Yargının en tepesinden Dink yorumu
Abone olHürriyet yazarı Taha Akyol, İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Fikret Seçen'le konuştu. İşte Dink davasının seyri...
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Hrant Dink
cinayetinin faillerine ilişkin verdiği tartışmalı kararın yankıları
sürüyor.
Hakim 'vicdanım rahat değil' dedi ve topu savcılara attı:
"Yeterli delil yok."
Savcılar ise bu eleştiriyi kabul etmeyip kararı temyiz götürdüler.
Tavır ise netti:
"Dosyada örgüt de delil de var. Hem de fazlasıyla."
Peki bundan sonra ne olacak? İşte bu kritik sorunun yanıtını tüm bu davaların başındaki isim İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Fikret Seçen verdi.
Hürriyet'ten Taha Akyol'a konuşan Seçen aynı zamanda cinayetin soruşturmasını ve iddianamenin yazımını da yöneten isimdi.
Seçen'e göre, "Dava bitmedi, yenileri geliyor."
İşte Taha Akyol'un Seçen'e sorduğu kritik sorular ve aldığı o yanıtlar...
ÖRGÜTLÜ SUÇTUR
İlk sorum, Yargıtay'a hangi gerekçelerle başvuracaksınız?
- Bize göre Dink'in öldürülmesi örgütlü suçtur. Örgüt işi olduğuna dair dosyada deliller var. Bu sebeple örgütlü suç olduğunu iddia ettik zaten. Yargıtay'a vereceğimiz temyiz başvurusunda mahkemenin kararının örgütlü suç olduğu gerekçesiyle bozulmasını isteyeceğiz. Hukuki deliller bakımından Ergenekon'a bağlanabilir veya bağlanmayabilir ama örgütlü suçtur. Bunu gösteren ayrıntılı bir temyiz dilekçesi yazacağız.
Başsavcı Vekili Seçen, Yargıtay başvurusunu yazmak için mahkemenin gerekçeli kararını beklediklerini, sürenin geçmemesi için "süre tutum dilekçesi" verdiklerini belirtti.
TAHLİYE İHTİMALİ SIFIR
Beş yıllık tutuklama süresine göre, Ogün Samast veya Yasin Hayal tahliye olabilir mi?
- Hayır. Tahliye ihtimali sıfırdır. Azami tutukluluk süresi beş yıl sayılsa bile, McDonald's bombalanmasından verilen mahkûmiyetin infazı iki yıldır, üç yılı daha var. Kaldı ki, örgütlü suç iddiası bulunduğu için azami tutukluluk süresi beş yıl değil, on yıldır, demek ki beş yıl daha var! Bir tahliye kesinlikle söz konusu olamaz.
Savcının bu açıklaması üzerine düşündüm; demek ki bazılarının istediği gibi azami tutukluluk süresi beş yıla indirilse, Dink'in katilleri o zaman tahliye edilecek! 10 yılı dolduran Hizbullah sanıklarının tahliyesi gibi.
EMNİYET HAKKINDA SORUŞTURMA
Evet Hrant-Dink davası bitmemiş, sadece Yargıtay aşamasından dolayı değil. Savcılık başka soruşturmalar yürütüyor.
Bunlardan biri kamu görevlileri hakkında... İşte Fikret Seçen'in sözleri:
- Kamu görevlileri hakkında adli soruşturma yapıyoruz! AİHM kararı da bunu gerektiriyor.
Bunun anlamı şu: İlgili emniyet görevlileri hakkında daha önce idari takipsiz kararları verilmişti, savcılık AİHM kararından hareketle şimdi o görevliler hakkında adli soruşturma yürütüyor! Demek ki bürokratik "takipsizlik kararı" kalkmış.
İstanbul, Trabzon ve Ankara'da dönemin emniyet ve jandarma görevlilerinden konuyla ilgili olanlar hakkında adli soruşturma yürütüldüğüne göre haklarında dava açılması sürpriz olmaz...
Bu soruşturmada ihbarlar, ihbar üzerine yapılan yazışmalar, yazışmalar üzerine yapılan hareketler veya yapılmayan hareketler, teftiş raporları, akla gelebilecek her şey araştırılıyordur.
TİB KAYITLARI İNCELENİYOR
İlgili kamu görevlileri hakkındaki adli soruşturmanın yanında savcılığın incelemekte olduğu bir konu daha var, bu konuda da önümüzdeki dönemde dava veya davalar görebiliriz. Başsavcı Vekili Fikret Seçen'in söyledikleri şöyle:
- TİB kayıtlarını inceliyoruz. Halen dinlemekte olduğumuz konular da var. Yürüyen soruşturmaların içeriği konusunda bilgi vermem doğru olmaz.
Sayın Fikret Seçen'in bu sözlerinden benim anladığım, Ogün Samast ve Yasin Hayal'in telefon bağlantılarında örgütsel ilişkiler araştırılıyor. Elbette bir savcı bunların içeriğini, konuları ve kişileri açıklamaz. Ancak şu belli ki, sadece dönemin ilgili kamu görevlileri değil TİB kayıtlarındaki örgütsel ilişkiler de araştırılıyor.
AYDINLANACAK MI
Umuyorum ve umutlandım ki, "Şu konu araştırılmadı" diye bir şüphe alanı kalmayacak. Ulaşılacak bulgular şimdi akla gelmeyen başka bağlantılara da götürebilir belki.
Herhalde Yargıtay da önüne gelen bugünkü dosyanın eksik olduğunu, İstanbul Başsavcılığı'nın önemli soruşturmaları yürüttüğünü dikkate alacaktır.
Savcılığın yeni soruşturmalarla ortaya koyduğu titizlik memnuniyet vericidir. Bu soruşturmaların neticesinde yeni ceza davaları açıldığında yine soruşturmalarda eksiklik görülürse tabii kamuoyu yine tartışacaktır.