Yaşar Okuyan işkence günlerini anlattı!
Abone ol12 Eylül'de Mamak Cezaevinde yatan eski Bakan Yaşar Okuyan darbe günlerini İnternethaber'e anlattı.
NESRİN YILMAZ
İNTERNET HABER-ANKARA - Çok uzun yıllardır siyasetin içinde olan, eski bakanlardan Yaşar Okuyan Türkiye'nin en karanlık dönemlerinden birini yani 12 Eylül'ü ceza ve işkence ile geçirenlerden.
Okuyan, o günlerde yaşadıklarını, o tarihte kendisinin de yattığı Mamak Askeri Cezaevi'nin, tecavüz, işkence ve cinayetlerin sorumlusu Komutanı Raci Tetik'in "pişman değilim" açıklamasını İnternethaber'e değerlendirdi.
RACİ TETİK DENİLEN ADAMA İMKAN VEREN AKP'DİR
"Raci Tetik denilen, Mamak Cezaevi İşkenceci başısının "Ben hiç bir şeyden pişman değilim" diye konuşması onun ne kadar aşağılık, ne kadar zalim, ne kadar vicdansız olduğunun ve oradaki işkencelerden sorumlu olduğunun da bir açık itirafıdır. Raci Tetik'in böyle cesaretli
YAŞAR OKUYAN KİMDİR? Yaşar Okuyan Aslen Rize Çayeli Büyükköy den Yalova'ya yerleşen bir ailenin çocuğu olarak 1949'da İstanbul'da doğdu. İstanbul Gazetecilik Yüksek Okulunu bitirdi. ÜLKÜCÜ - KOMÜNİST KARDEŞLER Aktif siyasete 1970’li yılların başında MHP’de başladı. İlginç bir nokta, aynı dönemde kardeşi Arif Okuyan'ın TKP’li olması ve parti politikası gereği CHP'ye girmesidir. 'Faşist bir ağabeyim olduğu için utanıyorum' açıklamaları yapan Arif Okuyan, bu nedenle soyadını da değiştirmiş, Arif Ekim olmuştur. 1980'li yıllar sonrasında 'faşist' ağabey ve 'komünist' kardeş barışmışlardır. 12 EYLÜL'DE CEZAEVİNE GİRDE 12 Eylül sonrasında MHP Ana Davası'nda yargılanan politikacılar arasında o da yer aldı. 10 yıl idam istemiyle yargılandıktan sonra 2 yıl 16 günün sonunda beraat etti.1980'de MHP kapatıldığında genel sekreter yardımcısıydı. 1987 yılına kadar siyasi yasaklı olan Okuyan, 1991 seçimlerinde Ankara'dan milletvekili adayı oldu ama seçilemedi. |
konuşmasına imkan veren de AKP iktidarıdır. Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu, bizzat bu herifin ayağına gitti İstanbul da. Türkiye Büyük Millet Meclisi resmi bir komisyon üyesi, milletvekilleriyle orada dalga geçti. Bu adam hakkında güya hala bir soruşturma devam ediyor. Ben bununla ilgili şikayetçi olmuştum. Adam bir kez bile mahkeme önüne çıkmadı. 33 yılın sonunda bu iktidar Tahsin Şahinkaya ile Kenan Evrenin hakkında sözüm ona dava açtı 3 yıldır mahkeme önüne getiremediler."
KENAN EVREN DE PİŞMANLIK DUYMUYOR
Bu ihtilalin başı olan Kenan Evren de pişmanlık duymadığını ifade ediyor. 12 Eylül ihtilalini, darbesini yapan bunlar, çok insan sallandırdılar, 17 yaşındaki Erdal Eren'i yaşı tutmadığı halde bunlar astılar. Mustafa Pehlivanoğlu diye ülkücü bir genci, mahkeme ilk önce idama mahkum ediyor daha sonra bunun öldürme fiilini işlemediğini tespit ediyor ve idam kararını kaldırıyor. Bu karar bizzat Kenan Evren'in önüne gidiyor, Kenan Evren denilen adam, "Boş verin mühim değil, asın gitsin" diyerek Mustafa Pehlivanoğlu'nu katlediyor."
GÜYA KENAN EVREN YARGILANIYOR
"Bu insanlar güya bugün yargılanıyorlar. Ama darbe yapacaklardı, bir toplantı yapmışlardı, terör örgütü üyesidir diye TSK'nın en başındaki Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ müebbet hapse mahkum oluyor. 27 Nisan muhtırasını veren adamın göğsüne üstün hizmet madalyası takılıyor ve şu dakikaya kadar bu adamla ilgili bir soruşturma dahi açılmıyor."
"Nurettin Ersin'in oğlunu dolgun ücretle Newyork'ta Ziraat bankası'na gönderen bu iktidar, Nurettin Ersin'in Ankara Kocatepe camiindeki cenazesinde sanki babalarının oğluymuş gibi, sanki çok hukukları varmış gibi, Abdullah Gül'ünden Tayyip Erdoğan'ına hepsi orada saf tuttular, onun için dua ettiler. Evren'le nikah masasında şahitlik yapanlar, Evren'le açılış kurdelası kesip, Evren'le elele açtıkları tesisleri, okulları gezenler, Kenan Evren denilen adamı Cumhurbaşkanlığı köşkünde ağırlayanlar darbecilerden, işkencecilerden hesap filan soramazlar, nitekim, bu gerçekten dolayı da Raci Tetik denilen alçak efeleniyor ve pişman değilim diyor."
ANNESİNE YAPILANI ANLATTI
"Her 12 Eylül'de insan ister istemez, yıllar öncesine gidiyor ve tabii o dönemin şartları içerisinde en ağır zulmün yaşandığı Mamak Cezaevi günlerime gidiyorum ben de. Orada hücredeki, Tecrit2 ön, 38 numaralı, Taha Akyol'la paylaştığımız o hücrede yaşadıklarımızı, oradan çıkartılıp dev bloklarda şahit olduklarımı, muhatap olduklarımızı hatırlıyorum."
"Çocuklarınızın ve ailenizin gözü önünde kafanızı sıfıra kazıtmış bir biçimde bize yaptırılanlar aklıma geliyor. B Blokta kar kış kıyamette, eksi 20 derecede, tel örgünün arasında, rahmetli anama yapılan zulmü unutamıyorum hiç. Annemle görüşme sırasında bir astsubay alçağı (bu kelimeyi sadece o kişi için kullandığını özellikle belirtiyor) annemi itti ve annem düşmemek için dikenli tellere tutundu, elleri kanadı, bembeyaz karın üstü kan oldu. Bunlar her 12 Eylül'de gözümün önüne geliyor. 12 Eylül deyince aklıma, zulüm, işkence, zorbalık geliyor. O sürecin içerisinde sağcısı solcusu asılan onlarca insan geliyor."