Yargılanınca feryat figan ağlaşıyorlar!
Abone olSabih Kanadoğlu ve bazı gazeteci arkadaşlar da TCK'nun 288. maddesi gereğince suç işlemektedirler.
ADNAN
BERK OKAN
YARGITAY Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Türkiye’nin “Sivil Genelkurmay Başkanı”dır…
Son yıllardaki komuta kademesinin demokrasiyi ısrarla korumak istemelerine rağmen Kanadoğlu aksine, demokrasinin rafa kaldırılmasından yana tavır almaktadır…
Balıkesir Barosu'nun 90'ncı kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında düzenlediği “Hukuk Devleti'nde Yargı Bağımsızlığı” konu başlıklı bir konferansta yaptığı konuşmada bu niyetini açıkça ortaya koymuş…
Türkiye'nin anayasa, yargı
ve adalet konularında reforma gereksinim duyduğunu belirterek
“Ancak, laik demokratik Cumhuriyet aleyhine
eylemlerin odağı olduğu Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edilmiş
bir iktidarın ne reform yapmaya, ne de anayasa değişikliği yapmaya
hakkı yoktur. Olmamalıdır" demiş…
Peki, bu söylediklerinde haklı mı gelin ona bir bakalım…
***
Kanadoğlu’na, Ak Parti Hükümeti’nin hazırlattığı anayasa taslağını hatırlatmak istiyorum…
Hani, şu anda ordumuzun aslında darbe yapmaktan nasıl da nefret(!) etiğini anlatmaya çalışan Ak Parti Hükümetini eleştirmekle görevli meslektaşlarımızın yerden yere vurdukları ama belli ki okumadıkları anayasa taslağının 38. Maddesini..
O madde şöyle idi:
“Siyasî partilerin tüzük ve programları ile fiilleri, insan haklarına, devletin bağımsızlığı ve bölünmez bütünlüğüne, demokrasiye, cumhuriyete ve laikliğe aykırı olamaz…... Bir siyasi partinin tüzüğünün veya programının birinci fıkra hükümlerine aykırı görülmesi halinde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının talebi üzerine, Anayasa Mahkemesi’nce partiye ihtarda bulunulur. İhtarı izleyen iki ay içinde aykırılık giderilmediği takdirde, ilgili parti hakkında dava açılır.”
***
Peki…
Başbakan Erdoğan, yeni anayasa taslağında böyle bir maddenin varlığından haberdar mıydı?..
Elbette haberdardı…
Oysa o maddenin bir benzeri zaten mevcut anayasada da vardı…
Ve…
O sırada Ak Parti, kapatılma istemiyle Anayasa Mahkemesi’nde yargılanıyordu…
Başta Sabih Kanadoğlu olmak üzere Hükümet karşıtı bazı yazarlar bir yandan Ak Parti’nin laikliğin odağı olduğunu iddia ederek kapatılması gerektiğini yazıp söylerken, diğer yandan ise içinde böyle (tam da istedikleri gibi) bir maddenin yer aldığı anayasa taslağını hiç okumadan kıyasıya eleştiriyorlardı…
Peki…
Laikliğe aykırı eylem ve söylemde bulunan bir siyasi partinin kapatılma talebiyle yargılanması gerektiğini kabullenen bir iktidar partisi nasıl oluyordu da böyle bir maddeyi içeren bir anayasa taslağı hazırlıyordu?..
Söyleyeyim:
Çünkü laiklik karşıtı olduklarını veya olacaklarını düşünemiyorlardı bile…
***
Şimdi de Anayasa’nın 138. Maddesini hatırlatayım…
Maddenin 3. fıkrasında şöyle denilmektedir:
“…. Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz.”
***
Bu demektir ki yargılama aşamasında bir dava ile ilgili yorumlar, en sınırsız özgürlüklerin yaşandığı Meclis çatısı altında bile yasaktır.
O kadarla da bitmemektedir...
TCK’nun 288. maddesi, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmeyi de yasaklamaktadır.
Madde aynan şöyledir:
“Bir olayla ilgili olarak başlatılan soruşturma veya kovuşturma kesin hükümle sonuçlanıncaya kadar savcı, hakim, mahkeme, bilirkişi veya tanıkları etkilemek amacıyla alenen sözlü veya yazılı beyanda bulunan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
***
Sabih Kanadoğlu ve bazı gazeteci arkadaşlar da TCK’nun 288. maddesi gereğince suç işlemektedirler.
Ne Kanadoğlu’nun ne de gazetecilerin yargılanmalarını engelleyen bir yasa maddesi var…
Bunu şunun için söylüyorum:
Kanadoğlu ve yandaş gazetecileri önce mevut yasaları “ihlal” ediyorlar…
Sonra da haklarında soruşturma açılıp bir de kovuşturulunca başlıyorlar feryat figan ağlanmaya…
Kaşınıyorlar yani…