Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi kendisini kopya
çekerken yakalayan araştırma görevlisini şehit etmiş.
Bir akademisyen olarak içim büyük bir ıstırapla dolu. Aziz
evladımıza
Allah’tan rahmet diliyorum. Ailesine, sevenlerine, akademik
camiamıza baş sağlığı diliyorum.
“Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” diyen bir
kültür ve inanç sisteminden geliyoruz.
Öğretmenlerimiz bizim için muhteremdir.
Bu nasıl bir vahşettir. Bu nasıl bir ahlaksızlıktır. Bu nasıl
bir vicdansızlıktır… Anlamak çok zor… Hem kopya çekiyor, suç
işliyor, hem de kendisini suçüstü yakalayan öğretmenine böyle
vicdansızca fiil gerçekleştiriyor.
Bu olayın münferit olarak kalması, bir daha hiçbir şekilde
tekerrür etmemesi dileğimizdir. Ancak, konuyu böyle kolayca
geçiştirmek mümkün değil.
Eğitim-öğretimde kaliteyi, verimliliği, disiplini temin etmek
için canımızı göze almamız mı gerekiyor?
İlk ve orta öğrenimden itibaren maalesef ailelerin çocuklarına
ilgi ile disiplinli ve çalışkan olma gerekliliğini dengeleyemediği
bir iklim yarattık.
Hasta- hekim ilişkilerinde de münferit olarak gördüğümüz veya
olmasını temenni ettiğimiz olaylar yaşadık. Ancak, maalesef bir
daha olmaz, münferit dediğimiz olayların sıklıkla tekrar ettiğini
gördük…
Kayseri’de bir başka üzüntü verici olay meydana geldi. İki
öğrenciye köpekler saldırmış, yaralamış ve bir gün sonrasında
öğrencilerden biri hayatını kaybetti…
“Hayvansever” bir kadın, yirmiyi aşkın köpeği besliyormuş. Ama
onun beslemeye çalıştığı hayvanlar çocuklara saldırmış…
Hayvanları sevmek gerçekten güzel bir şey. Ancak, dünyanın pek
çok yerinde bu iş bizden farklı yürüyor. İnsanlar hayvanlara olan
sevgilerini bir süre bakıp, hevesleri kaçınca sokağa bırakarak
göstermiyorlar.
Sokaklarda kalan hayvanlar varsa onlar mutlaka barınaklara
alınıyor, toplumsal bir tehlikeye yol açacak şekilde
bırakılmıyor.
Yerel seçimlerin yaklaştığı şu günlerde kesinlikle belediye
başkan adaylarının bu konuyu da gündemlerine almaları lazım.
Ankara Çankaya, Çukurambar’da yaşıyoruz. Sanırım Türkiye’nin
başka hiçbir yerinde bu kadar sokak köpeği yoktur. Başıboş köpekler
koloni halinde geziyor. Belediye’ye konuyu aktarıp çözüm
istediğimizde “Hayvanseverler toplamamıza mani oluyor” diyorlar.
Bunun artık hayvan sevgisi ile hiçbir alakası yok.
Yanlışları ne çocuklarımızı sevmekle, özgür yetiştirmekle, ne de
hayvan sevgisi ile izah edebiliriz.
Hocasını öldürecek kadar canileşen, kendisini veya yakınını
tedaviye uğraşan hekime, sağlık personeline el kaldıran, evinde
eşine şiddet uygulayan çocukları yetiştiren sistem sağlıklı
değildir.
Bakamayacağı hayvanları sokağa bırakan, sokakta kalan
hayvanların toplanmasına izin vermeyen bir hayvanseverlik de
olamaz…