Yargıtay'dan emsal niteliğinde sıfır otomobil kararı
Abone olVatandaşın tüketici mahkemelerine en çok başvurduğu “Aracımı sıfır aldım, boyalı çıktı” şikayetine ilişkin davalardan birinde emsal niteliğinde karar çıktı. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, ilk kez ayıbın giderilmesi yerine malın ayıpsız haliyle yani sıfır bir otomobille değiştirilmesine hükmetti.
Bir tüketici, 2011 yılında sıfır aldığı aracının iki ay sonra
sol arka çamurluğunun alt kısmında vernik atılğını fark ederek
aracı yetkili servise götürdü ve aracın boyanmış olduğunu öğrendi.
Tüketici mahkemesine başvurdu. İzmir 3. Tüketici Mahkemesi 2014
yılında “Satıcının sorumluluğu ayıpsız ve eksiksiz ürünü alıcıya
teslim etmektir.
Bilirkişi raporu, yapılan boya ve tamirat işleminin anlaşılmasının önlenmesi açısından sol arka çamurluğa komple vernik atıldığı, boya ve vernik işçiliğinin iyi olmasının işlemin aracın tüketiciye tesliminden önce fabrika çıkışında veya fabrikadan bayiye getirilmesi sırasında veya bayide meydana geldiği ihtimalini ortaya koyduğu, bu nedenle boyama işleminin aracın tüketiciye tesliminden önce gerçekleştiği kanaatine varılmasında yeterli bulunmuştur.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi de yerel mahkemenin
kararını bozmuştu
Dolayısı ile satılan malın ayıbı, satıcı tarafından tüketiciden
hile ile gizlenmiştir. Olması gereken ya ayıplı hali ile aracın
satışa sunulması ya da boyama işlemi yapıldığı tüketiciye
belirtilerek, mevcut haliyle belirlenecek bedel üzerinden ikinci el
olarak satışa sunmaktır” kararı vermişti. Şirketin bu karara
itirazı sonrası Yargıtay 13. Hukuk Dairesi de yerel
mahkemenin kararını bozmuştu.
"Denge bozulur"
İzmir 3. Tüketici Mahkemesi’nin kararında direnmesi üzerine dosya
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nda ele alındı. 23 Eylül 2020 tarihli
Genel Kurul kararında Tüketicinin Korunması Kanunu’nun “Satışa
sunulacak ayıplı mal üzerine ya da ambalajına, imalatçı veya satıcı
tarafından tüketicinin kolaylıkla okuyabileceği şekilde ‘özürlüdür’
ibaresini içeren bir etiket konulması zorunludur” hükmü
anımsatılarak tüketicinin aldanmasının önüne geçilerek uyarılması
gereği vurgulandı. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin araçtaki ayıbın
onarım masrafı ve onarıma bağlı değer kaybı toplamının yalnızca 2
bin TL olduğu, malın değerine kıyasla ayıbın hafifliği dikkate
alındığında misli ile değişim yönünde karar verilmesinin
taraflar arasındaki hak ve nefaset dengesini bozacağı görüşüne ise
Hukuk Genel Kurul çoğunluğu katılmadı.
"Ayıp gizlenmiş"
Hürriyet gazetesinden Aysel Alp'in haberinde yer verdiği Genel
Kurul kararında bundan sonraki davalarda emsal niteliğindeki şu
tespitler dikkat çekti: “Gerçekten de tüketici, satın aldığı aracın
sıfır kilometre araçlardan haklı olarak bekleneceği üzere, hasarsız
olduğu düşüncesi ile sözleşmeyi imzalamış ve bu niteliğe göre
bedelini ödemiştir. Ne var ki araç satış öncesi aşamada hasar
görmesi yahut kusurlu imal edilmesi nedeniyle işlem görmüş ve
bilirkişi tarafından da tespit edildiği üzere renk farklılığı
olmaması için bagaj kapağına da boya taşırılarak ve boyanın
orijinalliği bozularak kusurlu onarımlarla ayıp gizlenmek
istenmiştir.
Uyarı bulunmalı
Oysa 4077 sayılı Kanun’un 4. maddesinin altıcı fıkrasının birinci
cümlesi gereği, satışa ayıplı şekilde sunulan malda bu yöne ilişkin
bir açıklama ve uyarının bulunması zorunludur. Gerek ayıbın
açıklanan bu mahiyeti gerekse kusurlu onarımlarla kendisinden
gizlenen ayıbın satımdan çok kısa bir süre sonra ortaya çıkması ve
hemen akabinde tüketicinin hakkını elde edebilmek için tüm yasal
yolları takip etmesi göz önünde bulundurulduğunda somut olay
bakımından malın ayıpsız misli ile değişimine karar verilmesinin
hukuka uygun olduğu sonucuna varılmıştır.”
Hukukçular, bu alanda açılmış yüzlerce dava açısından Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararının emsal niteliğinde olduğunu belirtirken, şirketin karar düzeltme için başvurduğu öğrenildi.