Süper Lig'de deplasmanda Eskişehirspor ile karşı karşıya gelen Fenerbahçe, sahadan Caner, Niang ve Semih'in golleri ile galip ayrıldı. Fenerbahçe'nin kritik bir virajı döndüğünü söyleyen yazarlar, takımın iyi oyununun yanında bireysel performanslara da değindi Yazarların yorumlarından öne çıkanlar: Mehmet Demirkol: "Emre ve Alex değiştirdi" (Milliyet) "Emre gereğinden fazla defansif görevler alınca, pas kaynağı olarak sadece Alex kalıyor. Topu bir şekilde gol bölgesine taşıyabilirseniz sorun yok. 10 numara dünkü gibi 2 gol bulup işi değiştiriyor. Ama golden sonra olduğu gibi kontraya yattığında işi yürümüyor. Çünkü Niang da al ve koşturcu... Bu iki yetenekle Fenerbahçe kontratakta bir ortak akıl oluşturamıyor." Gürcan Bilgiç: "Gönül'lü koşu" (Sabah) "Bütün bu detayların arasından sıyrılıp, performansı hakkındaki her "keyifli" cümleyi hak eden oyuncu ise Gökhan Gönül'dü 100 metrelik bir koridoru böylesine iyi kullanan forvetlerden bile daha korkulu olabilen, yüreği ile ciğerini aynı anda çalıştırabilen bir isim Gökhan... Kritik kademeler ile önlediği atakları bir tarafa koyun, bindirmeleri ile yarattığı pozisyonları diğer tarafa..." Levent Tüzemen: "Alex'in verimi Emre ile artıyor" (Sabah) Aykut Kocaman Bursaspor beraberliğinden ne dersler çıkarmıştı? Emre'nin dönüşü Fenerbahçe orta sahasına sadece nefes aldırmadı; Alex'in hücumu düşünürek oynamasını sağladı. Emre'nin yokluğunda Alex orta sahada etkili toplar alamıyor; bu yüzden rakip markajdan kurtulmak için sık sık savunmasını önüne gelip top alıyordu. Bülent Uygun, Sivas'da teknik adamlık yaparken ve şampiyonluğa oynarken, Fenerbahçe'nin birçok oyuncusuyla defalarca karşı karşıya geldi Yani Uygun'da rakibin röntgenleri vardı. Alex'e önlem almayı düşünmemesi ve adam markajı uygulamaması Eskişehir'in maçı kaybetmesinde etkili oldu. İster Kadıköy'de; ister deplasmanda olsun Fenerbahçe öne geçtiği hiçbir maçı kaybetmez çünkü takım savunmasını doğru yapıyor. Şansal Büyüka: "Sınıfı geçti" (Akşam) F.Bahçe'nin geçmiş yıllardan Eskişehir karnesi kırıklarla dolu. Ama bu kez Eskişehir'de sınıfı geçti... Futbol olarak geçmese bile sonuç olarak geçti... Aslında yenik duruma düştükten sonra, bu kadar kısa sürede oyunu çevirmek, Fenerbahçe adına büyük başarıydı... Hele sonraki dakikalar... Eskişehir'in şoku yaşadığı dakikalar Fenerbahçe'yi farka götürebilirdi... Ivesa'da kalan iki Alex kafası, Alex'in 'al da at' diye verdiği pozisyonları kullanamayanlar farkı önledi... Hemen belirtelim ki, atılan iki golün asisti de Alex'e aitti... Selim Soydan: "Caner beni utandırdı" (Vatan) F.Bahçe açısından sezonun en zor maçıydı.. Rakibin kalitesinden, Eskişehir deplasmanının zorluğundan veya Bülent Uygun’un hırs yapmasından dolayı değil.. Emre’nin sakat olmasından dolayı.. Emre sahada “yarım adam” olarak mücadele ederken, Selçuk ile Dia’nın kadroda bile yer almaması aslında kâbus efekti uyandırıyordu bende.. Çünkü seçenek azalıyor.. SOL kanatta mecburen Caner’e şans vermek zorunda kaldı Aykut.. Ve Caner bu sezon ilk defa beni utandırdı.. Ziya Şengül: "Caner’in performansı ve Alex’in asistleri" (Star) Çok enteresan bir maç izledim. İlk dakikalarda Eskişehir’inn olağanüstü hızlı başlangıcı, Burhan’ın mükemmel gol pası ve Batuhan’ın alkışlanacak golüne şahit olduk. Eskişehir gol sevincini yaşarken, Fener’in bana göre dünkü maçta en iyi oyuncusu olan Caner attığı golle takımının kabuslara girmesini engelleyip, oyuna ağırlığını koymasına neden oldu. Hemen Niang’ın ikinci Fener golünde asisti yapan oyucu yine Alex’ti... Alaattin Metin: "Alex ile Caner'in farklı futbolu" (Akşam) Fenerbahçe'nin ligin ikinci yarısındaki 9 hafta oynadığı 'Oyunu ileride kuran, baskılı, karşısındakini hataya zorlayan futbolu' oynayamamasının iki nedeni var. Birincisi, klasik şampiyonluk stresi... 'Hata yaparsam, puan kaybedersem yarıştan koparım' anlayışı... Önce gol yememeyi düşündükleri için de, futbolcular oyunun defans yönüne ağırlık veriyorlar. Nasıl olsa Alex var; bir hareketle işi bitirir havasındalar. İkincisi ise; o özlenen futbolu Emre, Gökhan ileTopuz adlı üç cesur yürek; hırsları ve mücadeleleriyle arkadaşlarını ateşleyerek sahneye koyuyorlardı. Seçuk Yula: "Kaldığı yerden devam" (Fotomaç) "Dün akşamki efektif oyunun bir mimarı da ileride basmayı tercih eden Cristian'dı. Şut attı, çalım attı ve rakip sahada bastı. İkinci golde Alex'e pası veren Lugano'ydu. Niang'ın golünde Alex'e pası veren Lugano'ydu. Alex'in kafa vuruşunda Gökhan Gönül'e asisti yapan gene Lugano'ydu. Savunmadan öne sürpriz adam çıkarmak her zaman rakip defansın dengesini bozar. Bir not daha; Lugano, Pele'ye gole giderken faul yaptı, kart yedi. İşte kartı yiyeceksen hakeme itirazdan falan değil böyle mücadeleyle yiyeceksin ki seni alkışlayalım." Rıdvan Dilmen: "Dolu dolu değil, doğru oynadı" (Fotomaç) "Aykut Kocaman haftalardır maçların son anlarında takıma hücum oynatıyor. Bu doğru mu tartışılır. Ama uzun zamandır hiçbir teknik direktör bunları yapmıyordu. Geçen hafta Fenerbahçe için zor dakikalar başladı demiştim, şimdi aynı şeyler Trabzonspor için geçerli. Bence artık Fenerbahçe ile Trabzonspor'un maçları aynı saatte başlamalı. Eskişehirspor'u kendi sahasında beğenmiyordum. Beni yanıltmadılar, iyi oynamadılar. " Altan Tanrıkulu: "Sarışın genç çocuk" (Hürriyet) İLK kez Faroe Adaları’nda karşılaşmıştım Yüksel Bey ve Nursel Hanım’la.. Fenerbahçe’nin peşinden binlerce kilometreyi aşıp gelmelerine şaşırmıştım..