Yaşar Okuyan ağır konuştu
Abone olYaşar Okuyan, büyük holding ve sermaye gruplarının 10 yıldır güçleri ile siyaseti yönlendirdiklerini idda etti.
Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, ''Büyük
holdingler, büyük sermaye grupları, Türkiye'de, benim bakanlık
yaptığım 57. Hükümet de dahil her dönemde, sayıları az olmasına
rağmen parasal güçleri, sermaye birikimleriyle Türkiye'deki
siyaseti yönlendirmişlerdir'' dedi. Okuyan, Öziplik-İş Sendikası
Kayseri 3. olağan genel kurul toplantısında yaptığı konuşmada,
siyasilerin, seçim meydanlarında olmayacağını bildikleri halde bazı
vaatlerde bulunduklarını, bunu kendisinin de yaptığı
özeleştirisinde bulundu. Okuyan, ''Bu çelişki, Türkiye'nin aslında
kaderinin de bir yerde sonucu oldu. Bugün bunca mesele çözüm
beklerken çözemiyorsak, sorunlar artıyorsa, bunun temelinde
samimiyetsizlik yatmaktadır'' dedi. Çalışma hayatındaki bazı
gelişmelerin de olmayacak vaatlerde bulunmasıyla benzerlik
gösterdiğini ifade eden Okuyan, şöyle devam etti: ''Büyük
holdingler, büyük sermaye grupları, Türkiye'de, benim bakanlık
yaptığım 57. Hükümet de dahil her dönemde sayıları az olmasına
rağmen parasal güçleri, sermaye birikimleriyle Türkiye'deki
siyaseti yönlendirmişlerdir, baskı altına almışlardır. Zaman zaman
öyle bir noktaya gelmişlerdir ki, Türkiye onlardan sorulurdu. Onlar
emredecek, 70 milyon onların dediğini yapacak. Siyaset kurumu
dahil. Böyle bir yanlış yıllardan beri devam ede gelmiştir.
Maalesef bugün de bu yanlışlığın örneklerini görüyoruz.'' ''HER
DÖNEMDE YOLSUZLUK'' Türkiye'de her dönemde yolsuzluk yapıldığını,
bunun artarak devam ettiğini savunan Okuyan, şöyle konuştu: ''Kalp
ameliyatlarında kullanılan stent, SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı gibi
sosyal güvenlik kurumlarıyla üniversite hastaneleri tarafından 1992
yılından beri herhangi bir ihale yapılmadan, bir protokolle tanesi
2 bin 450 dolardan alınıyordu. 2001 yılında 21 bin adet stent
alınmış. Bakanlığım döneminde aynı stentin ihaleyle 193 dolara
alınmasını sağladım. Ülkemize gelişi ise 25 dolar. Bu kurumlar
sadece stent gibi sarf malzemeleri için yılda 1 milyar dolar fazla
ödeme yapıyordu. Yani devlet soyuluyordu. (Neden daha önce ihale
yapılmamış?) diye sorduğumuzda, (Protokol gereği) deniliyor.
Protokol Ayet-i kerime sanki.'' ''10 YILDIR SOYGUN FARK EDİLMİYOR''
Örneğini verdiği konu ve benzerleriyle ilgili davaların sürdüğünü
anımsatan Okuyan, şunları anlattı: ''DGM'ye ihbarda bulunduk ve
bizim dönemimiz olan 14 aylık bölümün bir kısmının iddianamesi
tamamlandı, hatta duruşmaları başladı. Toplanan 9 tutuklu vardı.
İlk duruşmada 100'er bin dolar kefaletle tahliye oldular. Yargıya
intikal ettiği için bu konuda konuşmayacağım. Sonuçta yargı
kararına hepimiz saygılı olacağız. Değinmek istediğim esas konu, bu
soygun 10 yıldır devam ediyordu. Bu sürede bir Allah'ın kulu çıkıp
da, (Burada ihalesiz mal alınıyor) diye söylemiyor. SSK, Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Başbakanlık'ın teftiş kurul
temsilcileriyle görüştüm. Bu konuda herhangi bir şikayet gitmemiş.
SSK ve Bağ-Kurcu denetleyen Yüksek Denetleme Kurulu'nun bir
raporunda, SSK tabelasının üstüne bakanlık adı yazılmasını usule
aykırı bulduğu yazıyordu. Tabelayı gören kurul, 10 yıldır bu
soygunu fark etmiyor.'' Türkiye'nin çözümlenemeyecek sorunu
olmadığını kaydeden Okuyan, ''Türkiye'de bir tek sorun vardır. Para
falan sorunu değil. Tam tersine, para fazla ki yiyoruz hep beraber.
Alttan, üsten, yandan yiyoruz. Kimi hortumla gidiyor, kimi pipetle
idare ediyor. Ne sorun var? Devletin adam gibi yönetilme sorunu
var'' dedi.