Yargıtay'a göre hakaret değil hoşgörü
Abone olYargıtay 4. Ceza Dairesi, bir vatandaşın memurlara ynelik sert ifadelerini hakaret değil eleştiri sınırları içinde gördü.
Yargıtay 4. Ceza Dairesi, yazdığı dilekçede "Kıyakçı,
gaspçı zihniyetli icraatçılar..." ifadeleri bulunan vatandaşa
hakaret suçundan verilen cezayı bozdu.
Yargıtay, "...yargı, hukuk, hak anlamayan kıyakçı, gaspçı
zihniyetli icraatçılar..." sözlerini, Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi (AİHM) ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS)
kriterlerine dayanarak, hakaret değil, eleştiri sınırları içinde
saydı.
Balık çiftliği kurmak için yaptığı başvurunun haksız yere
reddedildiğini savunan bir vatandaş, başvurusunu reddeden ilgili
bakanlık memurları hakkında şikayetçi oldu. Yapılan inceleme sonucu
memurlar hakkında soruşturma açılmasına gerek görülmedi.
Şikayet ettiği memurlar hakkında soruşturma izni vermeyen kurul
üyeleriyle ilgili dilekçe yazan vatandaş, mahkemelik oldu.
Kurul üyeleri hakkında, "Anayasa, kanunlar, yönetmelikler, yargı,
hukuk, hak anlamayan kıyakçı, gaspçı zihniyetli icraatçılar
hesabını iyi biliyorlar ya sonrası bu bağlamda görevim ülkeme,
aileme, özürlülere, inançlarıma hizmet vermek doğrultusunda konuyu
TC makamlarına arz ederim" sözlerini içeren dilekçe yazan vatandaş
hakkında, kamu görevlilerine görevleri nedeniyle hakaret ettiği
gerekçesiyle dava açıldı.
Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesinde yargılanan vatandaş, Türk Ceza
Kanunu'ndaki kamu görevlilerine hakaret suçundan mahkum oldu.
Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 4. Ceza
Dairesi, oy birliğiyle yerel mahkemenin kararını bozdu.
GEREKÇEDEN
Dairenin gerekçesinde, hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla
korunan değerin, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı üzerindeki
hakları olduğu, bu suçun oluşabilmesi için fiilin gerçek bir
kişinin belirtilen kişilik haklarını rencide edecek şekilde
işlenmesi gerektiği belirtildi.
Hakaret suçunun, Anayasa'nın 24-30. maddeleri ile Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 9 ve 10. maddelerinde düzenlenen
ifade hürriyetinin sınırlarını oluşturduğu ifade edilen gerekçede,
"Suçu oluşturan eylem bakımından, failin ifade hürriyeti, mağdur
yönünden ise onur, şeref ve saygınlığı ile din, vicdan ve kanaat
hürriyetine ilişkin hakların dengelenmesini gerektirmektedir.
Ancak, ileri sürülen biri düşünceyle bağlantısı bulunmayan,
esasında düşünce açıklaması vasfında da görülmeyen sövme
niteliğindeki fiillerin ifade özgürlüğünden yararlanamayacağı
açıktır" denildi.
AİHM'DEN ALINTILAR
Dairenin gerekçesinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)
içtihatlarına atıfta bulunuldu.
AİHM'in, 2004 yılı Busuioç-Moldova kararında, AİHS bağlamında
ulusalüstü insan hakları hukukunu yorumlarken, kamu görevlilerinin
görevlerini yerine getirirken fonksiyonlarını etkilemeyi ve
saygınlıklarına zarar vermeyi amaçlayan aşağılayıcı
saldırılara karşı korunmalarının zorunlu olduğunu vurguladığı
aktarıldı. Gerekçede, bununla birlikte AİHM'in Steur-Hollanda
kararında, kamu görevlilerinin, görevlerini yerine getirirken
icraat ettikleri eylem ve sözlerine yönelik eleştirilere karşı
"daha fazla hoşgörü" göstermeleri gerektiğini belirttiği
aktarıldı.
Gerekçede, AİHM'in Solovakya, Polonya ve Fransa ile ilgili
aralarında ayrıca, fiil isnadına dayanmayan ve ispat gerektirmeyen
değer yargılarından ibaret sözlerin sarsıcı olsa bile eleştiri
hakkı ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilebileceğini kabul
ettiği vurgulandı.
İncelenen dosyada, sanığın haksız olarak kendisine balık çiftliği
kurma ruhsatı vermeyen memurlarla ilgili soruşturma izni vermeyen
kurul üyeleri hakkında yazdığı dilekçede yer alan "Anayasa,
kanunlar, yönetmelikler, yargı, hukuk, hak anlamayan kıyakçı,
gaspçı zihniyetli icraatçılar hesabını iyi biliyorlar ya sonrası bu
bağlamda görevim ülkeme, aileme, özürlülere, inançlarıma hizmet
vermek doğrultusunda konuyu TC makamlarına arz ederim" biçimindeki
sözlerle kamu görevlilerine görevleri nedeniyle hakaret ettiğinin
kabul edildiği hatırlatıldı.
Olayda, sanığın haksızlığa uğradığı kanısıyla eleştiri ve yakınma
boyutunda kalan cümlelerinin hakaret suçunun ögelerinin
oluşturmadığı gözetilmeden mahkumiyet hükmü kurulmasının bozma
nedeni yapıldığı belirtildi.