Yargı da gereğini yapmak durumunda
Abone olBaşbakan Erdoğan, 2004 yılın MGK kararının bir gazete tarafından yayımlanmasının bir karalama kampanyası kapsamında olduğunu belirterek, “Bu...
Başbakan Erdoğan, 2004 yılın MGK kararının bir gazete tarafından
yayımlanmasının bir karalama kampanyası kapsamında olduğunu
belirterek, “Bu kampanyayı yürütenleri açıklamaya başlarsak yer
yerinden oynar" dedi. Erdoğan, yargıyı da göreve çağırdı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 3 günlük Trakya gezisinin 2.
günündeki durağı olan Tekirdağ’ın Çerkezköy ilçesinde toplu açılış
törenine katıldı. Burada halka hitap eden Erdoğan, Çerkezköy’de 376
trilyon liralık yatırımı hizmete aldıklarını söyledi. Erdoğan, “Bir
gün içinde Tekirdağ’ımız ve ilçelerinde 1 milyar 2 milyon liralık
yatırımı hizmete almış olacağız. 3 gün içinde Trakya bölgemize 3
katrilyon 277 trilyon liralık eser kazandırmış olacağız. Burada 12
adet yatırımı hizmete alıyoruz. 1885 yılından beri hizmet veren
Çerkezköy gar binasını restore ettik. Baştan aşağı yeniledik. Onun
açılışını da bugün yapıyoruz. Özel sektör kazandırılan tarafından
16 yatırımı da resmen hizmete açıyoruz” dedi.
“30 BÜYÜK ŞEHRİN HEPSİNDE ŞEHİR HASTANESİ OLACAK”
Geçmişe dayalı bir hayalinin olduğunu belirten Erdoğan, “İstiyordum
ki ne için buradan Amerikalara gidip tedavi oluyor bizim insanımız.
Gitmesin. Hepsi burada hallolsun. Onun için biz Türkiye’de şehir
hastaneleri kuralım dedik. Bu hastaneye girildiği zaman dışarıdan
sedyeyle hastalar taşınmasın. Her şey hastanenin çatısı altında
bitsin ve şimdi 15 hastanenin temelini atmaya başladık. 30 büyük
şehirde hepsinde şehir hastanesi olacak. İstanbul’da 2, Ankara’da 2
tane, diğerlerinde 1’er tane. Şimdi bunların adımını atıyoruz.
Tekirdağ’a da bir tane şehir hastanesi geliyor. Edirne’de
Kırklareli’de ihtiyacını gideremeyenler Tekirdağ’daki bu hastane
sayesinde ihtiyaçlarını giderme şansı bulacaklar” şeklinde
konuştu.
“TEKİRDAĞ SAHİLİNİN HALİ REZALET, ERGENE İLE İLGİLİ BELEDİYELER BİR
ŞEY YAPMIYOR”
Bu tür icraatları ancak iktidarlarının yapabileceğini kaydeden
Başbakan Erdoğan, “Bunlar CHP’nin falan yapacağı işler değil. Onlar
bol bol laf üretsin. Onlar iş üretmez. Şimdi Tekirdağ’dan geliyorum
sahilin hali rezalet. Ergene’yle ilgili belediyelerin yaptığı bir
şey yok. En sonunda biz onunla ilgili bir adım attık ve şimdi
temizlik başladı. En kısa zamanda Ergene’yi pırıl pırıl yapacağız;
Haliç’i nasıl pırıl pırıl yaptıysak. Boğazın suyunun şu anda
Haliç’e aktığını biliyor musunuz? İstedik ki sirkülasyon olsun.
Zamanında biz çamurunu 9 buçuk kilometre uzaklığa taşıdık ve şimdi
Haliç’te balık avlanıyor, yüzülüyor. Demek sevdanız varsa, aşkınız
varsa bunlar olur. Ama yoksa olmaz ve Haliç’in etrafı artık kültür,
kongre merkezleriyle donanıyor. Üniversite var Haliç’in kenarında
eskiden böyle bir şey yoktu. Bir taraftan mezbahane şimdi Haliç
Kongre Merkezi oldu. Biz iktidar olduğumuzda Türkiye’de kongre
merkezi yoktu. Otellerin altındaki 500 kişilik salonlarda bu tür
şeyler yapılıyordu. Onun için dünyaya açık değildi Türkiye dünyaya
kapalıydı. Biz geldik kongre merkezlerini yaptık. Bir tanesi Haliç
Kongre Merkezi’dir, bir tanesi Harbiye’de yerin 42 metre altına
indik ve oraya da Türkiye’nin en büyük kongre merkezini yaptık.
Bunu da biz başardık. 17 ayda bunu yaptık. Biz yaparız. Şu anda
orada uluslararası toplantılar yapılıyor” diye konuştu.
“DÜNYA TURİZMİ DURURKEN TÜRKİYE ADETA KALKINMAYA DEVAM ETTİ”
Göreve geldiklerinde Türkiye’ye gelen turist sayısının 13 milyon
olduğunu, şimdi ise 34 milyona ulaştığını söyleyen Başbakan
Erdoğan, “Biz geldiğimizde Türkiye’ye gelen turist sadece
güneşinden, kumundan, denizinden dolayı geliyordu. Ama şimdi sadece
bunlardan dolayı değil; eğitimden, kongreden, yayla turizminden,
sağlık turizminden, kış turizminden dolayı geliyor. Çünkü 4 mevsim
özellikleri, güzellikleri olan bir ülkeyiz. Eskiden Antalya,
Muğla’da sadece yaz mevsiminde oteller açıkken şimdi artık 4 mevsim
hizmet vermeye başlayan otellerimiz oldu. Onun için turizmde
patlama yaşadık. Dünya turizmi adeta dururken Türkiye kalkınmaya
devam etti” ifadelerini kullandı.
“İSTANBUL’A SUYU BİZ GETİRDİK, CHP GETİREMEDİ”
Sağlık’ta 17 helikopter ambulansla ve 4 jet ambulansla hizmet
verdiklerini aktaran Erdoğan, “Artık Anadolu’nun güneydoğu,
doğusunda tırmanılamayan yerlerine paletli ambulansla hizmet
veriyoruz. Bu adımları attık. Adalet saraylarıyla, emniyetle
ulaşımda attığımız adımlarla 6 bin 100 kilometre biz gelene kadar
bölünmüş yol yapıldı. Biz bunun üzerine 17 bin kilometre bölünmüş
yol ilave ettik. Yol olmadan medeni olunur mu, su olmadan medeni
olunur mu? Yolun, suyun olacak ki medeni olasın. Suyu biz getirdik.
Bu CHP getiremez. İstanbul’a belediye başkanı olduğum zaman CHP’li
belediyeden aldım İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni. O zaman
İstanbul susuzdu. O susuz İstanbul’u 1 yılda suya kavuşturduk. 2
yılda işi tamamen çözük. Kırklareli’nden Istranca Dağları’ndan
dağları delerek İstanbul’a su taşıdık. Niye bizden önce CHP
yönetimi bunu yapamadı? Bunların bir derdi, aşkı yok. O zaman
sektör oluştu. Küvetlere su doldurulurdu. Suculardan su taşınırdı.
Bunları yaşadık biz İstanbul’da. Şu anda böyle bir sıkıntı yok.
Sakarya’yı İstanbul’a bağladık. Alternatifler ürettik. Ömerli’yi
Avrupa yakasına bağladık. Bu adımlar gerçekleşti” dedi.
“ALDIĞIM TAZMİNATLARI FAKİR, FUKARA İLE DEĞERLENDİRECEĞİM”
Muhalefetin derdinin hakaret olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam
etti: “Onlar Tayyip Erdoğan’a hakaret etsin. Bunların ismini ağzıma
almayacağım. Onlar varsın alsın, hakaret etsin. Bizim işleri
avukatlar sağ olsun takip ediyor. Bol bol da mahkeme kazanıyorum.
Bu kazandığım mahkemelerin neticesinde inşallah şöyle en uygun
mekanda İstanbul’da bir meydan olabilir orada fakir fukara, garip
gureba ile oradan aldığımız tazminatları değerlendiririz. Hepsini
açıklayacağım. Ama sabır.”
“DEMOKRASİ ÖZGÜRLÜKLERİNİ DAHA FARKLI NOKTAYA TAŞIYACAĞIZ”
Toplumların layık oldukları idare ile idare olduklarını vurgulayan
Başbakan Erdoğan, “Onun için ele ele vereceğiz, gayret edeceğiz. 30
Mart bir milat olsun, bir değişim, dönüşüm olsun istiyoruz. Burada
istiyoruz ki yerel yönetimle merkezi yönetimin dayanışması
Tekirdağ’da bir değişimi inşallah getirir. Bunu görür gibiyim bunu
başarmaya hazır mıyız? Demokrasi özgürlükleri inşallah çok daha
farklı noktaya taşıyacağız ve Trakya Gelişim Projesi’ni (TRAGEP)
başlatıyoruz. Bu proje ile yapacağımız yatırım 10 katrilyon. Bu
adımı atarken istiyoruz ki Trakya ayağa kalksın. Bu topraklar daha
da hareketlensin” diye konuştu.
"ONLAR ÇEVRECİYMİŞ, MADEM ÇEVRECİSİNİZ ERGENE’YE GELİN BAKIN"
Ana muhalefet partisi liderinin, dışarıdan hayvan ithal edildiğiyle
ilgili eleştirilerine değinen Erdoğan, “Çok ayıp ya. Kurbanla
ilişkisi olmadığı için bilmiyor. 2 kurbandır ithal yok. Bitti o iş.
Şu anda ihraca hazırlanıyoruz. Öyle bir döneme geldik. Atık
inşallah süt hayvancılığında da, et hayvancılığında da Türkiye
kendi kendine yetme noktasına geliyor. Okullarda çocuklarımıza
ücretsiz süt dağıtıyoruz. İlk yıl bu muhalefet ’çocuklarımıza bozuk
süt dağıttılar’ diye bağırdı. Bu yıl pek sesleri çıkmayacak galiba.
Tutmuyor. Hep iftira kampanyası. Onlar çevreciymiş öyle diyorlar
ya. Madem çevrecisiniz Ergene’ye gelin bakın. İşlerine gelmez.
Orayı görmezler. Ama çalışanı durdurmak için elinden geleni
yaparlar. Terörü, çeteleri, hukuksuzlukları sona erdirdik. Hamd
olsun gözyaşlarını da dindirdik. Bunların çok daha fazlasını
yaptık, yapmaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“EĞER BİZ AÇIKLAMAYA BAŞLARSAK ÜLKEMİZDE YER YERİNDEN OYNAR”
İktidarın fişleme yaptığından bahsedenlerin olduğunu kaydeden
Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: “Bize güvenenler, bize
inananlar bizim böyle bir derdin içinde olmadığını bilirler. Ancak
bu kampanyayı yürütenler içeride ve dışarıda. Eğer biz açıklamaya
başlarsak ülkemizde yer yerinden oynar. Devletin gizlilik esasına
dayalı olan sırları vardır. Bu sırları da biz birileriyle
paylaşacağız. Milli Güvenlik Kurulu toplantılarındaki çalışmaları
biz birileriyle mi paylaşacağız. Ama içeride ihanet içinde olan
birileri kalkıp bunu servis ediyor da dışarıda birileri ben köşe
yazayım deyip bunu birileriyle paylaşıp yapıyorsa bunun hesabını
yargı sorar. Bizim anayasamızda da, yasalarda da bunlar var. Şu
anda Başbakanlık olarak biz de suç duyurusunda bulunduk. Milli
Güvenlik Kurulu da suç duyurusunda bulundu, Milli İstihbarat
Teşkilatı da suç duyurusunda bulundu.”
“EĞER YARGI GÖREVİNİ YAPMIYORSA ANAYASA SUÇU İŞLEMEKTEDİR”
Basın özgürlüğünün böyle olmayacağını söyleyen Erdoğan, “Sen nasıl
kalkıp devletin bu noktadaki sırrını ifşa etmeye kalkarsın?
Üzerindeki gizlilik damgası var sen bunu ifşa edeceksin. Sevsinler
böyle basın özgürlüğünü. Bu basın özgürlüğünü bizim dönemimizde
yaşadı. Bu işin özgürlük anlayışındaki konumunu bilirim. Ben şiir
okudum diye cezaevine girdim. Devletin de mahremi vardır, ailelerin
de mahremi vardır. Buna dokunduğunuz anda yargı da gereğini yapmak
durumundadır. Eğer yargı görevini yapmıyorsa yargı da anayasa suçu
işlemektedir. Bu bakımdan bizler şu anda bu süreçle ilgili
elimizden geleni yapacağız. Çünkü ülkemizin birliğini
beraberliğini, ayağa kalkışını bozmaya kimsenin hakkı yoktur. Buna
fırsat da vermeyeceğiz. Onun için ele ele vereceğiz, bir olacağız,
iri olacağız, diri olacağız hep birlikte Türkiye olacağız” şeklinde
konuştu.
(İHA)