Yargıtaydan ciddi uyarı!
Abone olYargıtay Başkanı Hasan Gerçeker Türk yargısının büyük sorunlarla karşı karşıya olduğunu söyledi ve bir uyarıda bulundu.
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, bugün Türk yargısının
gerçekten çok büyük sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirterek,
''Maalesef yargı bağımsızlığını daha ileriye götürmek yerine,
geriye götürecek bir takım öneriler gündeme getirilmeye
çalışılmaktadır'' diye konuştu.
Gazi Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi iş birliğinde ''Türk
Ceza Hukuku Bağlamında Adli Bilimler Alanında Bilirkişilik'' konulu
sempozyum düzenlendi.
GERİYE GÖTÜRMEK İÇİN ÇALIŞILIYOR
Gerçeker, Gazi Üniversitesi Mimar Kemaleddin Salonu'nda
düzenlenen sempozyumun açılış konuşmasına, ''Bugün Türk yargısı
gerçekten çok büyük sorunlarla karşı karşıyadır. Maalesef
yargı bağımsızlığını daha ileriye götürmek yerine, geriye götürecek
bir takım öneriler gündeme getirilmeye çalışılmaktadır.
Ben bütün bu sorunların hakimiyle savcısıyla, avukatıyla,
üniversitelerin değerli öğretim üyeleriyle birlikte iş birliği
içinde aşılacağına inanıyorum'' sözleriyle başladı.
Ceza hukukunun temel hak ve özgürlüklerle çok yakından ilişkili
olduğunu ifade eden Gerçeker, yeni bir Ceza Hukuku Sistemi
oluşturulurken, daha çağdaş ve özgün bir yapının ortaya konulduğunu
belirtti. Suçlunun topluma kazandırılmasını hedefleyen bir infaz
sisteminin oluşturulduğunu kaydeden Gerçeker, temel hak ve
özgürlükleri zedelememeye özen gösteren düzenlemeler yapıldığını
belirtti.
Ceza hukukunun yenilemelerle daha çağdaş ve hukuka uygun hale
getirildiğini anlatan Gerçeker, bu alanda yapılan değişikliklerin
adli bilimler alanında da önemli yenilikleri gündeme getirdiğini
söyledi.
Bilirkişilik tanımının, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 62 ve
sonrasındaki maddelerle düzenlendiğini anlatan Gerçeker, ''Adalet
kavramı insanlık kadar eski olup adaletin sağlanması için gerekli
hukuk kuralları bağımsız yargı organları tarafından
uygulanmaktadır. Bağımsız yargı, bu yetkiyi toplumu oluşturanlar
adına mahkemeler aracılığıyla kullanmaktadır. Mahkemelerin
yargılama faaliyetlerini yerine getirmelerinde yardımcı olan en
önemli süjelerden birisi de bilirkişilik müessesesidir''
diye konuştu.
ADLİ TIP KURUMUNUN ÖZERKLİĞİ-
Gerçeker, görsel ve işitsel alandaki teknolojik gelişmelerin suç
işleyenlerin arkalarında daha fazla delil bırakmalarına
neden olduğunu, bu sistemlerin kullanılmasıyla delillere ve
suçlulara ulaşmanın daha kolaylaştığını söyledi. Adli Tıp
Kurumu'nun işleyişi hakkında bilgi veren Gerçeker, şunları
kaydetti:
''Adli Tıp Kurumu, sadece tıbbi konularda değil, diğer bir çok
alanda da bilirkişilik yapan bir kurumdur. Bilim ve teknolojideki
gelişmeler sonucunda özellikle adli bilişim alanındaki ilerlemeler
dikkate alındığında bilirkişilik müessesesine daha fazla ihtiyaç
duyulmakta olup, kurumun yaptığı ve yapacağı görevlerin gereklerine
uygun olarak öncelikle kurumun kanununu adının 'Adli Bilirkişilik
Kurumu Kanunu' olarak değiştirilmesi ve mutlak özerkliğinin
sağlanması tartışılmalıdır. Kurumun ülke çapında yaygın bir
şekilde hizmet verecek bir yapıya ulaştırılması, kurumda nitelikli,
uzman personel istihdamı, personelin sertifika programına tabi
tutulması, sertifika alanların belli aralıklarla yeni gelişmeleri
takip etmesi eğitimlerin yenilenmesi konusu
değerlendirilmelidir.''
Bilirkişilik alanında mahkemelerin aynı kişilerle çalışmalarının
çok eleştirildiğini vurgulayan Gerçeker, mahkemelerin daha iyi
nitelikte rapor düzenleyecek bilirkişilerle çalışmayı tercih
ettiklerini söyledi.
''Bilirkişilik standardı'' belirlenmesinin ve bilirkişi
ücretlerinin düzenlenmesinin bu sorunların çözümüne hizmet
edeceğini belirten Gerçeker, Adli Tıp Kurumu'nun güçlendirilmesi,
Jandarma ve Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde hizmet veren
kriminal laboratuvarların daha çok hazırlık aşamasında kullanılması
gerektiği görüşünü bildirdi.
ÖZOK'UN KONUŞMASI-
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok da bilirkişilik
kavramının hukuktaki yerine ve tarihine ilişkin bilgiler verdi.
Teknolojik gelişmelerin ceza muhakemesinde önemli bir değişikliğe
neden olduğunu anlatan Özok, bu gelişmelerin AİHM içtihatları ve AB
katılım müzakerelerinin bu alanda bir değişimi zorunlu kıldığını
belirtti.
Hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti anlamında adil yargılanma için
tüm kurum ve kuruluşlarca ortak adımların atılmasının zorunlu
olduğunu ifade eden Özok, Barolar Birliğinin hukukun üstünlüğü ve
yargı bağımsızlığını ilgilendiren konularda her tür çağrıya olumlu
yanıtlar verdiğini vurguladı. Özok, şunları kaydetti:
''Çoğu yetkili siyasetçilerimiz bunu pek anlamıyorlar. Dün sayın
Cemil Çiçek'in sözünü doğrusu bir talihsizlik olarak
nitelendiriyoruz. Türkiye Barolar Birliği hep hukuk siyaseti, hep
hukuk politikası yapmıştır. Hukukun olduğu her yerde hukukun
üstünlüğünü, hukuk devletini savunmuştur. Onun dışında hiçbir
günlük olayla ya da politikayla ilgilenmez. Bundan böyle de aynı
duyarlılığı ve aynı bilinci göstereceğimizi bu kürsüden tüm
dostlarıma yineliyorum.''
Bilirkişilik alanında yasal düzenlemeler yapıldığını anlatan Özok,
ancak bazı eski uygulamalar nedeniyle hala sorunlar yaşandığını
belirtti.
Bazı mahkemelerde hep aynı kişilere bilirkişilik yaptırıldığını, bu
durumun da bu alanda kadrolaşmalara neden olduğunu ifade eden Özok,
bazı yerlerde de bilirkişilerin kapı kapı dolaşarak dosya
topladıklarını anlattı.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Sözüer
de reformların hiçbir zaman belirli bir grubun çabalarıyla
yürürlüğe giremeyeceğini, toplumun tüm kesimleri tarafından
benimsenmesi gerektiğini vurguladı.
Akdeniz Adli Bilimler Akademisi Mete Gülmen ise Türkiye'nin dönem
başkanlığını yaptığı Akdeniz Adli Bilimler Akademisi'nin
kongresinin Eylül alında Antalya'da gerçekleştirileceğini ve
sempozyumun, kongreye hazırlık niteliği taşıyacağını söyledi.