Yavuz Ağıralioğlu Meral Akşener'i topa tuttu! Ağıralıoğlu 2 aydır kendisiyle görüşmeyen Akşener'i kime benzetti?
Abone olİYİ Parti'de Meral Akşener'in A Takımı'ndan çıkardığı Yavuz Ağıralioğlu ilk kez konuştu? 'Şimdilik' kaydıyla istifa etmeyeceğini belirten Yavuz Ağıralioğlu, Akşener'e 'neden' diye soracak ve kararını ona göre verecek. Akşener'in kendisiyle 2 aydır yüz yüze görüşmediğini belirten Ağıralioğlu, Akşener'in 'tek adamlığa' özendiğini söyledi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in A Takımı'ndan çıkardığı
Yavuz Ağıralioğu'ndan flaş açıklamalar geldi. Meral Akşener'le 2
aydır görüşemediğini belirten Yavuz Ağıralioğlu, görevden
alınmasıyla ilgili de kendisine herhangi bir gerekçe
gösterilmediğini söyledi. İYİ Parti'den istifa edip etmeyeceği
merak edilen Yavuz Ağıralioğlu, 'şimdilik' kaydıyla etmeyecek.
Yavuz Ağıralioğlu, İsmail Saymaz'ın sorularını yanıtladı.
Akşener'e 'neden kadro dışı kaldım' diye soracak, sonra
da...
"İstifayı düşünmüyor ama... Ağıralioğlu, Başkanlık Divanı'ndan
çıkarılmasını ve çıkarılma biçimini rencide edici buluyor. Bir
gerekçe bildirilmediğini ifade ediyor. İyi Parti'den istifa mı
edecek? Hayır." diyen İsmail Saymaz, "Bu hafta yapacakları
görüşmede Akşener'e, "Neden kadro dışı bırakıldım" diye
soracak. Alacağı yanıt, Ağıralioğlu'nun nasıl hareket edeceğini
belirleyecek" dedi.
Akşener kendisiyle 2 aydır yüz yüze
görüşmedi
"Ne var ki, iki aydır Akşener ile yüz yüze görüşemedi. Aralarında
soğukluk var. Ağıralioğlu grup başkanvekilliği görevinden
alındığından beri kendisini "Gitmesi için her şey yapılıyormuş da
yüzsüzlük edip partide kalıyormuş" gibi hissediyor. CHP ve HDP ile
girdiği polemiklerde yalnız bırakıldığını, korunmadığını düşünüyor"
diyen Saymaz'ın Yavuzağıralioğlu ile yaptığı söyleşiden bazı önemli
satır başları şöyle:
- Başkanlık Divanı'nın dışında
bırakılacağınızdan haberiniz var
mıydı?
Hiçbir şey
söylenmedi. Hatta endişeye gerek olmadığı, ucu bana gelen radikal
bir değişiklik olmayacağını duymuştum. Bir gerekçe de belirtilmedi.
Olması lazım, evet. Bu çok rencide edici bir şey. Usulü karardan
daha rencide edici.
Görevden alındığımı ben de sizinle aynı anda
öğrendim
-
Neden?
- Ya habersiz
yapılır mı? Bazı siyasi aktörler genel başkanlarına yük
olur. "Bunu kabul edemem" der. Ben öyle biri değilim.
Partinin siyasi koordinatlarında yapılması gerekenleri diskura
çevirebilecek bir yol arkadaşıyım. Geçimsiz değilim. Benim gibi
birine bu şekilde görev değişikliği yaptırılmaz. Dersiniz ki
"Mecliste olmanızı istiyorum." Başım üstüne. "Ayrılmanı istiyorum."
Başım üstüne. En rencide edici olan kısmı, benim ve sizin aynı anda
öğrenmemizdi. Ben dört senedir Akşener'in yol arkadaşı ve
kurmayıyım.
Akşener kararını GİK'te okudu ve orada
öğrendim
- Kararı nasıl
öğrendiniz?
Genel başkanımız Genel İdare Kurulu'nda
okudu ve orada öğrendim. Okudu ve gitti. Dedim ki, Allah allah!
- Gerekçe belirtilmedi
yani?
Hiçbir gerekçe yok. Bu sadece şimdi olmuyor.
Grup başkanvekilliğimden alındığımı da, açıklandığı zaman öğrendim.
Parti sözcülüğünden alındığımı televizyondan öğrendim. Bu hep
böyle.
- O halde sizin ayrılığınız
Koray Aydın'ınkinden çok farklı?
Farklı. O rotasyona
tabi tutuldu, ben kadro dışı bırakıldım.
Herkesin sığdığı Başkanlık Divanı'na Yavuz Ağıralioğlu niye sığamadı?
- Akşener ile görüşmenizin
siyasi anlamı nedir?
Diyeceğim ki varlığımdan mı,
siyaset etme şeklimden mi ve hassasiyetlerimden mi... Neyi
taşıyamadınız? Herkesin sığdığı Başkanlık Divanı'na Yavuz
Ağıralioğlu niye sığamadı? Dört yıldır size, partimize ve
arkadaşlarımıza hiç mahcubiyet yaşatmadım. Ağıralioğlu'nun kadro
dışı bırakılması teşkilatımıza sorulsun. Bir kişi dese ki "Gitsin!"
Mümkün değil! Bütün teşkilatın gardı düştü. Parti içinde mücadele
etmem, delege hesabı yapmam, ilçeye adam vermem, kongrelere
karışmam. Bu iradenizi nasıl anlamalıyım?
"Millet İttifakı'na hasar verirse Yavuz verir" kurgusu
var
- Sizce neden böyle bir karar
alındı?
Ben mizacen şöyleyim: genel başkanlar ihtiyaç duyarsa arar, yapmam
gereken bir şey varsa söyler. Gidip lüzumsuz görüşmek, şirinlik
yapmak, sohbet etmek; öyle bir tarzım yoktur. Bu şöyle görünüyor
olabilir: "Ne ukala adam!"
Genel başkan kararları kendine mahsus gerekçelerle verebilir. Bunlar siyasi karardır. Sonuçlarını, sevinenler ve üzülenlerden takip edersiniz. Sevinenlere ve üzülenlere 3-4 gündür bakıyorum. FETÖ'cüler zil takıp oynuyor. PKK'lılar ve HDP'liler sevinmiş. İyi Parti'yi "HDP'yi dert etmeyin, mühim olan Erdoğan'ın gitmesi" zeminine çekmek isteyen herkes davul zurna çalıyor.
Siyasi ve toplumsal popülarite, söyleme şeklim, söylediklerimin haberleştirilmesi... Bunları ben yapmıyorum. Millet İttifakı'na yönelik nizayı (çekişme) benim üzerimden çıkarmaya teşebbüs ediyorlar. Cumhur İttifakı'nın da "Millet İttifakı'na hasar verirse Yavuz verir" kurgusu var. Onu büyütüyor, projektörleri benim söylediklerime tutuyorlar.
Gitmem için her şeyi yapıyorlar da sanki ben yüzsüzlük
edip kalıyorum
- Akşener'in hangi sözü,
alacağınız kararları nasıl etkiler?
Düşünüyorum; acaba ne olursa kalbim ferahlar. Şimdiye kadar girmiş
olduğum hiçbir tartışmada başıma gelenlerle ilgili korumadılar
beni. Hakaret ederler, çıt yok. Birşey söylerim, arkadaşlarımın
ortak fikridir, "Ağıralioğlu şahsi fikrini söylüyor" derler. Sanki
kendi başına konuşuyormuşum gibi bir algıya mahkum ediyorlar.
Şuna inanmam lazım: "Genel başkanımız benden ayrılmak istemiyor." Bunu anlamıyorum ki. Genel başkana daha önce de söyledim. Şöyle hissettiriyor partideki işleyiş: Gitmem için her şeyi yapıyormuşsunuz da sanki ben yüzsüzlük edip kalıyormuşum gibi... Rencide oluyorum yahu!
Yavuz Ağıralioğlu AK Parti'ye mi
yanlıyor?
- Bir kopma
olur mu?
Ben yol arkadaşı ve kardeş olmak istiyorum.
- İyi Parti'de çatlak ses
olarak görülüyor olabilir misiniz?
3-4 yıldır başımdaki en büyük gaile (dert) şu: "Bu Yavuz, AK
Parti'ye yanlıyor." Ben iktidar olmamız için AK Parti seçmeni
bizim siyasi irademize yanlasın diye uğraşıyorum.
CHP, "İnançlara saygılıyız" dese onlar için kıymetli bir
iradedir. Ama bu, İyi Parti'ye yetmez. İyi Parti diyecek
ki, "Biz inançlıyız." İyi Parti'nin özgün duruşu AK
Parti'ye mağlubiyet tattırabilir. CHP'nin gölgesinde kalan, yahut
lokomotifin CHP'de olduğu her siyasi denklem AK Parti'nin oylarının
kopmamasına neden olur.
Akşener de 'tek adam' olmaya mı çalışıyor?
- Sizin açınızdan en kötü senaryo
nedir?
Siyaset, kızdıklarına benzerse, bugün olduğu gibi görev
değişikliklerini Erdoğan gibi yaparsa, partisini Erdoğan gibi
yönetirse, kazanmak için Erdoğan gibi her yolu mübah
görürse, "Ne olursa olsun, bu gitsin" diye Erdoğan gibi
davranırsa şuna sebep olur: "Bunların hepsi aynı!"
En büyük korkum şudur: Söylemeye çalıştığım hassasiyetler yanlış algılanırsa, sebep olduğum tahribat AK Parti'ye itirazı zayıflatır. Ümitler inkisara (kırılma) uğrar. Erdoğan'ı tek seslilikle suçlayıp herkesin aynı şeyi söylediği siyaseti niye hayal ediyorsunuz?
AK Parti'ye itirazımız soylu bir itirazdır. Soylu itiraz zayıflasın istemem. AK Parti'ye karşı hassasiyetlerimizin itirazda kalmasını yeterli bulsam CHP'yi makul bulurdum. İtiraz yetse CHP alırdı memleketi. İtiraz yetmiyor. Peşinden inşa etmek lazım.
Genel Başkan'ın alanına girmemem
gerekiyordu
- Hiç mi hatanız
yok?
Şurada hata yapmış olabilirim: Genel başkanların alanında daha
dikkatli davranmak lazım. "Gidip konuşamıyorum" demek mazeret
değildir.
- Akşener'in konuşma ve yetki
alanına girdiğinizi düşündünüz mü?
Böyle olmak için değil; ama sonucunun böyle olduğunu düşündükleri
şeyler olmuştur. Genel başkan diyebilir ki "Bunu benimle niçin
istişare etmedin?" Genel başkan bizleri "Sözümle
vicdanınız arasında sıkışırsanız sözümü dinlemeyin" diye
yüreklendirdiği için oradan cesaret aldım. İstişare etmeden dört
yıl mayınlı arazide siyaset yaptık, hiç mayına basmadık. Ölümcül
hata yapmadık. Bir takım var. Bu partiyi büyüttük. Millete iyi
geldi. Ben de genel başkanı mahcup etmedim, arkadaşlarımı
utandırmadım.