Yargıtay üyesinden şoke eden sözler
Abone olYargıtay 11. Ceza Dairesi eski Başkanı Ersan Ülker, AK Parti'yi bombaladı Anayasa Mahkemesi'ni eleştirdi.
CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner'i yargılandığı
Ergenekon davasından tahliye eden Yargıtay 11. Ceza Dairesi eski
Başkanı Ersan Ülker'den şok sözler! Ülker, AK Parti'nin demokratik
ve laik Cumhuriyete aykırılığının odağı olma kimliğini hala
sürdürdüğünü söyledi, herşeyin sandık olmadığını iddia
etti.
Ülker, Yargıtay'da düzenlenen tören ile emekli oldu. Veda
konuşmasında çarpıcı açıklamalar yapan Ülker, şunları
söyledi:
"HERŞEY SANDIK DEĞİL"
"1982 Anayasası demokratik olmayan bir ortamda
hazırlanmış, demokratik olmayan bir ortamda halk oylamasına
sunulmuş, sonuçta yüzde 92 oyla da kabul edilmiştir. Bu durumun
ortaya koyduğu bir başka gerçek demokrasinin sadece sandık
olmadığı, demokrasi için sandık yanında demokratik ortamın da
varlığı olmuştur.
"TERÖR MAHKEMELERİ KAPATILMALI"
12 Eylül'ün ardından kurulan DGM'ler, 2004'te terör
mahkemeleri adı altında görev alanı genişleyerek faaliyetlerini
sürdürmektedirler. 12 Eylül'de güvenlik unsunu gibi görülen bu
mahkemeler, şimdi ise terörle mücadele eden değil, adeta hukuk
terörü yaratan mahkeme kimliğine bürünmüşler, adil yargılamadan
uzaklaşmışlardır. Türkiye,hukuk devleti ile bağdaşmayan ve bu çağa
yakışmayan bu mahkemelerden bir an önce kurtulmalıdır.
"KAPATMA DAVASI"
İktidar partisi hakkında açılan kapatma davasında Anayasa
Mahkemesi, demokratik ve laik Cumhuriyete aykırılığın odağı olarak
nitelediği iktidar partisinin eylemlerini ağır bulmayarak, hükümet
görevini yürüten bu partiyi hazine yardımından yoksun bırakmış,
laik ve demokratik Cumhuriyet niteliğine aykırı demesine rağmen, bu
partinin iktidar görevini yürütmesinde aykırılık görmemiş,
demokratik olmayan partiye demokratik hükümet, laik olmayan partiye
laik hükümet görevi yüklemiştir. Sadece sandıkla demokrasinin
olmayacağı 12 Eylül'de görülmesine rağmen şimdi üstelik Anayasa
Mahkemesi kararıyla aynı tablo yaşanır olmuştur.
"EYLEMLERİ DEVAM EDİYOR"
İktidar partisi, Anayasa Mahkemesi kararı aleyhine AİHM'ne
başvurmamıştır. Refah Partisi kararı gözetildiğinde, Türkiye için
Refah Partisi kararında vurgulanan hususların çok daha fazlasının
iktidar partisi hakkındaki kararda mevcut olduğu görülmektedir.
İktidar partisi, ben bu kimliğimi değiştirdim, bu kararı kaldırın
diye Anayasa Mahkemesi'ne başvurmamıştır. Bu tabloda Anayasa
Mahkemesinin kararında vurgulanan kimliği sürmekte, kararda sayılan
ve gösterilen aynı eylemler tekrarlanmakta ve daha da artmakta,
sandık süreci de o kimliğini aklamaya yetmemektedir. Aynen 1982
yılındaki halkoylamasının Anayasayı demokratik kılmadığı
gibi.
"AYM VARLIK NEDENİNİ GÖZETMELİ"
İktidarın kendisi bir yana, iktidarın yasama organına hakim
olarak yaptığı yasalar bile artık Anayasa Mahkemesi tarafından
etkin denetlenmek bir yana neredeyse denetlenemez olmuştur. 2010
değişikliğiyle neredeyse Anayasa Mahkemesi varlık nedenini
kaybetmek üzeredir. Anayasa Mahkemesi başkanının bir konuşmasında
evlenme vaadiyle kandırıldık söylemi çok manidardır. Anayasa
Mahkemesinin yokluğu Türkiye'de neleri yaşatmıştır. Türkiye artık
aynı şeyleri yaşamamalıdır, yaşamayacaktır. O nedenle Anayasa
Mahkemesinin varlık nedenini gözetmesi gerekmektedir.
"YARGIÇ GÜVENCESİ YOK"
2010 halkoylamasıyla öyle bir yargı modeli yaratılmıştır
ki, seçimli seçimsiz HSYK tamamen yürütmenin kontrolüne geçmiş
durumdadır. HSYK yeni yapısıyla üç yıl içinde yargıç ve savcıların
çok büyük bölümünün görev yerini değiştirmiştir. Görev yeri
değişmeyen yargıç ve savcının neredeyse kalmadığı bir ortamda yargı
bağımsızlığı, yargıç güvencesinin varlığından söz edilemez.
"ADALET TANRIÇASI'NIN YANINDAN GEÇİLMEZ
OLDU"
Yargıtayımızın önünde ana kapıda adalet tanrıçası heykeli
durmaktadır. Bu heykelin konulmasının amacı manevi yönden hukukun
üstünlüğüne olan bağı da ayrıca sergilemektir. Ancak binada öyle
bir konumlandırma yaratılmıştır ki, bu heykelin yanından neredeyse
geçilmez olmuştur. Oysa adalete, adalet tanrıçasına sahip çıkacak
olan bizleriz. Maksatlı olmasa da adeta bir tavır alırcasına ortaya
çıkan bu tablonun aksini yansıtmak için, hepimizin bir davranış
modeli olarak adalete sahip çıktığını göstermek için, adalet
tanrıçasından kaçmadan, o kapıdan binaya girip çıkmamız gerektiğini
de düşünüyorum."
Yargıtay Başkanı ve Başsavcı yoktu
Törene, Yargıtay Başkanı Ali Alkan ve Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı Hasan Erbil'in katılmaması dikkati çekti. Ülker'e
konuşmasının ardından onur belgesini Yargıtay 1. Başkan Vekili
Mahmut Bilgen verdi. Ülker, "Bu belgeyi törene gelmeyen sayın
Başkanın geçerli mazereti olduğu kabulüyle alıyorum" dedi.