Yazarlar yeni bir konu buldu
Abone olBu aralar medya dünyası bir konu üzerinde ısrarla duruyor. "Türkçe elden gidiyor" diye yaygara koparanlara, Milliyet yazarı Hasan Pulur ilginç bir cevap verdi.
Argonun Türk dilinin tuzu biberi olduğunu savunan Hasan Pulur'un konuyla ilgili yazısı şöyle.... ARGO DİLİN RENGİDİR... VAH, vah, vah! Meğer ne kadar ''cici çocuklar''mış, argo nedir bilmezlermiş, hele küfür, asla, anneleri hemen ağızlarına biber sürermiş... ''Argo'' tartışmasında ''argo''yu kötüleyenleri duydukça, gördükçe onlara acıyasımız geliyor! ''Argo'', her dilin olduğu gibi Türkçenin de süsüdür, rengidir, tadıdır, tuzudur, biberidir. ''EFENDİM, argo, Türkçeyi bozuyormuş!'' Yaaa, nasıl anlamışlar?.. Bütün kabahat Sinan Çetin'in ''Avrupa Yakası'' adlı dizisinde... Diziye öyle bir kadro yapmış ki,Gazanfer Özcan'dan Hümeyra'ya Ata Demirel'den Gülse Birsel'e ve fıttırık kız ''Selin''e, (Evrim Akın) kadar, seyretmemek mümkün değil... İşte ''Türkçe elden gidiyor'' diye feryat edenler bu kızcağızın ''Oha falan oldum'' deyimine takmışlar. BU bir argo deyimdir; eğer siz Türkçeyi bu hale getirenleri merak ediyorsanız Taksim'den Şişli'ye kadar bir yürüyün kaç tane adı Türkçe olan dükkan bulacaksınız, ona bakın... ''ARGO'' genç insanların ürünüdür, onlar kendi aralarında ''argo'' üretir ve kullanırlar... ''Argo''ya ''edepsizlik'' diye bakanlar da vardır. Doğrudur, lakin ''argo''nun edepsizliği yanında güzelliği olduğu gibi, edepsiz olmayanı da vardır. Mesela, bugünlerde gençler birbiriyle konuşurken ''gurur yapma, heyecan yapma, vicdan yapma'' gibi deyimler de kullanmaktadırlar, bunların edepsizliği yoktur, ama anlamı vardır. ''Heyecan yapma''nın anlamı ''heyecanlanma'' değil midir? Ya da ''vicdan yapma''nın anlamı ''duygu sömürüsü''ne uymaz mı? Kimsenin ''Türkçeyi argoya teslim etmek'' gibi bir düşüncesi olamaz ama, ''argo'' da neredeyse dilimize musallat olmuş bir hastalık gibi de düşünülemez. ''Argo'', dilimizin bazen tatlı rengi, bazen de tatsız rengidir ama, ama renktir. HER dönemin argosu vardır, mesela ''boş vermek'' bizim gençliğimizin argosuydu. Okuldan kaçmaya ''kırmak'' denirdi, sınıfta kalmaya da ''çakmak'' uygun görülmüştü, kopyanın adı da ''palamut'' değil miydi? Şimdi ki gençler de ''Oha falan oldum!''la idare ediyorlar. Hem söyleyin, yağdanlık da yalakalık da döneklik de argo değil midir? HASAN PULUR / MİLLİYET