Yaser Arafat komaya girdi
Abone olParis'te tedavi gören Filistin lideri Yaser Arafat'ın sağlık durumu gece ağırlaşmıştı. Dünden bu yana 3 kez bilincini kaybeden yorgun ve yaşlı lider Arafat komaya girdi.
Kanser şüphesiyle hastaneye kaldırılan 75 yaşındaki yorgun ve
yaşlı lider Arafat'ın sağlık durumu kritik. Filistin Devlet Başkanı
Yaser Arafat'ın komada olduğu bildirildi. Üst düzey bir Filistinli
yetkili, Arafat'ın Fransa'da tedavi gördüğü askeri hastanede komaya
girdiğini ve durumunun kritik olduğunu söyledi. 3 KEZ BİLİNCİNİ
KAYBETTİ Filistin liderine Paris'te eşlik eden heyete yakın bir
kaynak, Arafat'ın dünden bu yana 3 kez bilincini kaybettiğini
belirterek, Filistin liderinin 2 kez bilincini yitirmesinden sonra
yeniden bilincinin yerine geldiğini, ancak üçüncü kez bilincini
kaybetmesinden sonraki durumun henüz bilinmediğini söyledi.
Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz.. YASER ARAFAT KİMDİR?
Çocukluğunun bir dönemi de Ağlama duvarının hemen yanında olan bir
malikanede geçmiştir. Mısır asıllı bir tüccar olan babasının işleri
sebebiyle 5 yaşına kadar hayatının büyük bölümü Kahire'de
geçmiştir. Annesinin vefatından sonra yine Kudüs'e dayısının yanına
dönmüştür. 1929 yılında doğdu.Eski bir Osmanlı zabiti olan
Abdülrahman Bey, Kudüs'te dünyaya gelen oğluna, Muhammed adını
verdi. Çoban, tüccar, Pakistanlı işadamı, hatta yaşlı bir kadın
kılığında İsrail topraklarına baskınlar düzenlerken, Muhammed'in
kod adı, "Ebu Ammar"dı. 1994'te, Nobel Barış Ödülü'nü alırken ise,
herkes onu, Filistin lideri Yaser Arafat olarak tanıyordu. Dünyanın
en çalkantılı bölgesinde doğan Yaser Arafat’ın çocukluğunu
geçirdiği ev, İsrail'in Doğu Kudüs'ü işgalinden sonra, ağlama
duvarına yer açmak için yıkıldı. Arafat gençliğinde neşeli ve
enerji doluydu. Çevresindekileri kolayca etkileyebilen Arafat,
Kahire Üniversitesi'nde okurken, Filistinli Öğrenciler Birliği'nin
lideri seçildi. Uluslararası toplantılarda Filistin sorununun
sözcülüğünü yapmaya, daha o zamanlar başladı. Üniversiteden sonra,
kısa bir süre, Kuveyt'te inşaat mühendisliği yaptı. 1958'de El
Fetih'i kurdu. Örgütün, İsrail topraklarına düzenlediği vur-kaç
eylemlerinde, bizzat yer aldı. 1967 Arap-İsrail Savaşı'ndan
sonraysa, artık bir efsaneydi. Mısır lideri Cemal Abdül Nasır, bu
genç adamı desteklemeye başladı. Onu, Mısır heyetinin bir üyesi
olarak Sovyetler Birliği'ne götürdü. İKİ ÖNEMLİ İLKE Böylece adı
artık uluslararası arenada da geçmeye başlayan Arafat, bütün
Filistin örgütlerini çatısı altında toplayan Filistin Kurtuluş
Örgütü'nün başına geçti. İki önemli ilkeye, sıkı sıkıya sarıldı: Bu
ilkelerden birincisi, Filistin hareketinin, herhangi bir Arap
ülkesinin denetimi altına sokmamaktı. Bu nedenle, Suriye Devlet
Başkanı Hafız Esad'la, sürekli karşı karşıya geldi. İkinci önemli
ilkesiyse, komünistlerden, radikallere kadar farklı Filistinli
grupları birarada tutmaktı. Bunun için de, onların disiplinsizliğe
varan davranışlarına göz yumdu. Filistinli grupların bu
disiplinsizliği, Ürdün'de iç kargaşaya yol açtı. Ürdün güvenlik
güçleriyle, Filistin örgütleri arasında yaşanan kanlı çatışmalar,
tarihe, "kara Eylül" olarak geçti. Filistin Kurtuluş Örgütü,
Ürdün'den Lübnan'a taşınmak zorunda kaldı. Ancak, bu gelişme,
Lübnan'daki etnik dengeleri bozdu. Patlayan iç savaş, yıllarca
sürdü. İsrail, kargaşa içindeki Lübnan'ı işgal etti. Arafat, o
günlerde, bugünün İsrail başbakanı, o zamanların savunma bakanı
Ariel Şaron'un elinden kurtulmak için, sürekli hareket eden bir
araçta yaşamak ve sonunda, Lübnan'dan da çıkmak zorunda kaldı.
Arafat'a ve hareketine, bu kez, Tunus kucak açmıştı. Arafat, en
yakın arkadaşı Ebu Cihad'ı da, İsrail özel kuvvetlerinin yaptığı
bir baskında, Tunus'ta kaybedecekti. DÜNYANIN KABUL ETTİĞİ LİDER
OLMAYA GİDEN YOL 1987'de, Filistinlilerin direnişi, sokağa döküldü.
İntifada, yani "direniş" hareketinin en sıcak günlerinde, Arafat,
tarihi bir adım attı. 1988'de Filistin Devleti'nin kurulduğunu ilan
etti. Bir ay sonra, yine, tarihi açıklamalar yaptı. İsrail'in,
"güvenlik içinde var olma hakkını tanıdıklarını", ve "teröre karşı
olduğunu", ilk defa söyledi. Bu açıklamadan birkaç saat sonra
Amerikan yönetimi, Filistin Kurtuluş Örgütü'nü, Ortadoğu sorununun
taraflarından biri olarak tanıdığını ilan etti. Arafat'ın en büyük
hatalarından biriyse, Körfez Savaşı?nda "yanlış ata oynamak"tı.
Kuveyt'i işgal eden Saddam Hüseyin'in yanında yer alınca, petrol
zengini körfez ülkelerinden gelen ekonomik desteği, bir anda
kaybetti. OSLO ANLAŞMASI VE NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ Savaştan sonra
Ortadoğu'da dengeler değişti. Beyaz Saray'ın zoruyla, Ortadoğu
barışı için görüşmeler başladı. Madrid'de açık açık, Oslo'da
gizliden gizliye yürütülen görüşmeler, 1993'te sonuç verdi. Oslo'da
varılan, Washington'da imzalanan anlaşmayla, İsrail Başbakanı İzak
Rabin ve Filistin lideri Yaser Arafat, Nobel Barış Ödülü'ne layık
görüldü. Arafat, bir yıl sonra, eskiden gizlice girdiği Gazze'ye,
bu kez, Filistin yönetimi başkanı olarak taşındı. Çabaları hep,
Filistin devletini kuracak olan nihai anlaşmayı sağlamak içindi.
2002 Şubat ayının ortalarında çıkan bir çatışma yüzünden yine Şaron
tarafından ev hapsinde tutulmaya başlayan Yaser Arafat, parkinson
hastalığı ile de mücadele etmek zorunda kalıyor.