YAVŞAK kavgası giderek büyüyor

Abone ol

İslamcı aydınlar arasındaki "yavşak" kavgası giderek büyüyor. Konuya bir yazar daha katıldı.

Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan ile Aksiyon Dergisi yazarı Ahmet Taşgetiren arasında başlayan "yavşak" kavgasına sürekli yeni isimler eklenmeye başladı. Altınoluk dergisinden Ahmet Taşgetiren'in Ahmet Hakan'a ''yavşak'' imasından sonra Hakan çileden çıkmış ve diyerek Taşgetirene sert bir cevap vermişti.

Yavşak tartışmadı dindi, diniyor derken bu kez Yeni Şafak'dan Ali Bulaç, konuya müdahil olmuş ve Hakan'ı 'deşifretörlük'le itham edince Ahmet Hakan'ın Bulaç'a da yanıtı gecikmedi ve ona şöyle seslendi: "Eğer geçimimi "deşifretörlük"ten kazansaydım. Genelleme falan yapmaya kalkmaz, mesela sadece Ali Bulaç’ın kişisel durumuyla ilgili birkaç noktayı deşifre etmekle yetinirdim. O Ali Bulaç değil midir, 28 Şubat’a kadar "İslam devrimcisi" olup, 28 Şubat’ta düdük çalınca "İslam demokratlığı"na geçiş yapan. Yani demem o ki, "açtırmasınlar kutuyu, söyletmesinler kötüyü" de, ben böyle mizahi yazılar yazıp kafama göre takılmaya devam edeyim."

Bu üç İslamcı yazar arasındaki kavga nasıl bir boyut kazanacak diye merak ederken konuya bir 4. kişi daha karıştı. O kişi de Ali Bulaç ile aynı gazetede mesai arkadaşı olan Fikri Akyüz oldu. Akyüz köşesinde başlıklı yazısında Hakan'ı şöyle eleştirdi:

"Evet, çoktandır Ahmet Hakan'ı yazmak istiyordum yazamadım, daha doğrusu yazmadım; ama artık “farz” oldu..Ahmet Hakan, savunma sadedinde yazdığı yazının “periferisine” fırdöndü ithamında bulunduğu Ali Bulaç'ı da dahil etti ve “Ali Bulaç açtırma kutuyu, söyletme kötüyü..” diyerek kendi deyimiyle “hafif ve mizahi” bir üslup kullandı.

İşte birilerini psikolojik anlamda tehdit ederek “Bak yazarım haaaa..” demek, Hakan gibi “usturupsuz üslup” sahibi bir yazara yakışmıyor! Bu üslubun “Ben yazarım, bazen de çizerim; haaa haaa haaa..” repliğinden ne farkı vardır?"

Günün Önemli Haberleri