Yargıtay'dan flaş karar: Eşinin maaşını beğenmeyen kadın ağır kusurlu sayıldı
Abone olYargıtay 2. Hukuk Dairesi, kendisini çalışmaya zorlayan kocasını, ‘Maaşın düşük, yetersiz para kazanıyorsun’ diyerek hor gören kadını ağır kusurlu saydı. Yüksek Mahkeme, kadının bu sözlerinin kocanın kişisel haklarına saldırı niteliğinde ve tazminat sebebi olduğuna hükmetti.
Geçimsizlik yaşayan çift Aile Mahkemesi’ne müracaat ederek
karşılıklı boşanma davası açtı. Davacı erkek, ‘güven sarsıcı
davranışlarda bulunmak’la suçladığı eşinin sürekli, ‘Sen yeterli
para kazanamıyorsun’ diyerek kendisini hor gördüğünü, küçük
düşürdüğünü öne sürdü. Davalı - karşı davacı kadın da eşinin
kendisine şiddet uyguladığını öne sürdü. Mahkeme, boşanmaya sebep
olan olaylarda davacı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle
kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulüne ve tarafların
boşanmalarına karar verdi.
Kadın kararı istinafa götürünce devreye giren Bölge Adliye Mahkemesi, tarafları eşit kusurlu buldu. Bölge Adliye Mahkemesi’nin bu kararını ise davacı koca temyiz edince devreye Yargıtay 2. Hukuk Dairesi girdi.
"Kadın kocasının kişisel haklarına
saldırmıştır"
Kararını açıklayan Daire, eşinin maaşıyla dalga geçen kadının ağır
kusurlu olduğuna hükmetti. Kararda şöyle denildi:
“Erkeğe kusur olarak yüklenen fiziksel şiddet vakıasından sonra tarafların barıştıkları ve evlilik birliğinin devam ettiği anlaşılmakta olup bu vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği ortadadır. Bununla birlikte davacı-davalı kadının birden fazla erkekle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, yeterli para kazanamadığını söyleyerek erkeği aşağıladığı, hor gördüğü, davalı-davacı erkeğin ise kadını kapıcılık yapmaya zorladığı anlaşılmaktadır.
Tarafların kusurlu davranışları dikkate alındığında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kadının erkeğe göre daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir.
"Bölge Adliye Mahkemesince yanılgılı değerlendirme sonucu
tarafların eşit kusurlu kabulü doğru görülmemiş ve bozmayı
gerektirmiştir. Boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda davacı-davalı
kadın ağır kusurludur. Ağır kusurlu eş yararına
yoksulluk nafakası hükmedilemez. O halde kadının yoksulluk nafakası
talebinin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde kabulüne
karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. Kadın daha
ağır kusurludur. Gerçekleşen kusurlu davranışlar aynı zamanda
erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir.
Davalı-davacı erkek yararına Türk Medeni Kanunu’nun 174/1-2
koşulları oluşmuştur. O halde davalı-davacı erkek lehine tarafların
sosyal ve ekonomik durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi
dikkate alınarak uygun miktarda maddi ve manevi tazminat takdir
edilmesi gerekirken yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak
erkeğin maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddi doğru
görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. Mahkeme hükmünün bozulmasına
oy birliği ile bozulmasına karar verilmiştir.”