Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, HDP'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açtı
Abone olYargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, HDP'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açtı. İddianamede, HDP üyelerinin beyan ve eylemleriyle devletin milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı, ortadan kaldırmayı amaçladıkları belirtildi.
HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, 'terör
propagandası yapmak' suçlamasıyla 2 yıl hapis cezasına
çarptırılmıştı. Gergerlioğlu'nun milletvekilliği yargı kararının
Meclis'te okunmasıyla birlikte düşürüldü.
HDP'nin kapatılması için dava açıldı
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, HDP'nin
kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açtı.
İddianame Yüksek Mahkeme'ye gönderildi.
Devletin milletiyle bütünlüğünü bozmayı amaçladıkları
öne sürüldü
İddianamede, HDP üyelerinin beyan ve eylemleriyle devletin
milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı, ortadan kaldırmayı
amaçladıkları belirtildi.
İddianamenin detaylarında neler
var?
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Şahin, yazılı
açıklamasında, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarından
olan siyasi partilerin, toplumun ekonomik ve sosyal gelişimine
katkı sunmayı amaçlayan kurumlar olduğunu belirtti.
Siyasi partilerin bu amaçlarını evrensel ve demokratik hukuk
kuralları çerçevesinde barışçıl yollarla gerçekleştirmelerinin esas
olduğunu vurgulayan Şahin, bununla birlikte Anayasa'nın 68/3.
fıkrasında ve Siyasi Partiler Yasası'nın 90. maddesinde, siyasi
partilerin faaliyetlerini Anayasa ve kanun hükümleri çerçevesinde
sürdürmeleri gerektiğinin düzenlendiğini hatırlattı.
ANAYASA'NIN 14. MADDESi
Yine Anayasa'nın 14. maddesinde, temel hak ve hürriyetlerden hiçbirinin, "Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçlayan" faaliyetler biçiminde kullanılamayacağının öngörüldüğünü anımsatan Şahin, şunları kaydetti:
"Anayasanın 69. maddesinin 6. fıkrasında ve Siyasi Partiler Yasası'nın 103. maddesinde, bir siyasi partinin Anayasa'nın 68. maddesinin 4. fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına, ancak bu nitelikteki fiillerin işlendiğinin ve odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesince tespit edilmesi halinde karar verileceği belirtilmiş, fıkranın devamında da bir siyasi parti, bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin tüm organlarınca zımnen veya açıkça benimsendiği, yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılacağına işaret edilmiştir."
Başsavcı Şahin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11. maddesinin 1. fıkrasında, "herkesin barışçıl olarak toplanma ve dernek kurma hakkı"na sahip olduğunun belirtildiğini, aynı maddenin 2. fıkrasında ise bu hakların kullanılmasına, ulusal ve kamusal güvenliğin korunması, kamu düzeninin sağlanması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla kanunla kısıtlama getirilebileceği ilkesinin kabul edildiğini vurguladı.
AİHM terörün kınanmamasını dahi partilerin kapatılması için yeterli gerekçe olarak kabul etmişti
Şahin, açıklamasında şu değerlendirmelerde bulundu:
"Nitekim, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, terörün kınanmamasını dahi siyasi partilerin kapatılması için yeterli bir gerekçe olarak kabul etmiştir. Siyasi parti yönetici ve üyeleri demokratik ilkeler çerçevesinde faaliyetlerine devam etmeli, terör örgütleri ile irtibatlı ve iltisaklı olmamalı, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçlamamalıdır. Bu bağlamda, Halkların Demokratik Partisi yönetici ve üyelerinin beyan ve eylemleriyle demokratik ve evrensel hukuk kurallarının kabul etmeyeceği şekilde davrandıkları, PKK terör örgütü ve bağlı örgütlerle birlikte hareket ettikleri, örgütün uzantısı olarak faaliyetlerde bulunarak, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçladıkları anlaşıldığından, adı geçen siyasi partinin kapatılması Anayasa Mahkemesinden talep edilmiştir."