Yaşar Kemal aydınları topa tuttu
Abone olÜnlü romancı Yaşar Kemal Türkiye'deki olumsuzlukların faturasını aydınlara çıkardı. Yaşar Kemal, isim vermeden yüklendiği aydınlara 'tabansız' nitelemesini yaptı.
Yazar Yaşar Kemal, ''Türkiye'nin bütün felaketi, tabansız ve
kemiksiz aydınlardan çıkıyor. Bunu bilmeliyiz, o aydınların üstüne
de yürümeliyiz'' dedi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC)
Gazeteciler Sosyal Dayanışma Vakfı'nca ''Babıali Sohbetleri''
başlığı altında düzenlenen ''Ustalar Ustalarını Anlatıyor''
toplantısının bu ayki konukları, yazar Yaşar Kemal ve Gözcü
Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Rahmi Turan oldu. TGC'nin Burhan
Felek Konferans Salonu'nda düzenlenen sohbet toplantısında konuşan
Yaşar Kemal, konuklara ''gazeteciliğe nasıl başladığını'' anlattı.
''İnce Memet benim hayatımın dönüm noktası oldu'' diyen Kemal, ''bu
romanın başına çok bela getirdiğini, ancak daha sonra da çok
faydalı olduğunu'' söyledi. ''Bu kitap nedeniyle Cumhuriyet
Gazetesi'nden kovulduğunu, kovulduktan sonra ise çok para kazanmaya
başladığını'' ifade eden Kemal, daha sonraları kendisini kovduğu
için gazetenin sahibi Nadir Nadi'ye ''teşekkür yemeği''
ısmarladığını kaydetti. ''O dönemde komünist olduğu için polisle
sürekli başının belaya girdiğini'' anlatan Yaşar Kemal, konuşmasını
şöyle sürdürdü: ''Her zaman söylüyorum, bugün de söyleyeceğim;
Türkiye, kendi kendiyle yüzleşmeli, 80 yıllık tarihi ile
yüzleşmelidir. Bu ifade, bütün gazetecilerin dilinde prensip
olmalı. Bugün Türkiye'yi Türkiye yapmak isteyenlerin, Türkiye'yi
kötülükten korumak isteyenlerin, Türkiye'yi ulus olarak korumak
isteyenlerin birinci ödevi, Türkiye'nin kendi kendiyle yüzleşmesini
sağlamak olmalıdır. Türkiye eğer bunu yapamazsa, Türkiye Türkiye
olamaz. Türkiye böyle de kalamaz. Bu kötü durumda da kalamaz.
Türkiye'yi kurtarmak için, 'kendi kendisiyle yüzleşmesi' konusu
üzerinde çok durmalıyız.'' ''TÜRKİYE'DE ÇOK İYİ YAZARLAR VAR''
Yaşar Kemal, Avrupa'da verdiği konferanslarda yabancılara,
''Türkiye'de yalnız yazar ben değilim'' dediğini, ''Türkiye'deki
yazar ve şairlerin Avrupa ülkelerindeki kadar değerli olduğunu''
söylediğini belirtti. ''Türkiye'de yalnızca Yaşar Kemal var''
deniliyorsa bunun yanlış olduğunu vurgulayan Kemal, şunları
kaydetti: ''Türkiye'de benim gibi çok iyi yazarlar var. Bir Sait
Faik, bir Orhan Kemal, bir Refik Halit... Bu isimler çağın en iyi
yazarlarıdır. Fransa'da, İngiltere'de, Rusya'da ne kadar iyi yazar
varsa, bu çağda o kadar iyi Türk yazarı da var. Benim bir şansım
oldu. Çok iyi çeviricilerim oldu. İkincisi ise en az hapishanede
kalan yazar ben oldum. En az dayak yiyen, zulme uğrayan yazar
bendim. Onun için beni yalnız saymayın. Türkiye'de Avrupa'nın
kültürüne katkıda bulunacak çok yazar var. Benim Avrupa'da ismim
varsa, eserlerim 43 dilde yayınlanmışsa, bu tamamen bir şanstır.
Benim kadar Orhan Kemal'in, Sait Faik'in de şansı olmalıydı''
''Türkçe'nin çok sapa bir dil olduğunu, bunun talihinin de,
talihsizliğinin de bulunduğunu'' ifade eden Yaşar Kemal, ''tüm
bunlara rağmen Türkçe'nin zengin bir dil olduğunu'' söyledi.
''DÖNEKLER BİZİ ÇÜRÜTTÜ'' Yaşar Kemal, ''Türk insanının çok unutkan
olduğunu, birçok değerli yazarın artık anılmadığına'' da dikkat
çekerek, şöyle dedi: ''Aziz Nesin 'bu milletin yüzde 90'ı aptal'
dedi, kıyamet koptu. İnsan vardır cismi temiz, abdest alır olmaz
temiz. Halkı aşağılamak nedir, cümle küstahlık bizdedir.
Türkiye'nin bütün felaketi bu 'tabansız ve kemiksiz' aydınlardan
çıkıyor. Bunu bilmeliyiz, o aydınların üstüne de yürümeliyiz.
Sovyetler Birliği gitti. Cehennemin dibine gitsin ya... Bize ne?
Yok herif geri dönmüş. Benim arkadaşlarım var. Ya bana sövüyorlar
yahut da beni gördüğü zaman kaçıyorlar. Yanıma yaklaşamıyorlar.
Bunlar solcu arkadaşlarım. Sonra uşak oldular gittiler bir yere.
Zenginleri de var. Onlarınki en iyisi, ama insanların yüzlerine
bakacak halleri yok. Bir insanın düşüncelerinden dönmesi çok zor.
'Düşüncem yanlıştı' diye dönebilir. Buna karşılık 'düşüncem iyiydi,
ama hayatıma zararlı bir şey oldu' diye geri dönüyor. Bu, utanç
verici. Bir milletin çürümesinin nedenidir. Dönekler bizi çürüttü.
1, 2, 10, 100 değil bunların sayısı. Çok dayak yediler, zulüm
gördüler, tamam ama alçaklığa hakları yoktur. İnsan sonuna kadar
düşüncesini korkudan, menfaatten ve çıkardan, hiçbir şekilde
değiştirmemeli. Bunlar vicdanını değiştiriyor.'' TGC BAŞKANI
ERİNÇ'İN KONUŞMASI Toplantının açış konuşmasını yapan TGC Başkanı
Orhan Erinç de, 1 Nisan'da yürürlüğe girecek yeni Türk Ceza
Yasası'na değinerek, ''Bu yasa nedeniyle birçok gazetecinin
yargılanacağını ve hapis yatacağını'' savundu. ''Yasanın
çıkarılması aşamasında verdikleri mücadelede yeteri kadar seslerini
duyuramadıklarından'' yakınan Erinç, ''O zaman yaptığımız uyarılar
zina tartışmalarına kurban gitti'' dedi.