Serdar Turgut haklı. Gazetelerde habercilik daha çok ön planda
şimdilerde. Fatih Altaylı, Habertürk'ü doğru düzgün habercilik
yaparak büyüttü.
Milliyet'te Tayfun Devecioğlu dönemi köşe
yazarından çok, muhabirlere önem veriliyor. Akşam'da bir
köşeye itilen Mevheş Evin, inanılmaz işler yapıyor. Mevheş
köşe yazarıydı, şimdilerde serbest muhabir gibi
çalışıyor.
Hal böyle olunca; Tayfun Bey'in Milliyet'i de eski silik
görüntüsünden kurtulup etkili bir gazete oldu.
Vatan'ın eski hali gibi!
Ertuğrul Özkök döneminde Hürriyet'te, köşe yazarları hep
ön plandaydı. Her bir yazara ayrı bir rol biçmişti Ertuğrul Bey. O
yüzden bazı yazarlar koskoca Hürriyet markasının önüne
geçebildi.
Emin Çölaşan mesela. Bekir
Coşkun mesela. Kabul edelim ki bu ikilinin ayrılığı
Hürriyet'e zarar verdi.
Hürriyet'te şimdi yeni bir dönem başladı. Hürriyet'in her
kademesinde görev yapan Enis Berberoğlu, farklı bir gazete
yapmaya çalışıyor. Dikkatinizi çekiyor mu bilmiyorum, Hürriyet'te
eskisi gibi yazarlar çok ön planda değil. Daha çok habere
çalışılıyor. Enis Berberoğlu, genel yayın yönetmeni gibi
değil de, bir muhabir gibi oradan oraya koşturup, Türkiye'nin
gündemini belirleyen röportajlar yapıyor.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül röportajı, Genelkurmay
Başkanı ile yapılan söyleşi... Ve sanırım sırada Başbakan
var. Berberoğlu habercilik yaparak Hürriyet'i eski
Hürriyet yapmaya çalışıyor.
Başarabilecek mi peki?
Benim tanıdığım Berberoğlu bu işin üstesinden gelecek!
Peki Sabah'ta neler oluyor?
Erdal Şafak'ın iyi niyetinden kuşkum yok. Ama orası ayrı
bir yer. Şafak ne yaparsa yapsın istediği gibi bir
gazetecilik yapamaz. Şafak genel yayın yönetmeni ama, tokmak
başkasının elinde. Her kafadan ses çıkınca, değil Erdal
Şafak, kim gelirse gelsin Sabah'ı eski şaşaalı günlerine
kavuşturamaz.
Akşam için de bir şeyler söylemek gerekirse... İsmail
Küçükkaya muhabirlikten gelen bir arkadaşımız. İyi de
başladı. Ama şu da bir gerçek ki parasız iş olmuyor.
İsmail'in yaptığı gazetecilik ne yazık ki, parasızlıktan inim inim
inleyen gazeteci arkadaşlarımızın yarasına merhem
olmuyor.
Özeti şu:
Haber eskiden muhabiri yüceltiyordu. Özkök döneminde
muhabirlik öldü, köşe yazarları birer muhabir yazar oldu. Şimdi
yine o günlere dönüş var.
Sevindirici olan şu; habere, muhabire büyükler önem vermeye
başladı.
Bu uygulama devam ederse, eskisi gibi "medya
savaşları" veya "iktidarla kavgalar"
kolay kolay olmaz!
Hadi hayırlısı!