Yargıtay'ın içtihadı CHP'yi üzecek
Abone olCHP, cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan'ın hemen istifa etmesini istiyor ama 1990 yılındaki Yargıtay kararı başka diyor.
Muhalefetin, ‘Erdoğan cumhurbaşkanı seçildi,
başbakanlıktan istifa etmeli’ iddiasına Yargıtay’ın 1990’da aldığı
bir karar son noktayı koydu. Yargıtay kararına göre
cumhurbaşkanlığı görevi ‘yemin ettikten’ sonra başlar.
CHP YSK'nın kesin sonuçları açıkladıktan sonra Erdoğan'ın milletvekilliği ve başbakanlığının düşeceğini iddiasını boşa çıkaran karar karar Yargıtay’dan geldi. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 1989’da TBMM tarafından Cumhurbaşkanı seçilen Turgut Özal’a hakaret davasında bugünkü tartışmalara da cevap olacak karar verdi. Ceza Genel Kurulu’nun kesin hükmündeki kararında “Cumhurbaşkanlığı sıfatı seçimle değil and içmeyle başlar” denildi.
'İptal edileceğinden adım gibi
eminim' CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, "Siyasi partiler kongresini geciktirdiğinde bile ihtar çeken Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Anayasa ve yasaları açıkça ihlal eden bir kongreyi yok hükmünde sayacağından, eğer Türkiye'de hukuk varsa, eğer Türkiye kanun devletiyse adımın Engin Altay olduğu kadar eminim" demişti. |
BAŞSAVCILIK İTİRAZ ETMİŞTİ
Star gazetesinden Lütfi Kaplan'ın haberine göre Yargıtay Ceza Genel
Kurulu, Cumhurbaşkanlığının and içmekle başladığına dair emsal
kararını 2 Nisan 1990’da verdi. 1989’da TBMM’deki Cumhurbaşkanı
seçimelerini kahvehanede izlerken Turgut Özal’a hakaret ettiği
iddiasıyla yargılaması yapılan vatandaşın kararı bugünkü
tartışmalara da emsal nitelikte. Kadıköy 4.Asliye Mahkemesi, eski
TCK’nın “Cumhurbaşkanına hakaret” başlığını taşıyan maddesine
muhalefetten sanığa 10 ay hapis cezası verdi. Bu karara yapılan
itiraz üzerine dosyaya Yargıtay 9.Ceza Dairesi baktı.
Daire, “Hakaret suçu; seçimden hemen sonra, ancak and içmeden önce,
Cumhurbaşkanlığı makamında görev süresi henüz dolmamış olan
Cumhurbaşkanı bulunduğu sırada işlenmiştir. Cumhurbaşkanlığı
Makamında aynı anda iki kişinin bulunduğundan söz edilemez. Bu
nedenle TCY.nın 158. maddesindeki suçun unsurları bakımından
oluşmadı” diyerek yerel mahkeme kararını bozdu. Dairenin bozma
kararına Yargıtay Başsavcılığı itiraz etti. Başsavcılık itiraz
gerekçesinde, “Cumhurbaşkanı sıfatı seçimle kazanılmıştır. Bu
sıfatın kazanılması andiçme şartına bağlanamaz” dedi.
SON KARAR CEZA KURULU'NDA
İtiraz üzerine toplanan Yargıtay Ceza Genel Kurulu, oy çokluğuyla
Başsavcılığın itirazını reddetti. Hukukçuların sözlü ve yazılı
görüşlerini de alan Ceza Genel Kurulu, ret gerekçesini özetle 6
başlıkta topladı. Bunlar özetle şöyle:
-1961 Anayasası’nın 96. ve 1982 Anayasası’nın 103.maddelerinden
Cumhur başkanının göreve and içerek başlayacağı belirtilmiştir.
Cumhurbaşkanlığı sıfatının ne zaman başlayacağına ilişkin yasal
boşluk, 1961 Anayasası’nda da mevcuttur.
-Cumhur başkanlığına başlamanın ön koşulu andi çmedir.
-Cumhurbaşkanlığı sıfatı, maddede yazılı yetkileri kullanma,
görevleri yerine getirme ve devleti temsil etme erki ile birlikte
kazanılır. Seçilen ve ancak henüz devleti temsil etme yetkisi
bulunmayan bir kişinin, Cumhur başkanlığı sıfatı kabul
edilemez.
Anayasa hukukunda dualizm yok
- Anayasa Hukukumuzda Dualizm yoktur. Aynı anda Devletin başında
iki kişinin birlikte bulunabileceği kabul edilemez.
- Seçilen Cumhur başkanının bu sıfatı kazanana, yani yemin edene
kadar, görev süresi dolan önceki Cumhurbaşkanı göreve devam
edecektir. Seçimden sonra fakat yeminden önce, görevi başında
bulunan Cumhur başkanının ölümü halinde ise; seçilen Cumhurbaşkanı,
Cumhur başkanlığı sıfatını kazanarak devleti temsil edemeyecek ve
Anayasanın 106. maddesi uyarınca Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı, Cumhur başkanlığına vekalet edecektir.
- Benzer hükümler taşıyan İtalyan Anayasası’nda da, Cumhur
başkanlığı sıfatı seçimle değil andiçmeyle başlamaktadır.