’’Yapan kadar yaptırana da ceza verilmeli’’
Abone olSon dönemde yaşanan sporda doping olaylarını değerlendiren Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Ruhan Erdem, sporcula...
Son dönemde yaşanan sporda doping olaylarını değerlendiren Yaşar
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Ruhan Erdem,
sporcuların cezalandırılması açısından spor hukuku kurallarının
yeterli olduğunu, ancak Türk Ceza Kanunu’nda yapılacak yeni bir
düzenlemeyle ’yapan kadar yaptırana da’ ceza verilmesi gerektiğini
söyledi.
Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Spor Hukuku Uzmanı Prof. Dr.
Şeref Ertaş ise, dopingin ’şikeden daha tehlikeli’ olduğunu
belirterek, 6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine
Dair Kanun’da yapılacak bir düzenlemeyle bu sorunun
çözülebileceğini kaydetti.
Dopingle Mücadele Komisyonu’nun (DMK), bu yılın ilk 6 ayında alınan
648 numunenin 90’ının pozitif çıktığını açıklaması, dünya spor
kamuoyunun dikkatini de ülkemize çekti. Dünya Anti-Doping Ajansı
(WADA) istatistiklerine göre tüm sporlarda dopingli çıkma
ortalaması yüzde 1.05 iken ülkemizde doping oranının yüzde 14’ü
bulması ve doping için kullanılan ilaçlara erişimin kolaylığının da
çeşitli araştırmalarla ispatlanması, “Türkiye’nin doping yasasına
ihtiyacı var mı” sorusunu da beraberinde getirdi.
Türkiye’nin bir doping yasasına ihtiyaç duyup duymadığını
değerlendiren Prof. Dr. Mustafa Ruhan Erdem, ceza hukukunun her
zaman son çözüm olduğunu vurgulayarak, “Federasyonların dopingle
ilgili aldığı kararlarda mı sıkıntı var? Denetim sorunu mu var?
Yaptırımların uygulanması konusunda mı problem var? Bunları iyi
incelemek gerekiyor. Spor hukukunun dopingle mücadelede yeterli ve
caydırıcı olması lazım. Tüm yaptırımları getirdiniz, buna rağmen
yetersiz kalınırsa ancak o zaman ceza hukuku devreye girmeli. Spor
hukukunun kendi kuralları açısından kendi çözümlerinin daha
bitmediği düşüncesindeyim” dedi.
"DOPİNG YAPTIRANLAR İÇİN YENİ YASA ÇIKARILABİLİR"
Prof. Dr. Erdem, “Dopingi, ceza kanunlarına göre suç sayan ülkelere
baktığımızda, ‘bizzat doping’ ve ‘başkasına doping’ diye ikiye
ayrılıyor. Bizzat doping yapanı değil de bunu satma, sporcuya sunma
noktasındaki insanları cezalandırmaya yönelik yaptırımları var.
Ceza hukukçusu gözüyle bu belki çözüm olabilir. Dopingi yaptırana
ceza vermek, esas olmalı. Türk Ceza Kanunu’na göre bir doping
yasası çıkarsa, yapana değil yaptırana ceza verilmeli. Ceza
kanununda sporcuya yaptırım gerekli değil. Etkili uygulanırsa spor
hukuku, sporcular açısından yeterli” diye konuştu.
"FUTBOLDAN BAHİS ŞİRKETLERİNİ ÇEKİN, DOPİNG YÜZDE 50 AZALIR"
Erdem, asıl sorunun, amatör ruhunun kaybedilip sporun bir sektör
haline gelmesi olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Bu amatör
ruhu kaybedince, ‘hangi yöntemle olursa olsun kazanayım’ anlayışı
hüküm sürmeye başladı. Bu açıdan da şikeyle örtüşüyor. İkisi de
organize halde yapılıyor baktığımızda. Temel sıkıntımız, neyin
doping olduğunu kimsenin bilmemesi. Doping sorunu sırf hukukla
çözülemez. Kazanca değil, mücadeleye dönük ruhu canlandırmak lazım.
Örneğin, futboldan bahis şirketlerini çekin, doping yüzde 50
azalır.”
Prof. Dr. Şeref Ertaş ise, doping kullanımına sadece sporcular
açısından bakmamak gerektiğini ifade etti. Ertaş, “Bence doping,
şikeden çok daha tehlikeli bir şey. Bu işi organize edenler, ilacı
yurda sokanlar, sporcuya temin edenler, kullanmaya teşvik edenler
açısından bir yasal boşluk var. Sporcunun haberi olmadan da doping
olabilir. Sporcular için bunu düzenleyen disiplin müeyyideleri,
disiplin yönetmelikleri var ama sporcu bilmeyerek de kasten de
almış olabilir. Bu nedenle ayrım şart. Bu yüzden Ceza Kanunu
sporcular için biraz ağır olabilir” şeklinde konuştu.
"ÖNEMLİ OLAN DOPİNGE ULAŞIMI ENGELLEMEK"
Türkiye’nin sporda uluslararası dereceler almak için şampiyonlarına
binlerce altın verdiği bir ödüllendirme sistemi olduğunu hatırlatan
Ertaş, “Her şeyden önce bir dopingle mücadele yasası olmalı.
Aracılar, dopinge teşvik ettiklerinde, doping maddesi temin
ettiklerinde Türk Ceza Kanunu’nda bunun yaptırımı olacağını bilerek
vazgeçer. Yabancı sporcular bile ülkemizden doping maddelerini
rahatlıkla alabildiğini söylüyor. Önemli olan dopinge ulaşımı
engellemek. Bu yüzden önemli olan satan ya da temin edenlere
yönelik yaptırım getirebilmek. Gerekli yaptırımlar getirilirse
Türkiye de doping cenneti olmaktan çıkar” ifadelerini kullandı.
6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair
Kanun’da yapılacak bir düzenlemeyle sorunun çözülebileceğini
düşündüğünü belirten Ertaş, şunları söyledi: “Çünkü bu yasa sadece
şike yasası ya da futbol yasası değil. Ayrı bir yasa yapılmasa bile
bu kanun zaten tek başına sporda birçok düzenlemeyi getiriyor. Bu
yasaya yapılacak eklemelerle, doping konusu da çözülebilir.
Düzensizlik olarak değerlendirilip bu kanunun içinde yer
alabilir.”
(İHA)