Yaşlı adam direndi polisler dinlemedi! Ters kelepçe ölümle sonuçlandı
Abone olGİRESUN'da, yürüme güçlüğü çeken eşi Fatma Topal'ın (82) sağlık kurulu raporlu ilaçlarını reçeteye yazdırmak ve evde bakım hizmeti kararının uygulanmasını sağlamak amacıyla aile sağlığı merkezine başvuran Yusuf Topal (82), hastayı görmeden ilaçları yazmayacağını belirten Ö.Y. adlı kadın doktorla ile tartıştı. Doktorun 'beyaz kod' vermesi üzerine gelen polisler, gözaltına almak istedikleri Yusuf Topal'a ters kelepçe takıp, biber gazı sıktı. Fenalaşarak yere yığılan ve sürüklenerek bindirildiği polis aracı hastaneye götürülen Topal, kalp krizinden öldü. Ailenin şikayeti üzerine soruşturma başlatıldı, olaydan sorumlu tutulan 2 polis memuru açığa alındı.
Olay, 24 Temmuz Salı günü, Giresun'un Gemilerçekeği
Mahallesi'nde meydana geldi. Fatma ve Yusuf Topal çifti, fındık
hasadı için İstanbul'dan memleketlerine geldi.
Yürüme güçlüğü çeken Fatma Topal'ın kronik hastalığı için kullandığı ilaçları bitince, eşi Yusuf Topal yeni ilaçları yazdırmak ve evde bakım hizmeti kararının uygulanmasını sağlamak amacıyla 15 Temmuz Şehitler Aile Sağlığı Merkezi'ne gitti. Doktor Ö.Y.'ye başvuran Yusuf Topal, eşi adına düzenlenen sağlık kurulu raporunu göstererek ilaçları reçeteye yazdırmak istedi.
Ancak, doktor, hastayı görmeden ilaçları yazamayacağını belirtti. Topal ise evde bakım hizmeti kararı olduğuna dair raporu göstererek, sağlık görevlilerinin eve gelmesini talep etti. İddiaya göre, doktor Ö.Y. ile Yusuf Topal arasında tartışma çıktı. Tartışma sırasında doktorun 'beyaz kod' vermesi üzerine, polis ekipleri sağlık merkezine geldi. Polisler, Topal'ı gözaltına almak istedi. Yusuf Topal direndiği polisler tarafından yaka paça polis aracına bindirilmek istendi. Ters kelepçe takılan ve biber gazı sıkılan Topal, bu sırada fenalaşarak yere yığıldı. Polisler, yerde sürükleyerek araca bindirdikleri Yusuf Topal'ı Prof. Dr. İlhan Özdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürdü. Kalp krizi geçirdiği belirlenen Topal, yapılan müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi.
Yusuf Topal'ın cenazesi, Giresun Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopsi
sonrası Beyazıt Köyü'ne götürüldü. Kılınan cenaze namazının
ardından Topal, toprağa verildi. Cenazede, Yusuf Topal'ın oğlu
Ahmet Topal, taziyeleri kabul etti.
Olaydan sonra aile, Giresun Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç
duyurusunda bulundu. Topal'ın zor kullanılarak gözaltına alınmak
istendiği görüntüler delil olarak savcılığa sunuldu. Soruşturma
kapsamında 2 polis memuru açığa alındı. Polisler, ifadeleri
alındıktan sonra adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı.
Savcılık, olaya ilişkin kayda alınan görüntülerle sağlık merkezinin
güvenlik kamerası kayıtlarını el koydu.
Olayla ilgili konuşan Yusuf Topal'ın oğlu Ahmet Topal, "Bizim
amacımız, bu olayları gerçekleştirenlerden öç almak veya onlarla
bir arbedeye girmek değil. Bunu savcıya da polis arkadaşlara da
söyledim. Bu acıyı hem babama hem bize katbekat yaşatan bu
insanların cezalarını çekmelerini istiyoruz. Benim babam 82 yıl
boyunca korkuyla yaşadı. Evlatlarına gelebilecek tehlikelerin
korkusu, vatanına milletine karşı yapacağı bir hata korkusu, en
sonunda da korkuyla öldürdüler babamı. Bu çok acı geliyor bize.
Küçük bir çocuğun köşeye sıkıştırılarak korkutulması gibi geliyor
bu acı bana. Böylesi bir acıyı yaşayarak ölmesi bizleri gerçekten
çok üzdü" dedi.
Babasının sağlık merkezine gitmesindeki tek amacının yürüyemeyen,
evden dışarı çıkamayan annesinin ilaçlarını yazdırmak olduğunu
ifade eden Ahmet Topal, "Biz doktordan şunu beklerdik; raporlu olan
ilaçlarını yazamayacaksa bunların nasıl yazılabileceğini babama
izah etmesini ve ona bir yol göstermesini isterdik. Bunun devlet
hastanesinden bir doktor çağrılarak yapılabileceğini izah etmiş
olsaydı, babam da bunu anlayışla karşılayacaktı ve bu olayların
hiçbiri yaşanmayacaktı. Doktorun tamamen fevri davranarak o
polisleri oraya çağırması ve hiçbir şekilde yardımcı olmadan
herhalde kendi emellerini tatmin etmesiydi, doktorluk içgüdülerini
ön plana çıkarmasıydı" diye konuştu.
Ailenin akrabası ve avukatı Hicran Akkaya Şenol da sağlık
merkezindeki doktorun evde hizmet vermek yerine, görevi kötüye
kullanarak polis çağırdığını söyleyerek şunları kaydetti:
"Yusuf dede, yeni komadan çıkmış eşi için almazsa öleceği kan pıhtılaşma ilacını nasıl alacağını öğrenebilmek ve gerekirse evde sağlık hizmeti alabilmek için gittiği sağlık ocağında görevini yerine getirmeyen doktor tarafından polis çağrılarak yaka paça dışarıya atılmıştır. Hem eşine ihtiyacı olan ilaçları alamamanın hem tartaklanmanın, hukuka aykırı olarak gözaltına alınmanın acısıyla, 82 yıllık Anadolu yüreği dayanamamış ve kalp krizi geçirmiştir. Kalp krizi geçiren hastayı darbetmek, biber gazı sıkmak, tekmelemek, yere yatırılmak, sırtından ters kelepçe takılmak, aman dilekleri göz önünde bulundurulmayarak gözaltı işlemleri devam etmiştir. Bu kadar meslek hayatımda gözaltı işlemlerine şahit oldum, fakat ilk defa kalp krizi geçiren bir hastaya bu şekilde bir işlemin yapıldığını görüyorum. Sadece evinden ilaç almak için çıkan birinin medet almak yerine eceli alarak eşinin yanına gitmesini bir Türk vatandaşı, bir avukat ve ailenin bir ferdi olarak içimiz kaldırmıyor."
'POLİSLER TUTUKLU YARGILANMALI'
Polislerin tutuksuz yargılamak üzere serbest bırakılmalarına tepki
gösteren avukat Şenol, "Hal böyleyken sorumlu kişilerin, tanıkların
ifadelerinin henüz tamamlanmamış olması, delillerin henüz tam
olarak toplanmamış olması, karartılma tehlikelerinin bulunması,
isnat edilen suçların ağır cezalık olması, katalog suçları olmasına
rağmen nedense tutuksuz yargılanmalarına karar verilmiştir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan, İçişleri ve Sağlık
bakanından devletin korumakla yükümlü olduğu, görevi vatandaşın
güvenliğini sağlamak olduğu ülkemizde, Yusuf dedelerin sesi
olmalarını istiyoruz. Bu soruşturmanın sağlıklı yürütülmesi için
ilgili polislerin tutuklu yargılanmalarının, hukuki olarak bir
gereklilik olduğu kadar kamuoyunun bir vicdanı gereği olduğunu
düşünüyoruz" diye konuştu.
'YUSUF DEDE'NİN ÖLÜMÜNDEN KİM SORUMLU?'
Sağlık merkezinde görevli doktora seslenen Hicran Akkaya Şenol,
"Bakın, yazmadığınız bir ilaç, bakmadığınız bir hasta, nelere mal
oldu. Size tek bir şey sormak isterim. Tüm bu görüntüleri
izlediğinizde şimdi oturduğunuz yerde memnun musunuz? Ayrıca,
korkuyoruz ki bu olayı ve ölümü gördüğünüz o görüntüleri, bu ölümü
normal bir kalp kriziymiş gibi addedilmesidir. Yani ölümle bu
polisler arasında bir bağ kurulamaması. Biz buradaki ölümünün
sebebinin açıkça kalp krizi esnasında ilgili kişinin yerlerde
sürünmesinin krize neden olduğunu söylüyoruz. Elbette ki bir insan
gözaltına alındığında kalp krizi geçirebilir, sizce oradaki durum
normal bir kalp krizi mi? Aman dileyen ağlayan bir hastaya halen
vurmak bizim adabımızda var mıdır? Bu kalp krizinde o polislerin ve
hekimin hiç mi sorumluluğu yoktur? Doktor sorumlu değil, hekim
sorumlu değil, peki Yusuf amcanın ölümünden kim sorumludur? Belki
de kendi sorumludur" ifadelerini kullandı.