Yargıtay'dan emsal karar! Zararı noter ödeyecek
Abone olYargıtay, sahte kimlikle araç satın alarak zarara uğrayan vatandaşın zararını işlemin yapıldığı noterin ödemesine karar verdi. İşte noter satışlarıyla ilgili o emsal kararın gerekçesi;
Yargıtay'dan herkesi ilgilendiren emsal niteliğinde bir karar
geldi. Yıllardır hayâlini kurduğu aracı satın alan vatandaş hayatın
şokunu yaşadı. Aracın çalıntı olduğunun ortaya çıkmasıyla kahrolan
vatandaş soluğu mahkemede aldı. Tam 10 senedir süren davaya son
noktayı koyan Yargıtay 3. Hukuk Dâiresi, sahte kimlikle araç
satılmasında noteri kusurlu buldu. Emsâl kararla birlikte sahte
kimlikle yapılan satışlarda zararı noter ödeyecek.
Özel sektörde çalışan bir vatandaş, yıllarca maaşından artırdığı birikimle araç almak istedi. 30 Aralık 2010 günü kendisini R.O. olarak tanıtan kişinin otomobili için 17 bin 500 liraya anlaşarak Noter’den aracı satın aldı. Bir süre sonra, Trafik Denetleme Şubesi ekiplerince yapılan yol denetiminde durdurulan aracın çalıntı olduğu ortaya çıkınca hayatının şokunu yaşayan vatandaş mahkemenin yolunu tuttu. Aracın emniyet tarafından bağlanarak elinden alındığını, sahte kimlik düzenlenmek suretiyle aracın kendisine satıldığını, bu hususta savcılık tarafından soruşturma başlatıldığını; sahte nüfus cüzdanı ile işlem yapan davalı noterin kusurlu olduğunu öne sürdü. Davacı, noterin gerekli dikkat ve özeni göstermediğini, kendisinin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, araç satış bedeli olarak ödenen 17 bin 500 liranın araç satış tarihi olan 30/12/2010 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etti. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde savunma yapan dâvâlı noter ise, satıcının ibrâz ettiği nüfus cüzdanındaki bilgilerin, bilgisayar sistemi üzerinden nüfus kayıtları ile karşılaştırıldığını, ibrâz edilen nüfus cüzdanının sahte olduğunun çıplak gözle fark edilemediğini öne sürdü.
Noter sorumlu tutuldu
Mor ışıkta yapılan güvenlik kontrolünde de şüpheli bir durumun
olmadığının görüldüğünü, sahte kimliğin iğfâl kabiliyetinin
bulunduğunu, üçüncü kişinin ağır kusuru ile illliyet bağının
kesildiğini, kendisine kusur atfedilemeyeceğini savunarak, davanın
reddini istedi. Mahkeme, satış sırasında kullanılan nüfus cüzdanı
aslının temin edilemediği, fotokopi belge üzerinde de iğfal
kabiliyeti yönünden bilirkişi incelemesi yapılamayacağı, bu sebeple
davalının sorumluluğuna gidilemeyeceği gerekçesiyle, dâvânın
reddine karar verdi. Dâvâcının temyiz ettiği karar Yargıtay 3.
Hukuk Dâiresi’nce 2014 senesinde bozuldu.
Yeniden yapılan yargılamada, mahkeme, sahte belge ile sistemde bulunan bilgilerin birebir örtüştüğü, dâvâlı noterin dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirdiği gerekçesiyle, reddine karar verdi. Kararı davacı mağdur yine temyiz etti. Yargıtay 3. Hukuk Dâiresi emsâl nitelikte bir karara imza attı. Kararda, noterlerin yaptığı işlemler bakımından söz konusu işlemin gereği gibi yani, özen yükümlülüğüne uygun şekilde yerine getirmiş olsaydı, zarar oluşmayacaktı denilebiliyorsa noterin sorumlu olacağı hatırlatıldı.