16 Şubat'ta vizyona girecek olan "Recep İvedik 5" merakla bekleniyor. Vizyon öncesi, filmin yaratıcısı Şahan Gökbakar açıklamalarda bulundu. Gökbakar "Recep İvedik"in bir ekmek kapısı yarattığını söyledi. ‘Recep İvedik’in rakamları size ne ifade ediyor? Bakınca ne hissediyorsunuz? Şahan Gökbakar: Bu rakamlar aslında başarımızın sayısal göstergesidir. Yıllardır sürdürdüğümüz bir başarı hikâyesinin rakamları. 2008’de başlayan ve büyük ses getiren bu proje, oluşturduğu etkiyi artırarak devam ediyor. Rakamlar bu serüvenin kilometre taşlarıdır. ‘Recep İvedik’in rakamları size ne ifade ediyor? Bakınca ne hissediyorsunuz? Şahan Gökbakar: Bu rakamlar aslında başarımızın sayısal göstergesidir. Yıllardır sürdürdüğümüz bir başarı hikâyesinin rakamları. 2008’de başlayan ve büyük ses getiren bu proje, oluşturduğu etkiyi artırarak devam ediyor. Rakamlar bu serüvenin kilometre taşlarıdır. Senaryoyu hayata geçirebilmek için paraya ve ekibe gereksinim duyuyordum. Projeyi o dönem birçok yapımcıya götürdük ama kabul eden olmadı. Proje şans eseri, tesadüfler sonucu Faruk Aksoy’la buluştu. Başlarda pek kimsenin önem vermediği bu proje hayata geçtikten sonra Türkiye’nin en çok izlenen filmi oldu ve 9 yıldır şampiyonluğunu koruyor. ‘Recep İvedik’in yaşayacağı serüvenleri nasıl belirliyorsunuz? Ş.G.: Konular ‘Recep’i bir dünyanın içinde hayal etmemizle ortaya çıkıyor. Örneğin “Recep şuraya gitse ne komik olur değil mi?” gibi bir cümle kuruyorum ve üzerine Togan’la yaşanacak serüveni günlerce konuşuyoruz. Bütün filmlerimizi bu şekilde çektik. ‘Recep’i istediğimiz bir dünyada hayal ediyoruz. - “Film değil ki bu” yorumlarına ne dersiniz? Ş.G.: Bu konuda hiç kimseye cevap vermedik. Versek de hiçbir işe yaramazdı. Çünkü önyargıları kırmanın ne kadar zor olduğunu biliyorum. Dolayısıyla bir süre “Tu kaka” diyenlerin projeyi ve bunun aslında bir film olduğunu anlamasıyla geçti. ‘Recep İvedik’ hakkında önyargıları olanlar film televizyonlarda yayınlandıktan sonra fikir değiştirdi. Sonuç olarak aslında önyargılarında şekillendiği gibi bir film olmadığını gördüler. Filmler zaman içinde aslında yine en güzel cevabı güldürerek verdi. Birileri çıkıp “Bu filme çocuğunuzu götürmeyin” de dedi. Ne yazık ki çok uğraşan oldu ama her seferinde izleyici salonları doldurarak onlara en güzel cevabı verdi. Ben sadece “Şahan başka biri, Recep başka biri” şeklinde açıklama yapmaya çalıştım. Sonuç olarak rakamların da gösterdiği gibi büyük bir kitle ‘Recep İvedik’i sevdi. Her şeyden önemlisi izleyiciyi güldürmek. - ‘Recep İvedik’in sinemaya katkısının ne ölçüde olduğunu düşünüyorsunuz? Ş.G.: ‘Recep İvedik’ uzun bir aradan sonra toplumun beraberce güldüğü bir film oldu. Rahmetli Kemal Sunal’ın yarattığı başarının, ‘Şaban’ tiplemesinin, insanların gönlünde kurduğu tahtın benzeri ‘Recep İvedik’e ve bana nasip oldu. Bu, sinemamız için çok önemli bir dönüm noktasıdır. Çünkü sektörde yapımcıların iştahını kabartan gelişmeler olması yatırımları büyük ölçüde artırdı. ‘Recep İvedik’le birlikte bir komedi filmi patlaması yaşandı ve komedi filmleri Türk sinemasının omurgası haline geldi. Kısacası ‘Recep İvedik’ sinemaya yön veren bir etken olurken ekonomiye de katkıda bulundu. - Ekonomiye katkısı nedir? Ş.G.: ‘Recep İvedik’ sinema sektörüne olduğu kadar birçok işkolu için de ciddi bir ekonomi oluşturuyor. Bu tip filmlere yurtdışında ‘event movie’ deniyor. Bu tür filmler gösterime girdiği dönemde ulaşımdan gıdaya kadar birçok işkolunda ekonomik canlanma sağlar. Sinemacıların olduğu kadar başka işkollarında da birçok kişi ‘event movie’leri bekler. Elbette Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın dağıttığı yardım ve teşvik paralarının toplandığı fonda ‘Recep İvedik’ten aktarılan milyonlarca liralık katkı payı da var. Hiçbirine kabul edilmediğimiz festivallerde ödül kazanan birçok filmin ‘Recep İvedik’ten aktarılan yardım fonuyla çekildiğini göz önünde bulundurursak sanat filmlerinde bizim filmimizin katkısı olduğunu söylemek yanlış olmaz. ‘Recep İvedik’, hayran kitlesini nasıl koruyor, nedir işin sırrı? Ş.G.: İzleyiciler aldıkları keyfin bir filmlik olmadığını gördüler. Her filmde güldüler, eğlendiler. Biz de gösterilen ilgiye “İnsanların güvenini kaybetmektense para kaybetmeyi tercih ederim” felsefesiyle karşılık vererek her defasında daha iyisini, daha komik olanını, daha keyif verenini yapma sorumluluğuyla film çektik. Bu durum hem mevcut hayran kitlemizi korumamızı hem de yeni jenerasyonun katılımını sağladı. Tek arzumuz güldürmek, keyif vermek. Sırrımıza gelince ki bu bir sır değil samimiyet. Şahan Gökbakar’ın 10 yıl önce projesini kabul ettirip film haline getirmek için kapı kapı dolaştığı, yapımcıların beğenmediği, tesadüfler sonucu çekilen ‘Recep İvedik’in beşincisi seyirciyle buluşmaya hazırlanıyor. Serinin ilk 4 filminin rakamsal verileri ‘Recep İvedik’in Türk sinemasında ne ölçüde önemli yere sahip olduğunu gözler önüne serdi. ‘Dikkat Şahan Çıkabilir’, televizyon ekranında kendisine geniş bir hayran kitlesi oluştursa da Şahan Gökbakar kabına sığmıyordu. Tanımlayamadığı bir huzursuzluğu vardı. Huzursuzluk da mutsuzluğa yol açıyordu. ‘Bulunduğu kıyılardan ayrılmaya korkanlar okyanusların ötesindeki kutsal toprakları asla keşfedemezler’ felsefesiyle televizyon kariyerine son verdi. Peki ne yapacaktı? Aklında sinema filmi çekmek vardı da nasıl çekecekti? Parası ve sinema çevresinden tanıdığı yoktu. Her şeyden önce elinde bir proje yoktu. Youtube’daki skeçleri arasında en çok izlenen ‘Recep İvedik’ kafasındaki ampulü yaktı. ‘Recep İvedik’ başlı başına bir film kahramanı olabilir miydi? Filmlerinin yönetmeni de olan kardeşi Togan Gökbakar’la günlerce, haftalarca, aylarca üzerine tartıştı. Önce hikâyeyi sonra da senaryoyu yazdı, tek sorun kalmıştı. O da kendisine ve yazdığı kahramana inanıp para yatıracak bir yapımcı. Şirketlerine açtıkları telefonlarla zar zor da olsa randevu aldı. Gitti, projeyi anlattı. Kimi yapımcı “Bu film tutmaz, param heba olur” dedi. Kimi yapımcıysa “Tamam, bir ara ilgileneceğim” dedi ama senaryo dosyası çekmeceye konduğu gibi kaldı. En sonunda yolunun tesadüfen kesiştiği Faruk Aksoy “Tamam, bu film sevilir, inanıyorum” dedi ve kısa bir süre sonra çekimlere başlandı. İlk film, gösterime girdiği 2008’de izleyici rekoru kırdı. İkincisi ilkini geçti. Üçüncüde yaşanan düşüşü hayranlarının bir uyarısı olarak yorumlayan Şahan Gökbakar “Daha iyisini, daha eğlencelisini yapmalıyız” dediği dördüncü filmde seyirci sayısını ikiye katladı. Filmin gösterimde olduğu salonların bağlı bulunduğu belediyelere aktarılan para 4 milyon 112 bin TL. Maliye Bakanlığı’na 13 milyon 160 bin TL’lik KDV aktarıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ‘Recep İvedik’ geliri 12 milyon 336 bin TL. Filmin gösterimde olduğu salonlardaki büfelerin toplam kazancı 48 milyon 500 bin TL. Reklam sektörüne katkısı 9 milyon 665 bin dolar.