hazırlanıyor" açıklamasına gönderme yapan Destici, "Onlar da hükümetin ve genelkurmayın nasıl bir hazırlık içinde olduğunu görüyorlar. Terörü bitirme noktasında bayramdan sonra çok ciddi adımlar atılacağını öngörüyorum" dedi.
Helikopter kazasında hayatını kaybeden Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümü üzerindeki şüpheler de en az terörle mücadele kadar BBP'nin öncelikli gündem maddelerinden biri.
Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan ile yapılan görüşmelerde bu konu da ele alındı. BBP lideri Destici Cumhurbaşkanı Gül'ün, "aklım almıyor" diye dile getirdiği iki konuyu paylaşırken BBP olarak da kendi akıllarının almadığı 5 soruyu sıraladı. Destici'ye göre ortaya çıkan bilgiler Yazıcıoğlu'nun bulunmak istenmediğine işaret ediyor, her gelen yeni bilgi belge de suikast sabotaj şüphesini güçlendiriyor.
İşte Destici'nin internethaber okurları için sorularımıza verdiği yanıtlar:
- Genel başkan olduktan sonra siyasi partilerle bir görüşme yaptınız. Hedefiniz nedir, nasıl karşılandınız?
Türkiye 27 yıldır terörle mücadele ediyor. Bu yeni başlamadı ama hala yanlışlar, eksiklikler var. HAS Parti, SP, DP, DSP, CHP ve AK Parti'nin yanı sıra Bakanlar Atalay, Ergin, Arınç ve Eker ile görüştük. Bütün partilere hazırladığımız raporu sunduk, ayrıca CHP ve AK Parti'ye diğer siyasi partilerle yaptığımız görüşmeleri aktardık.
MHP EZİKLİK YAŞIYOR
- MHP yok mu?
MHP bana bile randevu vermedi. "Siz de en az bizim kadar bu sorunun sona erdirilmesi için samimisiniz. Bu konuyu görüşmek istiyoruz" mektubumuza yanıt alamadık. 99 seçimlerinde millet yüzde 18 oyu 'Apo asılacak, Kandil sönecek' diye verdi. Ama idam kendi hükümetleri döneminde kaldırıldı. Bütün bunları yaşadığı için MHP eziklik yaşıyor, konunun gündeme gelmesini istemiyor.
-Hala MHP'nin öncelikli gündem maddesi terör ama...
Ama hükümeti eleştirmek dışında ortaya koydukları bir çözüm önerileri yok. Ben bir çözüm önerisi paketi paylaşıyorum ama MHP'de hükümetin önerilerini eleştirme dışında bir şey yok. Ben MHP ile tabanı en yakın siyasi partiyim. MHP bugün MHP ise bizim çok emeğimiz var. Bugün milletvekili bakan olanlar o zaman yoktu. Türkiye'nin en önemli meselesinde MHP bizimle bile konuşmuyor.
BDP'NİN BİN PİŞMAN VEKİLLERİ
-Partilerin yaklaşımı nasıl oldu?
DP ile askerliğin tamamen paralı olması dışında örtüşüyoruz. SP İslam kardeşliği temelinde çözüm arıyor. HAS Parti, Kandil muhattap alınsın, koruculuk kaldırılsın, özel harekat olmasın diyor. Biz BDP ve Kandilin muhattap alınmasını doğru bulmuyoruz. BDP PKK talimatı ile karar veriyor. Elçi, Tan, Esat Canan da bin pişman. Bunlar bölgenin temsilcisi değil. 2.5 milyon oy varsa karşısında da 2.5 milyon oy var.
BBP'NİN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
- Sizin çözüm önerileriniz nedir?
Başbakan'a '1946 Ankara anlaşması geçerli mi?' diye sordum. Terör saldırıları için 75 km içeri girme hakkı veriyor. Türkiye sırtını Gabar'a dayayıp sınırı geçilmez yapmalı. Terörle mücadele edecek özel bir istihbarat birimi ve terörün finansmanıyla mücadele edecek ayrı bir kurum gerek. Teröristlerin etkisizleşmesi için sınır karakolları yerine hudut içinde görev yapacak mobil birlikler kurulmalı. 2-3 bin kişiden oluşan, iyi yetiştirilmiş, dağda yaşayacak, 5 yıl görev yapacak, milletvekili maaşı alacak birlikler. İkincisi özel harekat ve koruculuk sistemi muhafaza edilmeli. Doğuda görev yapanların tamamı da profesyonel askerlerden oluşmalı.
DOĞUYA 2 BİN PSİKOLOG SOSYOLOG
-Sadece güvenlik mi?
Terörle mücadelenin psikolojik boyutu ve basın ayağı da önemli. Son seçimde bağımsız adaylar barış havarisi, demokrasi aşığı diye sunuldu. Böyle yaparak PKK'yı meşrulaştırdılar, oy almasına katkı sağladılar. Milli manevi değerlere bağlı 2 bin psikolog-sosyolog yetiştirilip bölgeye gönderilmeli. Basın yayında da terörün çirkin yüzü anlatılmalı.
- Başbakan'a ne dediniz?
Hem bunları muhattap almaktan vazgeçmesi hem de önce güvenlik demesi çok doğru. Kürt sorunu yoktur PKK sorunu vardır sözleri ile bizimle aynı noktaya geldiler. Bunları önemsediğimizi söyledim. Muhattap o bölgedeki mihmandarlar, dini önderler, STK'lar, gönderilecek sosyolog psikologlar olmalı.
CHP CENGİZ ÇANDAR'I SORDU
-Görüştüğünüz liderler neler söyledi?
Has Parti 2009 da 'Başbakan kurtarıcı gibi görünürken bugün düşman olarak görünüyor, neden' diye Başbakan'a sormamı istedi. CHP ve DSP'de güvenlik boyutuna olumlu bakıyor. Terörün kendi dönemlerinde sona erdiğini AK Parti döneminde arttığını söylüyor. CHP askeri değil sivil iradeyi başarısız buluyor. CHP de DSP de Başbakan'a Cengiz Çandar'a o raporu hangi niyetle hazırlatıldığını sormamı istedi. Başbakan ise ben hazırlatmadım, TESEV raporu, bu iftira dedi.
BAŞBAKAN'IN MERAKI MHP
- Başbakan'dan ne istediniz?
Amacımız şu. Ülkenin en önemli gündemi bu. Bıçak kemiğe dayandı. Parti menfaatleri millet menfaatleri önüne konulmasın. Bir kayıkçı kavgasıdır gidiyor. Hepsi de bundan besleniyor. Başbakan'a bu hem size hem de siyasete, millete haksızlık, bütün partiler biraraya gelip ortak akıl oluşturup siyasi kararlılıkla bu işe artık nokta koyalım dedim.
-Başbakan'ın yanıtı ne oldu?
Başbakan görüşmek istiyoruz, görüşmüyorlar dedi. İşte MHP... Siz görüşebildiniz mi diye sordu. Dedim dönüş olmadı. Biz 7 yıldır görüşmüyoruz dedi. Yapmak, ortak bir şey oluşturmak istiyoruz ama görüşmüyorlar dedi.
- Bu görüşmelerin sonucunda edindiğiniz izlenim nedir?
Başbakan'ı terörle mücadelenin güvenlik boyutuyla ilgili çok kararlı gördüm. Demirtaş'ın son açıklamalarına dikkat edin. Onlar da hükümetin ve genelkurmayın nasıl bir hazırlık içinde olduğunu görüyorlar.
KILIÇDAROĞLU'NU GÜLDÜRDÜ
- İdam getirilsin öneriniz nasıl karşılandı?
Kılıçdaroğlu'na 'siz yokken idamı kaldırdılar. CHP olsa buna müsaade etmezdi' dedim. Buna güldü tabi. Biz idamın sapıklar ve asker şehit etmiş terör suçluları için istiyor referanduma götürülmesini öneriyoruz. Kılıçdaroğlu 'evet-hayır' demedi, ama değerlendirecekler. Başbakan daha önce "Gündemimizde yok" demişti. Ama bu kez kesin 'evet ya da hayır' gibi bir yorum yapmadı.
BAYRAMDAN SONRA ADIM ATILACAK
- AK Parti ''savaşa hazırlanıyor' dedi...
Terörü bitirme noktasında bayramdan sonra çok ciddi adımlar atılacağını öngörüyorum. YAŞ'ta yaşananlar, terörle ilgili konsept değiştiriyorum açıklamaları, özel harekat birlikleri... Bunlardan sonra ciddi kararlı adımlar atılmazsa vebali hükümetin üzerine.
GÜL'ÜN ANLAMADIĞI İKİ KONU
- Yazıcıoğlu kazasıyla ilgili gelinen aşama nedir?
Cumhurbaşkanı'na ilk gittiğimizde 'bu bir kaza' diye düşünüyordu, ama belki gönlümüzü almak, belki Yazıcıoğlu'na yönelik sevgi saygıları nedeniyle ilgi gösterip DDK'ya harekete geçirdiler. DDK çok ciddi bir çalışma yaptı çıkan sonuç bizi özel yetkili mahkemeye götürdü. Cumhurbaşkanı şimdi diyor ki, DDK'yı çalıştırmasaydık Meclis Araştırma Komisyonu ile üstü kapanacaktı. Cumhurbaşkanı son görüşmede "İçinde önemli bir siyasetçinin olduğu helikoptere 46 saat ulaşılamıyor" dedi. Yine Cumhurbaşkanı, "Aklım almıyor eldeki tek teknik bilgi TİB haritası. Her yer aranıyor ama bu haritanın gösterdiği yer aranmıyor" diyor.
- Sizin aklınızın almadığı neler var?
Nasıl oluyor da 28-29'unda orda olan cihazlar kayboluyor.
Nasıl oluyor da bir ilin valisi kurtuldu, geliyor diye açıklama yapıyor, hala bu açıklamanın arkası çözülemiyor.
Nasıl oluyor da İstanbul'dan Ankara'ya, ordan Sivas'a, Çağlayangeçit'e giden helikopterin radar kayıtları var da o son uçuşta yok. TSK THK bizim ülkemizdeki uçuşlardan habersiz mi?
Nasıl oluyor da enkazın bazı parçaları yakılabiliyor.
Nasıl oluyor da bu kadar büyük ve güçlü devlet doğru düzgün arama kurtarma yapamıyor.
- Açıklığa kavuşan noktalar da var artık...
Kayıt cihazlarını kimin aldığı görülüyor. Devlet dedim ama asker mi sivil görevliler mi görüntülerin incelenmesinden çıkacak. Bilgi notunun da Jandarma istihbarattan çıktığı kesinleşti. Ama bu bilginin kaynağı hala ortada yok. Biz her türlü provokasyona rağmen hukuk içinde kaldık. Şimdi de özel yetkili savcılığın bunu sonuçlandıracağına inanıyoruz. Kayıp cihazları alanlar niye aldık diyecek. Kendisine gelen yeri aramayanlar ne diyecek. Bunların birbiri ile bağlantıları ortaya dökülecek mi? Bütün bu sorulara mahkeme yanıt verecek.
-Yazıcıoğlu bulunmak istenmedi mi?
Toplumun kanaati böyle.
- Suikast şüphesi?
Ben öyle demiyorum, ama o ihtimali göz önünde bulundurmak gerek. Her gelen yeni bilgi de suikast sabotaj şüphesini güçlendiriyor.
- Davanın takipçisiniz tabi...
Hem de çok yakından. Hukukçularımız izliyor. Zirve kitabevi katliamı davası da aynı Savcıya verilmişti, ben gidip hemen Adalet Bakanı ve HSYK ile görüştüm, Zirve Davası alınıp başka savcıya verildi. Bu savcı sadece benim dosyama baksın başka bir şeyle ilgilenmesin istiyorum.