Yargıtay'dan flaş karar! Her akşam anneye gitmek boşanma sebebi sayıldı
Abone olBir boşanma davasının temyiz müracaatını değerlendiren Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, eşin sürekli olarak akşamları iş çıkışından sonra annesinin evine gitmesini boşanma sebebi saydı.
Bir süredir geçimsizlik yaşayan çift Aile Mahkemesi’ne müracaat
ederek karşılıklı boşanma davası açtı. Aile Mahkemesi; erkeği ağır,
kadını hafif kusurlu kabul ederek her iki tarafın davasının kabulü
ile boşanmalarına karar verdi.
Kusur sayıldı
Davacı-karşı davalı erkek istinaf kanun yoluna başvurdu. Bölge Adliye Mahkemesi, iki tarafı da eşit kusurlu saydı. Erkeğin, ‘sürekli akşamları iş çıkışından sonra annesinin evine giderek bu durumu alışkanlık haline getirmek, evin ihtiyaçlarını gidermeyerek birlik görevlerini yerine getirmemek ve evi terk etmek’ hareketleri kusur sayıldı.
Kadının ise ilk derece mahkemesince kusur olarak kendisine yüklenen ve istinaf başvurusunda bulunmadığından kendisi bakımından kesinleşen ‘evin anahtarlarını değiştirmek, eşinin eşyalarını toplayarak çöpe atmak’ şeklindeki davranışları kusur sayıldı. Kararı iki taraf avukatı da temyiz edince devreye Yargıtay 2. Hukuk Dairesi girdi.
Kocanın her akşam iç çıkışı annesini ziyarete gitmesinin boşanma
sebebi sayıldığı Yargıtay kararında, “Davalı-karşı davacı kadına
bölge adliye mahkemesince kusur olarak yüklenen ‘Eşi için kocalık
vazifesini yerine getirmiyor dediği’ vakıasının aile ortamında
tarafların evlilik birliğindeki sorunlarıyla ilgili görüşmede
söylendiği anlaşılmakla kadına kusur olarak yüklenmesi doğru
olmamıştır. O halde, mahkemece belirlenen ve gerçekleşen diğer
kusurlu davranışlara göre erkeğin boşanmaya sebebiyet veren
olaylarda kadına nazaran daha fazla kusurlu olduğunun kabulü
gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu
tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü doğru olmamış ve
bozmayı gerektirmiştir. Boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-
karşı davalı erkek daha fazla kusurlu olduğundan, boşanma yüzünden
mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen davalı- karşı davacı kadın
yararına Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi gereğince uygun
miktarda maddi tazminat takdir edilmesi gerekir. Kadının bu
isteğinin hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak reddi doğru
görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. Mahkeme hükmünün bozulmasına
oy birliği ile karar verilmiştir” denildi.