Yazarlar, köpekler, eşekler vesaire
Abone olYakın dostlar birbirlerinin isimlerini besledikleri hayvanlara verirse ne olur? Mehmet Barlas, medyanın önde gelen isimlerinde yeni moda olan bu davranışı irdeledi.
Medyanın önde gelen isimleri evlerindeki besledikleri kedi ve
köpeklere birbirlerinin isimlerini vermeye başladı. En son olarak
Ertuğrul Özkök köpeğinin ismini "Pakize", Pakize Suda ise kedisine
"Ertuğrul" ismini verdi. adlı yazı yazan Barlas, bunda Cem
Yılmaz'dan ödünç alarak söylersek "yüksünecek bir şey olmadığı"nı
yazdı:
Yazdıkları için öğrendik. Ertuğrul Özkök'ün evindeki köpeğin adı
"Pakize" ymiş. Pakize Suda da kedisine "Ertuğrul" adını koymuş.
Bence hoş şeyler bunlar. Hürriyet'te çalışan ve biri genel yayın
müdürü diğeri de yazar olan iki arkadaş da, evlerine işlerini
götürmüş gibi bir durum bu.
Ama konvansiyonel aklın bu durumu kabul etmesi kolay değil. Örneğin
dün Radikal'de Hakkı Devrim, köpeklere insan adı vermeyi şu
örnekleme ile hafifçe kınamıştı: Refi Cevat Ulunay'ın Kartal'da her
akşam sırtına binip çiftliğine gittiği eşeğe Ali Naci (Karacan)
adını verdiğini, Nadir Nadi'nin köpeğini Burhan (Felek) diye
çağırdığını, Sedat Simavi'nin eşine Hikmet Feridun'un (Es) yemini
verdin mi diye sorduğunu, düşünebilir misiniz? Yeni kuşakların
belki hatırlamadıkları bu isimler, gazetelerin patronlarına ve
yazarlarına aittir.
Evet.. Bana göre çok sevdiğiniz köpeğinize ancak sevdiğiniz bir
insanın adını verebilirsiniz. Ben Yorkshire'lerimin birine Cemoş,
diğerine Eloş diye iki çocuğumun adını koymuştum. Oğlum da Alman
kurduna Memoş adını vermişti.
Ama yabancı birinin o köpeği o kişinin adı ile çağırması
rahatsızlık yaratabilir. Hakkı Devrim bunu da hatırlatmış
yazısında: Bende de bir tuhaflık yok değil hani! Tanıdık bir evdeki
hayvanın kendi adıyla çağrıldığını işitmek insanı rahatsız eder,
diye düşünmekten vazgeçemiyorum. Ev sahibinin, "Hakkııı!" diye
seslendiğini düşünüyorum mesela. Beni mi çağırıyor, köpeğine mi
sesleniyor belli değilse, nasıl davranılacak, kestiremiyorum.
Yazı: Mehmet Barlas
Kaynak: