Şarkıcı Çelik geçtiğimiz günlerde 'Taksim' metrosunda büyük bir sürpriz yaparak, herkesi şaşırttı. Çelik, bereli paltolu haliyle Taksim metrosunda sokak şarkıcılığına soyundu. İlk başlarda kim olduğu anlaşılmayan Çelik, kendi şarkılarını söylemeye başlayınca kimliğini ele verdi. Çelik yarım saatte 137 lira gibi bir para kazandı. Birçok sokak müzisyeni bu paranın yarısını göremezken, yarım saatte kazandığı 137 lira, ünlü popçuyu umutlandırdı: “Ben bununla pazardan alışveriş yapar, 15 gün karnımı doyururum” dedi. Çelik, şapka ve atkısıyla geldiği Taksim metrosunda gitarını kutusundan çıkarıp İngilizce iki şarkıyla sadece 5 TL toplayabildi. ‘Meyhaneci’ ve ‘Hercai’ şarkılarını peş peşe söylemeye başladıktan sonra ünlü şarkıcıyı tanıyanlar çoğalmaya başladı. Yarım saatlik performansı sonrası Çelik, 137 lira topladı. ‘SOKAK MÜZİSYENLİĞİNE SICAĞIM’ Sokaktaki insanın 90’ların ruhunu aradığını belirten ünlü popçu, “Bundan iyisi Şam’da kayısı” yorumunu yaptı. Kazandığı paradan memnun kalan Çelik, “Bu parayla pazardan alacağım mantar, patates, un ve şekerle 15 gün geçinirim. Sokak müzisyenliğine sıcak bakıyorum. Bu işe yabancı değilim” dedi. ‘DEVİR DEĞİŞTİ!’ Suriyeli bir vatandaşın 5 lira verdiği Çelik, “Ne oldu, devir mi değişti?” diyerek çevredekileri kahkahaya boğdu. Taksim metrosunda sokak müzisyenliğine soyunan Çelik, hayranlarını şoke etti. Ünlü şarkıcıyı, kendi şarkılarını söylemeye başladıktan sonra tanıyan hayranları bir anda sevgi seliyle etrafını sardı. Çelik, bu yoğun sevgi ve ilgi için “Uzun yıllar bu işin eğitimini aldık, bu sesi de dükkândan almadım. Halka zorla kendini sevdiremezsin. Benim sevilecek bir yanım var demek” dedi. Metroya tanınmamak amacıyla annesinin ördüğü renkli şapka ve atkıyla geldi ve yine ilk dakikadan dikkat çekmemek için kendi şarkılarından birini söylemek yerine konserine 4 Non Blondes’un ‘What’s Up’ adlı parçasını seslendirerek başladı. Bu şarkıyı üst üste 2 kez seslendiren Çelik’i hiç kimse tanıyamadı ve önüne koyduğu gitarının kutusuna sadece 5 TL atıldı. ‘SOKAK MÜZİSYENLİĞİYLE GEÇİNEBİLİR MİYİM?' TESTİ Ne zaman ki ‘Hercai’, ‘Meyhaneci’ ve ‘Dilberim’ gibi hit olmuş şarkılarını seslendirmeye başladı o zaman işin rengi değişti. Bir gün parasız kalırsa sokak müzisyenliğiyle geçinip geçinemeyeceğini test eden Çelik, yarım saat boyunca, 2000’den fazla kişiye şarkı söyledi ve tam 137 TL topladı. Bu herkesi şaşırtan mini konser sonrasında konuşan ünlü şarkıcı, “Küçükken düğünlerde topladığım parayla yolumu buluyordum. Bu işe yabancı değilim. Bugün 1 saat çalsaydım 270 TL toplardım. Yani her gün 1 saat çalsam ayda 8.500 TL yapar. Güzel rakam, düşünmek lazım” dedi. Bakın başka neler söyledi.. -Taksim metrosunda mini konser vermek sizin için nasıl bir deneyim oldu? -Metroda bulunduğum yarım saat boyunca yaşadığım duyguları tarif etmek çok zor. İlk başta tüylerim diken diken oldu. Milyonlar tarafından tanınan bir şarkıcı halkın arasına girip ücretsiz konser veriyor. Bir gitar sayesinde biz olmayı hatırladık. Her kimlikten insanın bir arada olup bize eşlik etmesinden daha büyük mutluluk olabilir mi? İnsanların yaralarını sanatla pansuman ettik. Oturduğumuz yerden kenetlenme mesajları vermekle olmaz. Konser sırasında burada bayram havası vardı. Ülkemin her gününün barış içinde geçmesi, bayram tadında günler görmemiz tek arzum. Bu vatan hepimizin! Toplu taşımalarda veya iş yerlerinde somurtmak için değil gülmek için nedenler aramalıyız. Şükretmeyi de bilmemiz gerekiyor. -İngilizce şarkı söylerken kimse sizinle ilgilenmedi ama ‘Meyhaneci’ye geçince insanlar etrafınızı sardı. Gördüğünüz ilgi sizi şaşırttı mı? -İnsanların şahsıma gösterdiği hürmeti görmek benim için ömre bedel. Sorunun cevabına gelince şaşırtmadı. Şimdi bu röportajı metroda değil de lüks bir otelin kral dairesinde yapsaydık elimize ne geçerdi? Kocaman bir sıfır! Kollarımızda altın bilezik var. Uzun yıllar bu işin eğitimini aldık, bu sesi de dükkândan almadım! Halka zorla kendini sevdiremezsin. Benim sevilecek bir yanım var demek ki... Halkla sırt sırta verince her şey daha güzel, gerisini boş verelim. Öğlen değil de akşam saatlerinde çalsaydım aşırı fotoğraf talebi nedeniyle geceye kadar burada kalabilirdim. Öğle vakti yarım saatte 137 TL kazandım. Mesai bitiminde gelseydim yarım saatte 500 TL kazanırdım. Sokak müzisyenliğine sıcak bakıyorum. (Gülüyor) -Yarım saatte 137 TL iyi bir rakam... -Bundan iyisi Şam’da kayısı! Günlük yaşantımda elime bu kadar para alıp semt pazarına gitsem, oradan aldığım salata, mantar, sebze, patates, şeker, un gibi gıdalarla 15 gün rahatlıkla geçinirim. Buradan aldığım 137 TL benim 15 günlük geçim kaynağım oldu Yeni albümü ‘İyi Günde Kötü Günde’ hakkında konuştu! -Sanatçı dostum Umut Kuzey ve Arpej Yapım’ın sahibi Özlem Özbakan’la neredeyse 1 yıldır çok titiz bir çalışma halindeydik. 90’ların melodilerinin hâkim olduğu 6 şarkılık bir albüm yaptık. Bu albümü onuncu olmak için değil, birinci olmak için yaptım. Asla ‘no name’ biri olmak istemezdim. Çünkü Allah’ın beni bu kaderle yarattığını düşünüyorum. Allah’ın kaderine de uymaya gayret ediyorum. Bakalım zaman ne gösterecek. -Albüm kapağınız bu kez çok sade... -Kontrbaslı fotoğraf mı bekliyordunuz? (Gülüyor) Artık bütün dikkatimi müziğe vermek istiyorum. Kadın kılığına girdiğimde veya kontrbaslı fotoğraf verdiğimde, vermek istediğim mesajı hedef kitleye ulaştırdım. Devir müziğimi ön plana çıkarma devri. "İZEL VE ERCAN'A SESLENİYORUM: BİRLEŞELİM!" -1990’lara İzel-Çelik-Ercan olarak damganızı vurdunuz. Hâlâ “Yeniden bir araya gelirler mi?” diyenler var. Olabilir mi? -Ben yeniden birleşmeyi çok istiyorum. Şu an albümüm üzerine yoğunlaştım. Ancak bu süreç bittikten sonra neden olmasın? Dostluk hâlâ sürüyor. Buradan onlara çağrıda bulunuyorum. Hadi gelin ilk fırsatta yeniden bir araya gelelim. Artık top onlarda... "90’LARDAKİ SANATÇILAR MÜZİĞİ BİLİYORDU" -Sokaktaki insanların 90’larda yapılan şarkılara olan özleminin bir türlü dinmediğini görüyoruz. Bunu neyle açıklarsınız? -Bir vatandaş “Ben 90’ları arıyorum” diyorsa, “Bugün yapılan müzik popüler değil” sonucunu çıkarabiliriz. Sokaktaki insanlar hâlâ “90’ların ruhu nerede?” diye soruyor. Metroda yanıma gelen insanların çoğu “Sizin kuşak başkaydı” dedi. Günümüzde kazan bir şekilde kaynıyor ama ruhumuza hitap etmiyor. Ruhta bir boşluk var. Ruh boşluğunu müzikle dolduramadığımız için de somurtan insanların sayısı artıyor. Harun Kolçak’ın piyasaya çıkardığı ‘Best Of’ albümüne gösterilen ilgi dediklerimin en büyük kanıtıdır. Popüler gençlerin çoğunu solladı. Cover şarkıların yer aldığı bu albüm en çok satanlarda aylardır zirvede yer alıyor. Radyolarda bir numara. Bu durum her şeye ayna tutuyor. 90’lardaki şarkıların ve sanatçıların günümüze ulaşmalarının yegâne sebebi müziği bilmeleridir. "AŞK AYAĞA DÜŞTÜ" -Günümüzde yapılan popüler müziği nasıl değerlendiriyorsunuz? -Ülkemizde popüler müzik yapılırken aşkla seks işi karıştı. Şarkılarda aşk sözcüğüne sıkça rastlıyoruz ama gelin görün ki günlük hayatta aşk ayağa düştü. Aşk ruhları beslemiyor. O yüzden insanlar hâlâ 90’ların masum hislerle yazılmış aşk şarkılarını arıyor. -Size aşk şarkıları yazdıracak bir kadın var mı hayatınızda? -Hayatımda sadece oğlum var. Aşk benim için tek atıştır. İlk görüşte birisini seversin, ondan sonrakiler onun benzeridir. Aşk, Allah’ın insana bir lütfudur. Ama gelin görün ki artık aşk kelimesi gerçeği yansıtmıyor. Aşk, günlük dilden kaldırılmalı. Bizim hayatımızda aşk yok. Boşanmalara veya evli çiftlerin geçimsizlik oranlarına bir bakın. “Ben sana âşığım” demek yerine “Ben sana ilgiliyim ve seninle güzel vakit geçiriyorum” demek bana daha samimi geliyor. Bu aşksızlığın arasında aşk şarkısı yazmak da zor olsa gerek. "TAVLA OYNAYACAĞIM KADINI ARIYORUM" -Üçüncü evliliği düşünmez misiniz? -Düşünüyorum. Karşılıklı tavla oynayıp birlikte kahve içebileceğim, aynı dili konuşabileceğim biri bana çok iyi gelebilir. Ama benim en büyük zevklerimden biri ses yalıtımıyla kaplanmış olan bir stüdyoda uyumak. Şimdi kadın buna nasıl uyacak? Bunu kabul etmesi gerekiyor. İçimden ne diyorum biliyor musunuz, keşke kadınlar da erkeklere çıkma teklifi etse. Erkekler hep sarkan adam pozisyonunda gözüküyor. Hayırlısı diyelim... "HALK ORJİNALİ DİNLER, ÇAKMAYI SEVMEZ" -Günümüzde müzikte özgünlüğün kaybolduğu ve tekdüzeliğin hâkim olduğu eleştirileri var. Siz bu eleştirilere katılıyor musunuz? -Eee yani. Bana Burak Kut, Kenan Doğulu, Mustafa Sandal, Yaşar, Sertab Erener ve Levent Yüksel gibi isimlerin sözleri ve melodileri aynı bir şarkısını söyleyebilir misiniz? Çok zor. Bunlar ve sayamadığım niceleri özgün oldukları için bugün hâlâ popülerler. Ayrıca 90’ların sanatçıları toplumun kodlarını okumayı çok iyi biliyordu. Toplumun kültür kodlarını bilirsen halk seni unutmaz. Halk her zaman orijinali dinler, çakma işleri sevmez. Şimdi radyolarda çalan şarkılara bakın. Bir şarkı çalıyor ama kim söylüyor? Bulabilene aşk olsun! Fast food düzen hem ülkemizde hem de dünyada müziği kötü bir noktaya getirdi. Ama aşılacaktır, buna inanıyorum.