Yargıtay kiracıyı haklı buldu! Mal sahibi ve kiracıları yakından ilgilendiren karar!
Abone olYargıtay 3. Hukuk Dairesi, "Kiralanan kullanıma elverişli bir durumda bulunmasa bile kira bedelinin tam olarak ödeneceği yönünde sözleşmeye konulan hükümler geçersizdir" dedi.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, kiracı ile mal sahiplerini
ilgilendiren önemli bir karara imza attı.
İçtihat Bülteni’nden edinilen bilgiye göre, davacı; 2019 tarihli ve on yıl süreli sözleşme ile davalıya ait taşınmazda kiracı olduğunu, sözleşmede kiralananın düğün salonu olarak kullanılacağının ve başka hedefle tasarruf edilemeyeceğinin kararlaştırıldığını, ülkemizde de artan Covid-19 salgını sebebiyle pek çok toplu organizasyonun iptal edilmesi, kamu kurumlarında ivedi işler dışında faaliyetin askıya alınması ve 16 Mart 2020 tarihinden itibaren tüm illerde düğün ve nişan salonları faaliyetlerinin durdurulması sonucunda, 17 Mart 2020 tarihli ihtarname ile faaliyete yeniden izin verilene kadar kira ödemesi yapamayacağını davalıya bildirdiğini, 1 Temmuz 2020 tarihinden itibaren belirlenen kurallara uyulma şartı ile faaliyete izin verilmesine rağmen, alınan önlemlerin düğün etkinliklerine katılımcı sayısını, kiralananın kullanabileceği alanı ve dolayısıyla kiralanandan beklediği faydayı ciddi şekilde düşüreceğini, böylece başlangıçta var olan edimler dengesinin aleyhine bozulduğunu ileri sürerek; aylık net 62 bin 573 lira 50 kuruş olan kira bedelinin 1 Temmuz 2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık net 30 bin liraya uyarlanmasına karar verilmesini talep etti.
Davalı; kira sözleşmesinde uyarlama talep edilmeyeceğinin, hatta mücbir sebep halinde kiralanan kullanılmasa dahi kira bedelinin ödeneceğinin kararlaştırıldığını, bu nedenle kiracının Covid-19 salgını nedeniyle müşterilerinin azaldığı gerekçesiyle kira bedelinin uyarlanmasını talep edemeyeceğini savunarak, davanın reddini istedi.
İlk Derece Mahkemesi uyarlama talebini kısmen kabul etti
İlk Derece Mahkemesince; kira sözleşmesinde olumsuz uyarlama
kaydı bulunmasına rağmen yine de kira sözleşmesinin değişen
şartlara göre uyarlanmasının Yargıtay içtihatlarında da kabul
gördüğü, 2020 yılı Mart ayından beri dünya çapında yaşanan salgın
hastalığın sosyal dengeyi etkilediği, bu salgın hastalığın
öngörülebilir nitelikte olmadığı, düğün salonlarının çalışmasına
resmi kararlarla ara verildiği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun
138. maddesinde uyarlama için öngörülen şartların oluştuğu
gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne karar verildi.
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı, taraflarca istinaf yoluna
başvuruldu.
Bölge Adliye Mahkemesi davayı reddetti
Bölge Adliye Mahkemesince, davaya konu 2019 başlangıç tarihli ve
on yıl süreli kira sözleşmesinin (1.3.) maddesinde; kiracının her
ne sebeple olursa olsun kira sözleşmesi devam ettiği sürece kira
bedelinden bir tenzilat ya da uyarlama talep edemeyeceğinin
belirtildiği ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 12. maddesi
gereğince tacir sıfatını taşıyan davacının basiretli davranması
gerektiği, kira sözleşmesindeki açık hükümler karşısında davacı
kiracının kira bedelinden indirim yapılmasını isteyemeyeceği, İlk
Derece Mahkemesince kira bedelinden indirim yapılmasının doğru
olmadığı gerekçesiyle; davacının istinaf başvurusunun esastan
reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece
Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın ve ihtiyati tedbir
isteminin reddine karar verildi. Karar, davacı vekili tarafından
temyiz edildi.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi davacı kiracıyı haklı buldu
Dosyayı ele alan Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, bozma ilâmında şu
ifadelere yer verdi:
"Söz konusu sözleşme hükümleri birlikte değerlendirildiğinde;
kiraya verenin, kiralananı kullanıma elverişli halde bulundurmasa
dahi kiracının kira bedelini ödeme borcunu tam olarak yerine
getireceğine ilişkin hükümler ile 6098 sayılı Kanun’un 301.
maddesinin emredici hükmü, davacı kiracı aleyhine (davalı kiraya
veren lehine) değiştirilmiştir. Dolayısıyla sözleşmenin anılan bu
hükümleri, aynı Kanun’un 27. maddesi uyarınca kesin olarak
geçersizdir. Diğer taraftan, bu hükümlerin geçersiz olması,
sözleşmenin diğer hükümlerini etkilememektedir. Hal böyle olunca,
Bölge Adliye Mahkemesince; kira sözleşmesinde yer alan, kiraya
verenin, kiralananı sözleşmede kararlaştırılan kullanım amacına
elverişli halde bulundurmasa dahi her durumda kiracının kira
bedelini ödeme borcunu tam olarak yerine getirmekle yükümlü
olduğuna dair hükümlerin geçersiz olduğu; Covid-19 salgın hastalığı
sebebiyle alınan idari yasak ve tedbirlerin etkin olduğu dönemle
sınırlı olmak üzere, davacı kiracının 6098 sayılı Kanun'un 138.
maddesi uyarınca uyarlamaya dayalı olarak kira bedelinin tenzili
talepli dava açmakta haklı bulunduğu gözetilmek suretiyle, istinaf
incelemesinin gerçekleştirilmesi gerekirken; yanılgılı
değerlendirme ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak davanın
tümden reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı
gerektirmiştir."