Yargıtay'dan gizli kameraya onay
Abone olyARGITAY, İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin gerekçeli kararını onarken, ‘kamu yararı’ bulunmas halinde ‘gizli kamera’ kullanılmasına da vize
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Hülya Koçyiğit’in misyonerlik
faaliyetlerini anlattığı programın tazminat cezasına
çarptırılmasını reddeden İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin
gerekçeli kararını onarken, ‘kamu yararı’ bulunmas halinde ‘gizli
kamera’ kullanılmasına da vize verdi. Dion Ross Bremner adlı
Avustralyalı gazeteci, 24 Haziran 1997’de Hülya Koçyiğit tarafından
bir televizyon kanalında sunulan ‘Son Çare’ adlı programda, gizli
kamera çekimi yapılarak, ‘Gizlice Hristiyanlık dinini yaymaya
çalışan bir din tüccarı olarak lanse edildiği’ iddiasıyla tazminat
davası açtı. Bremmer, 500’ü maddi, bir milyarı manevi olmak üzere
toplam 1 milyar 500 bin liralık tazminat talep etti. Bremner,
programda kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu, tehdit
aldığını, kendisi, eşi ve çocuğunun güvenliğinden endişe ettiğini,
evinin arandığını, suçlu durumuna düşürüldüğünü ve ‘Sanki Yüce
İslam dini ve Yüce Peygamberi kötülemek, insanları kandırarak kendi
inançlarından vazgeçmelerini sağlamak ve onları Müslüman olmaktan
çıkarıp Hristiyan yapmak amacıyla bu ülkeye geldiği etkisi’
uyandırıldığını iddia etti. Bremner, daha sonra ‘Allah’a ve
İslamiyet dinine hakaret’ iddiasıyla yargılandığı Samsun 2. Asliye
Ceza Mahkemesi’nde ‘delil yetersizliğinden’ beraat etti. Ancak,
sınır dışı edildi. Davacı Bremner’in temyiz başvurusu üzerine
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, gizli kamera ile çekim yapılmasını
gerekçe göstererek, mahkeme kararını oyçokluğu ile bozdu. Kararda,
‘Bir kişinin hukuka aykırı bile olsa konuşmalarının ve görüntüsünün
gizli kamera ile kayda alınması aynen telefon konuşmalarının
yasadışı dinlenmesinde olduğu gibi onun kişilik hakları ve özel
yaşamına saldırı niteliği taşımaktadır. Bu kayıt ve görüntülerinin
televizyon yoluyla kamuoyuna yansıtılması ve televizyon programında
‘yobaz faaliyetler, gizli faaliyet, din tüccarı’ nitelemesi
yapılması, kişilik hakkına yapılmış ikinci bir saldırı
niteliğindedir’ denildi. Ancak, tazminat davasına bakan İstanbul 7.
Asliye Hukuk Mahkemesi, davacının ‘gizli bir şekilde misyonerlik
faaliyeti sürdürdüğünün açık olduğuna, ceza davasında beraat
etmesine rağmen sınır dışı edildiğine’ dikkat çekti. Mahkeme, ilk
kararına paralel bir gerekçe ile tazminat davasının reddinde
direndi. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da önceki gün mahkemenin
direnme kararını oyçokluğu ile onadı. DEVLET DİNİ KORUMAK İÇİN
TEDBİR ALIR Tazminat davasına bakan İstanbul 7. Asliye Hukuk
Mahkemesi ise Bremner’in davalı şirket ve Hülya Koçyiğit’e (Soydan)
açtığı tazminat davasını, yapılan yayının hukuka aykırı olmadığı
gerekçesiyle reddetti. Kararda özetle şöyle denildi: Yayınlanan Son
Çare adlı program sunucusu davalı Hülya Koçyiğit ülkemizde
yabancıların dinimiz ile ilgili gizli faaliyetlerini ortaya
çıkarmak amacıyla gizli kameralarla yapılanları görüntülemiş ve
‘Yorumu seyircilere ve Türk adaletine bırakıyorum’ demek suretiyle
programı sonlandırmıştır. Gerek laik yurdumuz gibi gerekse Batı
ülkelerinde din ve devlet işlerinin ayrıldığı ve herhangi bir dinin
propagandası resmi ya da özel yayın organları tarafından övülmesi
ya da yerilmesi yasaklanmış ise de tüm dünyada olduğu gibi şayet
büyük çoğunluğun kabul ettiği dinde devlet bazı koruyucu tedbirler
alabilmektedir. Bu durumda davalı Koçyiğit’in yaptığı programda
gizli kamera yolu ile tespit ettiği hususları Türk halkına
izlettirilmesinde hiçbir hukuka aykırı yorum söz konusu değildir.
Örneğin davacının tabiyetinde bulunduğu Avustralya’da benzer İslam
dinini yayma faaliyeti bu şekilde gösterilmiş olsa orada da
devletçe hukuka aykırılık sözkonusu olmayacağı kanatindeyiz. Kaldı
ki, TCK bu gibi eylemler yaptırım altına alınmıştır.