Yargıçlardan çok sert tepki
Abone olYARSAV başkanı mikrofonların önüne geçti ve açtı ağzını yumdu gözünü. Ergenekon'a çok sert tepki gösterdi.
YARSAV Başkanı Emin Ağaoğlu Ergenekon soruşturmasıyla
ilgili düzenlediği basın toplantısında çok sert açıklamalarda
bulundu. ''Kimse yargının bağımsızlık ve tarafsızlığına gölge
düşürmemelidir'' dedi.
İşte Ağaoğlu'nun açıklamasının
satırbaşları:
YARGININ ADIMLARINA YARGI DARBESİ DENİYOR
- Bir hukuk devletinde herkes yargı önünde hesap vermeye hazır olmalıdır. Kimse yargıdan kaçmamalıdır.
- Yargı her türlü hukuk dışı eylemde eli kolu bağlanmadığı
sürece hesap soracak. Ama yargı bazı adımlar attıkça
ülkemizde yargı darbesi yorumları yapılmıştır.
HERKES KENDİNİ AKLAMAK DURUMUNDA KALIYOR
- Yargının tek bir referansı vardır o da hukuktur. Kimse
yargının bağımsızlık ve tarafsızlığına gölge düşürmemelidir.
- Cumhurbaşkanı olsa bile iddialar var ise yargıdan
kaçınmamalıdır.
SERT TEPKİMİZİ KAMUOYU ANLAMALI
- Bilgi kirliliği var. Herkes kendini aklamak durumunda
kalıyor.
- Türkiye Cumhuriyeti yargı organları üstlendiği görev ile
hukuksuzlukların üstesinden gelmek için var gücüyle
çalışmıştır.
- En sert tepkinin YARSAV tarafından verilmesini kamuoyu
anlamalıdır. Hukuk herkes içindir herkers hukukun üstünlüğüne
inanmalı.
KANADOĞLU'NUN İSMİ ÇETELERLE YAN YANA
- Türkiye’nin en saygın yaratıcı ve örnek
kurumlarından, ömrünü adalete hizmet etmekle geçiren, onursal
Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun yakın zamanda hukuksuzluğa
uğradığı kamuoyunun bilgisindedir.
- O Kanadoğlu ki çetelere karşı verdiği hukuk savaşı
görmezden gelinemezken, ismi onların yanına
konulmuştur.
- Yargıtay’a suikast planı yaptıkları iddia edilenlerle
irtibat içinde gösterilmiş, katiller savcıların evlerinde
aranır hale gelmiş, gerekçeler ise arama kararlarında
görülememiştir.
BÖYLE SORUŞTURULMA YÜRÜTÜLEMEZ
- Bir hukuk devletinde bu olamaz. Kurgulara
dayandırılarak, sosyal ya da tesadufi telefon konuşmaları kanıt
gösterilerek soruşturmalar yürütülemez.
- Kamuoyunda ikna yaratılabilmek için yakalanan silahlar,
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın onayı olmayan, toplumu yönlendirme
amacıyla anında görüntülü olarak kamuoyuna sunulmuştur.
YARGILAMALAR YARGIYA BIRAKILMALI
- Soruşturma sürecinde haber alma hakkının ötesinde
tüm bilgilerin medyaya sunulması, soruşturma ve yargılamanın yargı
organlarına bırakılmaması, yargı ne karar verirse versin, medya
yoluyla yargılama yapılması yolu kullanılmaktadır. Soruşturma ve
yargılamalar yargıya bırakılmalıdır.
TELEFON DİNLEMELERİ HERKESİN ELİNDE
- Ülkemizde artık söz konusu olabilen telefon dinlemeleri
en başta tercih edilmekte, insanların önüne metin olarak
sunulmaktadır.
- Yargıç ve savcı dışındaki kişilerin elde edilen evrakı inceleme
yetkisi olmadığı unutulmuştur.
POLİSİN DİNLEMEYE YETKİSİ YOK
- Soruşturmalar polisin etkisinde gerçekleştirilmeye
başlanmış.
- Savcının talep ettiği kişiler önce yetkisi olmayan polis
tarafından dinlenmeye başlanmış, savcılar polis olmadan
yürütecekleri soruşturmaları kendi yapacak hale
getirilememiştir.
- Terörle mücadele yasası’nın birinci maddesini yorumlama
sadece savcılarda olmasına rağmen, polis tarafından
yorumlanmaktadır.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ POLİS DEVLETİ DEĞİL
- Türkiye Cumhuriyeti bir polis devleti değildir,
olamaz da olamayacak da. Şüpheliyi yorma ilkesi
unutulmuştur.
- Sadece Cumhuriyet Savcısı'na bağlı, bir adli kolluk kurmaktan
ısrarla kaçan, bağımsız bir ülke başsavcılığı kurmaktan uzak duran
irade, Cumhuriyet Savcısı'na bağlı olmayan, ancak kendisi
olayın savcılığına soyunarak, bu soruşturmaların
yürütülmesini sağlamış, neredeyse kendisi soruşturur hale
gelmiştir.
YÜRÜTME YARGININ EMRİNE SOKULMAMIŞTIR
- Tüm adli dinlemeler, tüm faaliyetlerinden derhal bilgi
vermekle görevlendirilen kuruluşu, iktidar soruşturma adımlarını,
sürecin doğrudan içerisinde yer almaktan geri durmamıştır.
- Soruşturma sırasında yargının emrinde olması gereken
yürütme birimler, yargının emri altına
sokulmamıştır.
İNSAN HAKLARI İHLAL EDİLMİŞTİR
- Gözaltı arama yakalama tutuklama koşul ve
yöntemleri konusunda kurallar yerine yeni uygulamalar yaratılarak
insan hakları ihlalleri ortaya çıkmıştır.
- Bir hukuk devletinde esas olan insan haklarıdır. Darbe,
militarizm, YÖK, MGK, laik hukuk karşıtlığı söylemleri medyanın
soruşturmayı göklere çıkarmaya neden olmuştur.
GÖZALTILAR GÜÇ GÖSTERİSİNE DÖNÜŞTÜ
- Devlet katındaki sorumluluk dönemlerinde anayasal sistemde,
bağlılıkları ile ön plana çıkan kişilere, kameralar önünde,
sanki kaçma eğilimi izlenimi verilmek istenircesine, yaka paça
kollarına girmek suretiyle, sağlıklarını kaybedecek biçimde gözaltı
sürecinin başlatılması ise bir güç gösterisidir.
- Aksine davranışlar toplumun hukuka olan güvenini sarsacaktır.
Korkuyu egemen kılmak, hukukun güçsüzleştirilmesi sonucunu
doğuracaktır.
YARGININ BAĞIMSIZLIĞI ZEDELENMİŞTİR
- Geçmişte yaşanan olaylar hakkında kesinleşmiş yargı kararlarının
tekrar ele alınmasının yolu açıkça belliyken bu kararlar bile
tartışmalara konu edilir olmuştur.
- Mahkemelerin ve savcıların davranış kurallarını, kişilerin temel
hak ve özgürlüklerini düzenleyen kurallar yerine, fiili
uygulamaların ortaya çıkması, polisten gelen taleplerin altına imza
atılması, yargının bağımsızlığının zedelendiğini, yargının
hukukla baş başa bırakılmasının amaçlanmadığını ifade
etmektedir.
SUÇ ÖNCESİ İZLEME
- Bunun somut bir örneği suç öncesi izleme ile ortaya çıkmıştır.
MİT, Emniyet ve Jandarma tarafından getirilen, ucu açık
talepler irdelenemeden sorgulanamadan yargı kararı haline gelmiş bu
hukuksuzluk jandarma yönünden engellenmiş ancak MİT ve
Emniyet tarafından devam ettirilmiş, fakat adalet bakanlığı buna
kol kanat germiş, hukukun ve yargının yanında değil, istihbarat
organlarının yanında yer almaktan geri durmamıştır.
- Adalet Bakanı, konu MİT ve Emniyet olunca yargı süreci
başlatılmamıştır. MİT ve Emniyet hukuksal çalışan kurumlar olmaktan
uzaklaştırılmamalıdır.