Yaşar Okuyan'dan müthiş iddialar!
Abone olOkuyan tanık sandalyesinde partisi ve yolsuzluk yapanlarla ilgili dehşet verici açıklamalar yaptı.
Ankara 2 No'lu DGM'de görülen davanın bugünkü duruşmasında,
elektrik kesintisi sorununa, bir özel televizyon canlı yayın
aracının jeneratörlerinden yararlanılarak çözüm bulundu. Devam eden
duruşmada, sanıklardan Prof. Dr. Ferhan Özmen, savuma yaptı. Özmen,
15 yıldır profesör olduğunu, girişimsel kardiyoloji ile ilgili
Türkiye'de ve dünyada uygulamalarda bulunduğunu söyledi. Eski
Sağlık Bakanı Müsteşarı olarak da kardiyoloji alanında personel
yetiştirilmesi için çalışmalar yaptığını anlatan Özmen, Türk
Girişimsel Kardiyoloji Vakfı'nı da bu konudaki bilimsel çalışmaları
yakından izlemek amacıyla kurduklarını söyledi. ''ÇALIŞARAK ELDE
ETTİĞİM TASARRUF'' İyileştirici tıbbi malzeme satan firmalarla
çıkar ilişkisi içinde olduğu, rüşvet aldığı iddialarını reddeden
Özmen, iki bankada hesabı bulunduğunu belirterek, birçok hesabının
olmasının, bu hesaplara yatan paraların illegal yollardan elde
edildiği anlamına gelmeyeceğini kaydetti. Özmen, bir hesabındaki
272 bin Amerikan Doları konusunda iddia makamının kendisine soru
yöneltmediğini ifade ederek, ''Bu para, yıllardan beri çalışarak
elde ettiğim tasarrufumdur. Maaş, döner sermaye gelirleri ve
gayrimenkul satışlarından elde ettiğim paradır. Hesaba parayı
başkaları değil kendim yatırdım. Emeğimin karşılığıdır ve tamamen
yasal yollardan elde ettiğim tasarrufumdur. Yüklü miktarda para
yatırmak kanunsuzluk değildir'' diye konuştu. Özmen, Türk
Girişimsel Kardiyoloji Vakfı hesabına yatırılan paraların kendisi
tarafından çekildiğini ve vakıf yararına harcandığını savundu.
Ferhan Özmen, meslektaşları arasında saygı gördüğünü, çıkar amaçlı
suç örgütünün varlığından haberdar olmadığını, dolayısıyla böyle
örgüte yardım etmesinin de söz konusu olamayacağını ifade etti.
Sanıklardan eski SSK Genel Müdür Yardımcısı Cahit Pekyardımcı da,
avukatının verdiği yazılı savunmaya katıldığını söyledi. 'OKUYAN'IN
TANIKLIĞI USULE AYKIRI'' Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Yaşar Okuyan'ın tanık olarak duruşma salonuna alınmasının ardından,
sanıklardan Dr. Ender Örnek'in avukatı Sedat Vural, dava açıldıktan
sonra yaptığı açıklamalar dolayısıyla Okuyan'ın tanık olarak
dinlenilmesinin usule aykırı olduğunu ileri sürdü. Tanık olarak
dinlenen Okuyan, olaya ilişkin açıklamalarda bulunduğunu, sanıkları
isimlendirerek bir açıklama yapmadığını kaydetti. İyileştirici
tıbbi malzeme ve ilaç alımı ile diğer alanlarda hırsızlık ve
yolsuzluğun yıllardır kangren haline geldiğini ifade eden Okuyan,
SSK'nın iyileştirici tıbbi malzemelerini 1992 yılında yapılan
protokol ile aldığını, fiyatların, ihale yapılmaksızın SSK
bürokratları ve firma temsilcileri tarafından belirlendiğini
anlattı. ''UÇAKTA ÖĞRENDİM'' Yaşar Okuyan, 1999 yılı sonu 2000 yılı
başlarında İstanbul'dan uçakla gelirken, iyileştirici tıbbi malzeme
satan bir firma yetkilisinin yanına gelerek oturduğunu, bu kişinin,
SSK'nın iyileştirici sarf malzemelerini çok pahalıya aldığını,
''(Ortopedi ve kardiyoloji malzemelerinde dolar bazında yüzde 30
indirim yapın) deseniz, firmaların tepkisi olmaz, ancak bürokratlar
karşı çıkar'' dediğini anlattı. Okuyan, kendisinin bu durumu
inandırıcı bulmadığını, ancak konuyu ilgili genel müdüre ilettiğini
söyledi. Daha sonra, kardiyoloji ve ortopedi malzemelerinde
indirime gidildiğini, ancak ortopedi malzemelerinde yapılan
indirimin 10 gün sonra geri alındığını öğrendiğini ifade eden
Okuyan, SSK Eskişehir Hastanesi Başhekimi'nin, ''kardiyoloji
malzemelerinin ihaleyle alınmasının daha ucuza mal olacağını''
söylemesi üzerine bürokratlarını topladığını ve protokol
uygulamasının yanlış olduğu kanaatine vardıklarını belirtti.
Okuyan, daha sonra ihale düzenlendiğini ancak serbest piyasa
koşullarında bu ihalelerin gerçekleşemediğini, hatta düşük fiyat
veren bir firma yetkilisinin tehdit edildiği yönünde duyumlar
aldığını bildirdi. Konuyu Rekabet Kurulu'na intikal ettirdiğini
belirten Okuyan, ''Ne yazık ki kurul, ihalelerde tehdit olduğuna
ilişkin bir şeye rastlanılmadığı görüşünü bildirdi'' dedi. ''DURUMU
BAŞBAKAN ECEVİT'E BİLDİRDİM'' Durumu dönemin Başbakanı Bülent
Ecevit, başbakan yardımcıları Hüsamettin Özkan ve Mesut Yılmaz'a
ilettiğini, Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun devreye girmesini
istediğini kaydeden Okuyan, ancak kamuoyunda kendisine yönelik çok
büyük psikolojik baskılar başladığını anlattı. Okuyan, ''Parti
grubumda milletvekili arkadaşlarım beni suçladı. (Niye ortalığı
karıştırdın, insanlar ölecek), dediler. Konu kilitlendi. Duran
ameliyat olmadı ama durdurulması noktasına geldi, gecikmeler
başladı. İşin içine baskı ve tehditler girince, ihaleler yapılamaz
hale geldi'' diye konuştu. ''DOKTOR TAKMADI' TBMM Plan ve Bütçe
Komisyonu'nda çalışma yaparken müsteşarının aradığını, ''Bursa'daki
bir hastaya kalp pili vermiyorlar, hasta her an ölebilir'' dediğini
anlatan Yaşar Okuyan, kişisel çabaları sonucunda bir kalp pili
bulunduğunu, ancak onu da doktorun takmadığını söyledi. Okuyan,
doktor hakkında soruşturma başlatıldığını ifade ederek, şöyle
konuştu: ''Bu olayı, o dönemde yaratılmak istenen tehditlerin bir
sonucu olarak değerlendiriyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nin bakanı
olarak, siz devletsiniz, bakanlık makamında oturuyorsunuz, birileri
kurdukları organizasyonla devlete meydan okuyorlar, insanların
sağlığıyla oynuyorlar, insanları ölümle burun buruna
getiriyorlar.'' Söz konusu organizasyonun medyayı kullanarak
kamuoyu yarattığını, kendisinin beceriksiz bir kişi olarak
gösterildiğini anlatan Okuyan, olayla ilgili nasıl bir tehditle
karşılaştığı yolundaki soru üzerine, ''(Seni döveceğiz,
öldüreceğiz) şeklinde bir tehdit yok. Hastaların sağlığıyla
oynanıyor şeklinde haberler yayınlatılıyor. Özel hayatınızla ilgili
haberler yapılıyor. Bir bakan başka nasıl tehdit edilecek, nasıl
baskı olacak? Dağ başında mıyız ki (seni vuracağız, öldüreceğiz)
diyecekler'' diye konuştu. GERGİN ANLAR... Yaşar Okuyan'ın sanık
avukatlarının yönelttiği soruları yanıtlaması sırasında zaman zaman
gergin anlar yaşandı. Okuyan, ''10 yıldır devam eden, adeta meşru
hale getirilmiş bir sisteme çomak sokuyorsunuz. Huzurunuzda davanın
sanığıymışız gibi psikolojik hava içinde bırakılıyoruz'' dedi.
Kardiyoloji ve ortopedi malzemelerinin protokol fiyatlarının
altında alınması durumunda aradaki farkın SSK'ca ödeneceğine
ilişkin taahhütname konusunda yaptığı girişimlere firmalardan bir
tepki gelip gelmediğine ilişkin soru üzerine Okuyan, Sağlık
Gereçleri Üreticileri ve Temsilcileri Derneği (SADER) yöneticileri
ile yaptığı görüşmede bu konunun gündeme geldiğini ve firma
yöneticilerinin tepki gösterdiğini söyledi. Okuyan, SADER
yöneticilerinin, fiyatların protokol fiyatları düzeyine çekilmesi
için formül bulunmasını istediklerini bildirdi. Mahkeme Başkanı
Yunus Karabıyıkoğlu, Savcı Ömer Suha Aldan'ın ''İhbarda
bulunduğunuz için pişman mısınız?'' şeklindeki sorusunu Okuyan'a
yöneltmedi. Okuyan, DGM'den ayrılırken, gazetecilerin aynı soruyu
sorması üzerine şunları söyledi: ''Hayır, hiç pişman değilim.
Allah'tan başka hiç kimseye de eyvallahımız yok. Buradaki olay
meclis soruşturma komisyonu kararları gibi değildir. İsmet
Paşa'nın, (Eğer namuslular namussuzlar kadar cesaret sahibi
olmazsa, o ülke felakete uğrar) sözü vardır. Bu ülke sahipsiz
değildir. Bunların hesabı sorulmalıdır.''