Yastık altı dolara da faiz ödeniyor
Abone olYunus Nacar'a göre yabancı paranın stok edilmesi, kaynakların dışarı akmasıyla aynı anlama geliyor.
Dünden Bugüne Tercüman'dan Serhat Aligil'in haberine göre,
Türkiye'de, gerek altın gerek döviz olarak çok büyük miktarda bir
tasarrufun 'yastık altı' tabir edilen bir biçimde halkın elinde
olduğu sıkça söylenir. Bu konuyu değerlendiren Anadolu Finans Genel
Müdürü Yunus Nacar ise olaya farklı bir bakış açısı getirerek şöyle
uyarıyor: “Tasarrufların, özellikle dolar olarak bu şekilde
tutulması Türk ekonomisine zarar veriyor." Son 20 yıldır yastık
altındaki tasarrufları ekonomiye kazandırmak için uğraştıklarını
hatırlatan Nacar, bugüne kadar sadece 2 milyar doların ortaya
çıkarılabildiğini belirtiyor. Nacar, yastık altında dolar
tutulmasının ekonomiye nasıl zarar verdiğini ise şöyle anlatıyor:
"Bu duruma çok içerliyorum. Yüzde 13 faizle örneğin 100 dolar borç
alıyoruz. Bunu iç ve dış ticarette kullanmadan yurtdışına 1 yıl
sonra 113 olarak ödüyoruz. Bu para kullanılsa ve 13 dolar
kazandırırsa hiç olmazsa zarar etmeyiz. Halbuki bu yastık altında
durursa ekonomiye 13 dolar zarar veriyor. Yabancı paranın stok
edilmesi ekonomi için doğrudan zarardır. Kaynaklarımız dışarı
akıyor. Sonra IMF'den 700 milyon dolar geldi diye seviniyoruz!.."
Yastık altındaki en büyük tasarrufun altın olduğunu da hatırlatan
Nacar, bunun yerinden oynaması en zor kaynak olduğunu belirterek
“Bunda kültürel kimlik etkili oluyor. Yastık altı kazançların
ekonomiye kazandırılmalı herkesten önce devletin görevidir. Bu
güveni gerektirir" dedi. ANADOLU FİNANS REEL BANKACILIK YAPIYOR
Özel finans kurumları reel bankacılık yapıyor. Biz topladığımız
kaynakların, zorunlu tutmamız gereken miktarının dışındaki kısmı
reel sektöre kullandırıyoruz. Zorunlu tutmamız gereken pay TL'de
yüzde 6, dövizde yüzde 11'dir. Reel sektör kazanırsa kazanırız,
kaybederse kaybederiz. Ayçiçeğinin güneşe göre hareket etmesi gibi
biz de reel sektöre göre hareket ediyoruz. Sanayi, hizmet ve
ticaret sektörleri bizim için güneş gibidir. Ayrıca biz kaynağı
yaygın kullandırıyoruz. Anadolu Finans olarak 250 milyon dolar bir
fonumuz var. Buna karşı 4000 müşterimiz var. Bugün 2 milyar dolar
mevduatı olan bir bankanın ancak bu kadar müşterisi vardır.
Kredinin pazarlanması önemlidir. Müşterilerimizi tek tek ziyaret
ederiz. Ben de, tek tek dolaşırım. Kaynağımızın batmasına göz
yummuyoruz. Çünkü, kredi verirken batırılan bir enstrümandır.
Anadolu Finans, 2007'de 200 milyar dolar seviyesine çıkacağı tahmin
edilen mevduatın yüzde 1'ini toplamayı hedefliyor. KRİZDEN ÖNCE
SANAL ALEMDE YAŞIYORDUK Türkiye 1980'lerin sonundan itibaren sanal
bir alemde yaşamaya başlamıştı. Bankacılık sanal bir bankacılıktı.
Sanayi ve tüketim de öyleydi. Herkes kazanmadığının ötesinde
yiyordu. Hak etmediği oranda maaş alıyordu. Bilhassa bankacılık
sektöründe böyleydi. Bankacılık sektöründe devletten kağıt almak
için döviz mevduatına yüzde 25 faizler ödendi. Açık pozisyonlar
yaratıldı. Bu çok tehlikeli bir silahtı. Ayrıca çok büyük
gayrımenkul yatırımları yaptılar. Şubelere çok büyük paralar
harcandı. Örneğin merkezdeki bir şubenin aylık kirası 15 bin
dolardı. Bugün aynı yere biz 3500-4000 dolar ödüyoruz. Bankalar
işletmeciliğe aykırı bir şekilde yönetildiler. Bugün bu tür
bankalar ayıkladı. FİDAN YETİŞTİRİYORUM Yunus Nacar, 1951
Kahramanmaraş doğumlu. A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni bitirdi.
Maliye Bakanlığı'nda 7 yıl hesap uzmanlığı yaptı. 1985'te ÖFK'ların
kurulmasıyla Faisal Finans Kurumu'na, 1989'da Kuveyt Türk'e geçti.
1999'dan beri de Anadolu Finans'ta. “Aslında edebiyat öğretmeni
olmak isterdimî diyen Nacar, tatil günleri fidan yetiştirerek
değerlendiriyor. Bugüne kadar bir arkadaşı ile birlikte peysaj
mimarisine uygun 12 bin fidan yetiştirdiklerini söyleyen Nacar
sözlerini şöyle sürdürüyor: “Riva yolunda bir köyde oturuyorum.
Doğal sebze ve meyvemi de yetiştiriyorum. Toprakla uğraşmak en
büyük zevkim. Eşim de bana yardım ediyor."