Yargıtay'dan çalışan herkesi ilgilendiren 'fazla mesai' kararı emsal olacak
Abone olÇalışan herkesi ilgilendiren fazla mesailerle ilgili Yargıtay'dan emsal niteliğinde bir karar çıktı. Yüksek Mahkeme, fazla mesai ücretlerinin işçinin aldığı son ücret üzerinden değil çalışmanın gerçekleştirildiği dönemde alınan ücret üzerinden hesaplanması gerektiğine hükmetti.
fazla mesai ücretlerinin işçinin aldığı son ücret üzerinden
yoksa, çalışmanın gerçekleştirildiği dönemde alınan ücret
üzerinden mi hesaplanır? Bu soru Yargıtay kararıyla yanıt
buldu.
Üniversitenin tıp fakültesi yemekhanesinde taşeron firma bünyesinde çalışan şef garson, yemek ihalesini yeni bir taşeron firmanın almasıyla işten çıkarıldı.
İş mahkemesinin yolunu tuttu
İş Mahkemesi'nin yolunu tutan şef garson; işine herhangi bir sebep bildirilmeksizin ve ihbar öneline uyulmaksızın son verildiğini, sözlü alarak yemek hizmeti ihalesini yeni bir şirketin aldığını ve bu şirketin kendisiyle çalışmak istemediğini söylediklerini dile getirdi.
Yeni şirketin eski şirkete ait tüm mutfak ve servis
malzemelerini devir aldığını, bu durumun bu iki şirketin aslında
birlikte hareket eden ve birbirinin devamı olan, aralarında organik
bir bağ olan şirketler olduğunu gösterdiğini öne sürdü. Davacı
işçi, bu iki şirket üzerinde asıl işveren statüsünde davalı
üniversitenin olduğunu söyledi. Fazla mesai ve haftalık izin
günlerinde çalışmalarının karşılığının ödenmediğini, dini ve milli
bayramlarda kesintisiz olarak çalıştırılan davacının bu
çalışmalarının ücretini de alamadığını, yıllık izin
kullandırılmadığını ve karşılığının ödenmediğini ileri sürerek,
kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma
ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücretinin davalılardan
tahsilini istedi. Davalı rektörlük ve yemek firmaları, davanın
reddini istedi. Mahkeme, davanın kabulüne hükmetti. Kararı
rektörlük temyiz etti.
Karardan
Fazla mesai konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunduğuna dikkat çeken Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, fazla mesainin hangi şartlarda gerçekleşeceğini şöyle izah etti: "Bir işçinin günde en fazla fiilen 14 saat çalışabileceğinin kabulü gerekir. Bu durumda 24 saat çalışıp 24 saat dinlenme usulüyle yapılan çalışmalarda bir hafta 3 gün diğer hafta ise 4 gün çalışma yapılacağından, yasa hükmü gereğince, haftalık normal çalışma süresi dolmamış olsa dahi günlük 11 saati aşan çalışmalar fazla çalışma sayılmaktadır. Bu çalışma sisteminde işçi ilk bir hafta (3x3=) 9 saat takip eden hafta ise (4x3=) 12 saat fazla çalışma yapmış sayılmalıdır. Çalışma şeklinin 24 saat mesai 48 saat dinlenme şeklinde olduğu durumlarda ise, işçi birinci hafta 3 gün ikinci ve üçüncü haftalar 2 gün dördüncü hafta yine 3 gün çalışacağından, ilk hafta (3x3=) 9 saat, ikinci ve üçüncü haftalarda (2x3=) 6 saat, dördüncü hafta ise yine (3x3=) 9 saat fazla çalışmış sayılacaktır. 1475 sayılı önceki İş Yasasında günlük 11 saati aşan çalışmaların fazla çalışma sayılacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığından, söz konusu Yasanın yürürlükte olduğu dönemde gerçekleşen, 24 saat çalışıp 48 saat dinlenme usulüyle yapılan çalışmalarda, haftalık 45 saatlik normal çalışma süresinden fazla çalışma yapılması mümkün olmadığından, işçinin fazla çalışma yaptığının kabulü mümkün değildir. Ancak değinilen yasa döneminde gerçekleşen 24 saat mesai 24 saat dinlenme usulüyle yapılan çalışmalarda, 4 gün çalışılan haftalarda (4x14=) 56 saat çalışma yapılacağından, sadece bu haftalarda işçinin haftalık (56-45=) 11 saat fazla çalışma yaptığının kabulü gerekir."
Fazla mesai nasıl hesaplanır ?
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, emsal nitelikteki kararında, fazla
mesai ücretlerinin çalışmanın gerçekleştirildiği dönemde işçiye
verilen ücretler üzerinden hesaplanması gerektiği belirtildi.
Kararda şöyle denildi:
"4857 sayılı İş Kanununun 41'inci maddesinin ikinci fıkrası
uyarınca, fazla çalışma saat ücreti, normal çalışma saat ücretinin
yüzde elli fazlasıdır. İşçiye fazla çalışma yaptığı saatler için
normal çalışma ücreti ödenmişse, sadece kalan yüzde elli kısmı
ödenir. Kanunda öngörülen yüzde elli fazlasıyla ödeme kuralı nispi
emredici niteliktedir. Tarafların sözleşmeyle bunun altında bir
oran belirlemeleri mümkün değilse de, daha yüksek bir oran tespiti
olanaklıdır. Fazla çalışma ücretinin son ücrete göre hesaplanması
doğru olmayıp, ait olduğu dönem ücretiyle hesaplanması gerekir. Bu
durumda fazla çalışma ücretlerinin hesabı için işçinin son
ücretinin bilinmesi yeterli olmaz. İstek konusu dönemler açısından
da ücret miktarlarının tespit edilmesi gerekir. İşçinin geçmiş
dönemlere ait ücretinin belirlenememesi halinde, bilinen ücretin
asgari ücrete oranı yapılarak buna göre tespiti gerekir. Ancak
işçinin iş yerinde çalıştığı süre içinde terfi ederek çeşitli
unvanlar alması veya son dönemlerde toplu iş sözleşmesinden
yararlanılması gibi durumlarda, meslek kuruluşundan bilinmeyen
dönemler için ücret araştırması yapılmalı ve dosyadaki diğer
delillerle birlikte değerlendirmeye tabi tutularak bir karar
verilmelidir. Somut uyuşmazlıkta, dosyada yer alan imzasız ücret
bordrolarında geçen fazla mesai tahakkuklarının bankaya ödenip
ödenmediği araştırılmadan ve ödenmişse mahsup hususu
düşünülmeksizin karar verilmesi hatalıdır. Mahkeme hükmünün
bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir."