Yargıtay'dan emsal karar! Sadakatsiz eş tazminat ödeyecek
Abone olBir boşanma davasının temyiz müracaatını değerlendiren Yargıtay, evli kadının gece yarısı başka bir erkeğe mesaj atmasının ‘Sadakatsizlik’ olduğuna hükmederek, boşanma sebebi saydı. Yüksek Mahkeme; ağır kusurlu bulunan kadının kocaya tazminat ödemesi gerektiğine karar verdi.
İçtihat Bülteni’nden edinilen bilgiye göre, bir süredir
geçimsizlik yaşayan karı koca karşılıklı olarak Aile Mahkemesi’nde
boşanma davası açtı. Mahkeme, gece yarısı başka bir erkeğe mesaj
atarak telefon görüşmesi yaptığı tespit edilen kadını ağır kusurlu
buldu. Tarafların davalarının kabulü ile boşanmalarına, ortak
çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, çocuklar yararına
tedbir ve iştirak nafakalarına, davalı-karşı davacı erkek yararına
tazminatlara hükmedildi.
Mahkeme; kadının tazminat taleplerini reddetti. Davacı karşı davalı kadın, kararı istinafa götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi, iştirak nafakalarını artırarak, erkeğin ağır kusurlu olduğundan bahisle, kadın yararına tazminatlara hükmetti. Hüküm, davalı-karşı davacı erkek N.A. tarafından temyiz edildi.
Kadının başka bir erkeğe gece yarısı mesaj atmasını...
Dava dosyasını inceleyen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı. Yüksek Mahkeme; evli olmasına rağmen kadının, başka bir erkeğe gece yarısı mesaj atmasını ‘Sadakatsizlik’ olarak niteledi. Kararda şu ifadelere yer verildi:
“Yapılan incelemede; dosya arasına alınan telefon kayıtlarına
göre davacı-karşı davalı kadının değişik zamanlarda, gece geç ve
değişik saatlerde yaptığı telefon görüşmeleri ve kadının başka bir
erkeğe kendisi tarafından çekildiğini kabul ettiği mesaj içeriği
birlikte değerlendirildiğinde kadının davranışının güven sarsıcı
boyutu aştığı, sadakatsizlik olarak kabul edilmesi gerekir.
Davalı-karşı davacı erkeğin bir kısım hakaret ve tehdit
eylemlerinin ise kadının sadakatsizlik eylemine tepki niteliğinde
kaldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, boşanmaya sebebiyet veren ve
gerçekleşen olaylarda davacı-karşı davalı kadın, davalı-karşı
davacı erkeğe nazaran ağır kusurludur. Hal böyleyken, erkeğin ağır
kusurlu kabul edilmesi yerinde görülmemiş ve bozmayı
gerektirmiştir. Mahkemece, davalı-karşı davacı erkek ağır kusurlu
bulunarak davacı-karşı davalı kadın yararına maddi ve manevi
tazminata hükmedilmiş ise de, kadın, erkeğe oranla ağır kusurludur.
Davalı-karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olmadığının anlaşılmasına
göre Türk Medeni Kanunu'nun 174/1-2. maddesi koşulları
gerçekleşmemiştir. Davacı-karşı davalı kadının maddi ve manevi
tazminat isteklerinin reddi gerekirken yazılı şekilde karar
verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. Boşanmaya sebep
olan olaylarda davacı-karşı davalı kadın ağır kusurludur.
Gerçekleşen kusurlu davranışlar aynı zamanda erkeğin kişilik
haklarına da saldırı teşkil eder niteliktedir. Erkek yararına TMK
m. 174/1-2 koşulları oluşmuştur. Tarafların ekonomik ve sosyal
durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet kuralları gözetilerek
erkek yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken,
yazılı şekilde davalı-karşı davacı erkeğin maddi ve manevi tazminat
taleplerinin reddi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. Mahkeme
hükmünün bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.”
Kararı yorumlayan Avukat Fatih Karamercan, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin eşin, karşı cins ile özellikle geç saatlerde telefon trafiğinin HTS kayıtları veya hukuka uygun şekilde elde edilen deliller ile tespit edilmesi durumunda emsal niteliğinde bir karara imza attığını söyledi. Karamercan, “Eşin bu davranışını genellikle güven sarsıcı davranış kapsamında yorumlarken somut olay özelinde mesaj içeriğini de dikkate alarak eşin bu davranışını sadakatsizlik boyutuna ulaştığını kabul etmiştir. Bu karar ile Yargıtay 2. Hukuk Dairesi somut olay özelinde kabul etmiş olduğu genel yorumundan vazgeçebileceğini göstermiştir" dedi.