Yapışık ikizler bürokrasi kurbanı
Abone olkarınlarından birbirlerine yapışık olarak dünyaya gelen İrem ve Gülşen!in ameliyat olması gerekiyordu...
Ancak yapışık ikizler bürokratik işlemler yüzünden sürekli
ertelenen ameliyat gününü beklerken yaşama veda ettiler… Türkiye,
20 Aralık 2002'de Zeynep Kamil Hastanesi'nde karın bölgelerinden
yapışık olarak dünyaya gelen Gülşen ve İrem'i Milliyet'in haberiyle
tanıdı. Sarıgazi Kemal Türkler İlköğretim Okulu'nda öğretmenlik
yapan İsa Gülbetekin, doktorların cerrahi müdahaleyle kızlarının
ayrılabileceğini söylemeleri üzerine harekete geçti. Ancak ameliyat
ve ilaç masraflarının karşılanması için yaptığı başvurular,
bürokratik engeller nedeniyle olumsuz sonuçlandı. Gerekli doku
geliştirici ilaç ve malzemenin bedeli, estetiğe girdiği
gerekçesiyle karşılanmadı. Aralarında Haluk Levent'in de bulunduğu
bazı hayırseverler, aileye yardımcı olabileceklerini söyledi. 'Beş
bin dolar lazım' Emekli Sandığı Genel Müdürü Naci Yatbaz ise "Aile,
Emekli Sandığı'na bağlı ama emekli değil. Konu Maliye Bakanlığı ve
Sağlık Bakanlığı'yla ilgili. Elimden birşey gelse zaten şu ana
kadar çözmüştüm" dedi. Mayıs ayında başlatılan çabalar sonucu,
ameliyatın iki ay sonra yapılması planladı. Ancak gerekli ilaç ve
cihazların temini için yazışmalar sürdüğü gerekçesiyle tarih
ertelendi. Zeynep Kamil Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Sadiye Eren,
kullanılacak ilaç ve cihazların bazılarının Gülbetekin'in bağlı
olduğu Emekli Sandığı'nın listesinde bulunmadığını belirterek,
işlemlerin iki ay sürebileceğini söyledi. Operasyonun beş bin
dolara mal olacağını kaydeden Eren, öncelikle yasal çözümün
deneneceğini, sorun çıkması halinde de bağışta bulunmak
isteyenlerin devreye sokulacağını belirtti. Doktorlar Da Ağladı
İkizler, İrem'in ateşinin yükselmesi üzerine önceki sabah yoğun
bakıma alındı. Oksijen verilen bebeklerin tedavisi kuvözde sürdü.
Gözetim altında tutulan İrem, dün saat 04.00 sıralarında öldü.
Gülşen de İrem'siz yaşamaya ancak 15 dakika dayanabildi. Anne
Hatice Gülbetekin, "Yoğun bakıma girerken Gülşen gülüyordu. İrem
ise hareketsizdi. Saat 04.00 sıralarında uyandım. Doktor Şeref bey,
beni yanına çağırdı. Ağlamaya başladı. Hâlâ öldüklerine
inanmıyorum. Biraz sonra gidip mamalarını vereceğim gibi geliyor"
dedi. Başhekim Eren, ikizlerin ilk belirlemelere göre solunum
yetmezliği sonucu öldüğünü belirterek, kesin sonucun otopsi sonucu
ortaya çıkacağını söyledi. Ancak Gülbetekin otopsi yapılmasını
istemedi. Bebeklerin operasyona çok uygun durumda olmadığını
kaydeden Eren, "Sorun yalnız malzeme eksikliği değildi. Kilo
artışları son zamanlarda yavaşladı. Anestezi cihazı ile ilgili
malzemeler geldi. Sarf malzemeleri gelecekti. Temmuz sonuna doğru
doku genişletmeyi takalım diye düşünüyorduk. Yaklaşık bir iki ay
sonra da ameliyata alınacaktı. Her zaman beklendiği gibi olmuyor."
Onları bürokrasi aldı elimizden... İsa Gülbetekin de "Onlar benim
meleklerimdi" dediği kızlarının ölüm haberini boynuna sarılarak
ağlayan bir doktordan aldı. Yetkililerin söz verme dışında hiçbir
yardımda bulunmadığını söyleyen İsa Gülbetekin, yaşadığı acıyı
şöyle dile getirdi: "Onları bürokrasi aldı, bizden. Emekli Sandığı
emekli olmadığım için ameliyat malzemelerini karşılayamayacağını
söyledi. Çocuklarımın ameliyat olması için emekli mi olmalıyım?
Hastaneye veya doktorlara suç bulmuyorum. Çok çaba harcadılar,
bizim kadar üzüldüler. Kimse çocukları sahiplenmedi. Artık
buralarda duramam. Bir öğretmen olarak sağlıklı nesiller
yetiştiremem. Başka ülkeye gideceğim." Kendi içi kan ağlarken, bir
yandan da eşine gerçeği kabullenmesi için telkinde bulunduğunu
anlatan İsa Gülbetekin, "Gözleri boncuk mavisi, saçları altın
sarısı şarkısını söylerdim onlara şimdi kime söyleyeceğim?" diyerek
gözyaşı döktü. Kaynak : Milliyet