Yazarlar, BBG'yi aratmıyor!
Abone olHürriyet'in iki yazarı Emin Çölaşan ile Mehmet Ali Birand arasındaki kavga, skandallarıyla ünlü BBG evini gölgede bırakacak safhaya geldi.
Medya eleştiri siteleri arasında önemli bir yere sahip olan
www.haberciler.com sitesi, medya dünyasının önemli iki yazarının
tartışmasanı BBG Evi'ne uyarladı. İşte haber.... İkisi de aynı
evde.. İkisinin de mesleği gazeteci... Biri İstanbul'da oturuyor,
diğeri Ankara'da... 06 Emin'i kızdıran son olay, 34 Mehmet Ali'nin
Belçika vatandaşı olması. Şimdi evimize dönelim ve tartışmanın son
nedenini 06 Emin'in yazdıklarından öğrenelim: "KIBRIS'ta Rumlara
ver-kurtul takımının önderi ve AB'nin Türkiye'deki baş avukatı
Mehmet Ali Birand. O bir dış politika uzmanı! Geçmişinde sahtecilik
ve devleti dolandırmaktan aldığı hapis cezası nedeniyle kara leke
olsa bile, hiç kimsenin umurunda değil. Hatta kendisinin de!
‘‘Yaptımsa ben yaptım, kime ne’’ diyebilen pişkin biri. Okuyucum
Berker Ertuna, bu arkadaşın geçmişte AB ve Kıbrıs konusunda
yazdıklarını arşivden çıkarıp bana göndermiş. Mektubunda şöyle
diyor: ‘‘Bugün soluk almadan Denktaş'a yüklenen bu şahıs, yakın
geçmişte Kıbrıs konusunda bakın nasıl zehir zemberek bir şahinmiş!
Yalnız o değil, elimde başka Karen Fogg çocuklarının yazılarından
da örnekler var. Yaşını başını almış, üstelik keyfi yerinde adamlar
devşirilip böyle bir ‘‘U’’ dönüşü için kıvama getirilmişse, mavi AB
bayraklarıyla Kıbrıs'ta sokağa dökülenlere şaşacak ne var!
Toplumsal belleğimiz o kadar zayıf ki, Birand'a her şeyi
yakıştıracak bir insan olmama karşın, geçmişteki yazılarını görünce
ben bile gözlerime inanamadım. Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı
yürütülen psikolojik savaşın figüranlarını halkımıza sergilemek
için katkınızı dilerim.’’ * Peki Kıbrıs ve AB için yakın geçmişte
ne yazmış bizim Mehmet Ali? İşte 19 Eylül 1997 tarihli Sabah
Gazetesi'nde çıkan yazısından bölümler: ‘‘Bazı öyle gelişmeler
yaşanıyor ki, bende kuşku yaratıyor. Sanki perde arkasında bambaşka
şeyler hazırlanıyormuş, kimi ülkelerin kafalarının ardında başka
hesaplar varmış gibi geliyor. Örneğin, Kıbrıs Rumlarının
esnekleşmesi için kimse çaba harcamıyor. Aksine Klerides'e ‘ne
yaparsan yap, biz yine de seni tam üyeliğe (AB üyeliğine) kabul
edeceğiz' mesajları veriliyor. Rum yönetiminde ‘‘eğer çözüm olmazsa
tam üyelik suya düşer’’ kuşkusu dahi yaratılmıyor. Hele Yunanlılar
son derece rahatlar. Çubuklarını yakmışlar, keyifle sonucu
bekliyorlar. Hiçbir AB ülkesi de Atina'yı uyarmıyor...’’ Ve o
günlerin ‘‘şahini’’ endişelerini açıklıyor: ‘‘Çözümsüzlük... Bunu
elde etmek çok kolay. Türk tarafının egemenlik ısrarı reddedilir,
Ankara ile Denktaş ‘uzlaşmaz taraf' ilan edilir ve Kıbrıs Rumları
AB'ye alınır...’’ Ve şimdi Mehmet Ali'nin 5 Eylül 1997 tarihli
yazısına bakalım: ‘‘Amerika ve AB (Kıbrıs konusunda) kaş yapayım
derken göz çıkarmaya hazırlanıyorlar. Zira onların formülü Rumların
ağırlıklı olarak yöneteceği, sahiplik edeceği bir Kıbrıs'ta
Türklere ‘arttırılmış azınlık hakları' tanımaktır. Batı için
Kıbrıs, Rumlara aittir. Oysa çok yanılıyorlar... TÜRKİYE'NİN BİR
KIBRIS ÇÖZÜMÜ SAYESİNDE AB'YE TAM ÜYE OLABİLECEĞİ VARSAYIMI, TAM
ANLAMIYLA HAYALDİR. TÜRKİYE, KIBRIS'TA AĞZIYLA KUŞ TUTSA DAHİ
(AB'ye) TAM ÜYE OLAMAZ.’’ * O zaman gerçekleri görüyormuş. Peki ama
bu Mehmet Ali 4,5 yılda nasıl 180 derece döndü? Nasıl devşirildi?
Geçmişte yazdıklarını nasıl inkár edecek? Yanıtı çok basit efendim!
Şimdi yazacaklarımı okuyunca belki şaşıracak, belki de ‘‘normaldir,
bu gibilerden her şey beklenir’’ diyeceksiniz. Dolandırıcılık ve
sahtecilikten hükümlü Mehmet Ali Birand, 13 Eylül 2002 günü resmen
BELÇİKA VATANDAŞI oldu! Çifte vatandaş! Meraklısı
www.moniteur.be/fr-htm sitesinden giriş yapıp Belçika Adalet
Bakanlığı kayıtlarında kendisinin ismine ulaşabilir. İsmi: Mehmet
Ali Birand. Doğum tarihi: 9 Aralık 1941. Sayfa numarası 40574. Bu
şahsın Belçika vatandaşlığını önce Ulusal Kanal açıkladı. Aydınlık
Dergisi'nin bugün çıkan sayısında diğer ayrıntılar yer alıyor. İyi
bir gazetecilik yaptılar, kutluyorum. Avrupa ülkelerinde yaşayan
nice Türk'ün çifte vatandaş olması doğal. Ancak Mehmet Ali gibi bir
‘‘gazetecinin’’ Belçika ve dolayısıyla AB vatandaşı olması, akla
sorular getiriyor. Acaba bu yüzden mi sürekli olarak AB pompalaması
yapıyor, Kıbrıs'ta Denktaş'a veryansın ediyor, dün yazdıklarını
unutup Rumlara ver, kurtul tezini savunuyor? Türkiye'de yaşayan
biri, hangi ilişkilerle ve niçin Belçika vatandaşı oluyor? Türk
makamlarından gerekli yasal izni aldı mı? Yazılarını/programlarını
AB ve Belçika adına mı yazıyor/yapıyor, Türkiye adına mı?
Geçmişteki fikirlerinden böyle çark etmesinin ve devşirilmesinin
nedeni, AB pasaportu olabilir mi? Her neyse, Mehmet Ali ermiş
muradına, biz çıkalım kerevetine! Belçika vatandaşlığının ve AB
pasaportunun hayrını görsün. Amin!"