Yankee karşıtları ikiye bölündü
Abone olNATO zirvesi ile 1960'lı yılların meşhur "go home yankee" sloganı bir kez daha gündemde. O dönemin Amerikan karşıtları bugün birbirlerini kıyasıya eleştiriyor.
İstanbul’da yarın başlayacak olan tarihi zirve ile ilgili
hazırlıklar sürerken, NATO ve Amerikan karşıtı gösteriler devam
ediyor. Bir dönemin hızlı protestocularına, Başbakan Tayyip
Erdoğan’ın “Go Home (evine dön) dönemi bitti.” sözünü hatırlatıp
protesto gösterilerinin devrini tamamlayıp tamamlamadığını sorduk.
Verilen cevaplar farklı oldu. 1960’lı yıllarda özellikle Altıncı
Filo karşıtı ve Amerika’nın Vietnam’a müdahalesi ile ilgili
protesto gösterilerine katılan bazı aydınlar, sonuç vermeyecek
tepkilerin devrinin geçtiğini söylerken; bazı aydınlar da
protestoların gerekliliğine vurgu yaptı. Cüneyt Ülsever ve Mehmet
Barlas, Başbakan Erdoğan ile aynı fikirde. Aydın Engin ve
Abdurrahman Dilipak ise protestoların halen çok anlamlı olduğunu
düşünüyor. Bir dönem anti-emperyalist söylemlerin bayraktarlığını
yapan ve NATO’ya karşı çıkan Doç. Mensur Akgün ise “Eskiden
protestolar ile kişisel bir tatmin sağlıyorduk, şim- di ise
organizasyonlarda yaptığımız eleştiriler ile tatmin oluyoruz.”
diyerek yaşanan değişimi vurguluyor. Amerikan 6. Filo'yu
Dolmabahçe'den denize dökmek için gösterilere katılan gazeteci
yazar Dr. Cüneyt Ülsever, “Muhalefet hiçbir zaman ortadan kalkmaz;
ama ‘Go home' tarzı politikasız muhalefet hiçbir netice getirmiyor.
Zamanında içimizdeki gençlik ateşiyle elin Amerikalısına
bağırmışız; ama bu hiçbir zaman anlam kazanmadı ve sonuç politikası
olmadı. Amerika yapmak istediklerinden vazgeçmedi ve hiç kimse
netice alamadı.” yorumunu yaptı. Kapalıçarşı'da, ‘NATO için
gelenlere bir şey satmayın.' diyen gençlere esnafın gösterdiği
tepkiyi hatırlatan Ülsever, benzer bir olayı kendi gençilğinde de
yaşadığını belirterek başından geçen olayı şöyle anlattı: “Biz
hızlı solculuk dönemimizde gençliğin de verdiği heyecanla, işçileri
solcu yapmak için Sanayi Mahallesi’ne giderdik. Cuma günleri
yaptığımız bu ziyaretlere esnaf tepki göstererek, ‘Cumaları namaza
gidiyoruz ve ödeme günümüz başka gün gelin' uyarısı yaptı. Ancak
biz bu ülkenin dininden ve sosyolojisinden tamamen habersiz bir
şekilde cumaları gitmekte ısrar edince, orada dayak yemekten bizi
polis kurtardı. Yani işçi adına hareket eden gençlik işçiden dayak
yiyordu." Gazeteci-Yazar Mehmet Barlas, 1961 yılında Londra'da
nükleer silahlanmaya karşı yapılan yürüyüşe katılan dönemin hızlı
gençlerinden. Bernard Russel'ın liderliğinde yürüdüklerini belirten
Barlas, “Eskiden Amerikan karşıtlığının alternatifi Sovyet yanlısı
olmaktı şimdi o dönem bitti. Artık sokak eylemlerinde ideolojik
boşluk var, eğer bir eylem koyuyorsanız arkasında bir ideoloji
olmalı.” diyor. Günümüzde yapılan eylemlerde milliyetçi, solcu,
İslamcı, ulusalcı gibi birbiri ile ilgisi olmayan insanların aynı
safta yer aldıklarını kaydeden Barlas, “Protesto yine yapılır; ama
önemli olan şiddet eylemlerine girilmemesi. Yapılan protesto mala
ve cana zarar vermeye başlıyorsa bu bir protesto değil şiddet
eylemi olur. Devri biten ‘Go home' olayı budur.” diyor. Birgün
gazetesi yazarlarından Aydın Engin de gençlik dönemini NATO ve
Amerikan karşıtı protestolarla geçiren isimlerden. İlk kez 1961'de
petrollerin millileştirilmesi için Amerika karşıtı eylemlere
katılan Engin, “Katıldığım gösterilerin sayısını unuttum.” diyerek
o günleri anımsıyor. Engin, protesto devrinin geçtiği yönündeki
iddialara katılmıyor. Milyonlarca insanın Irak Savaşı öncesi barış
için yürüdüğünü hatırlatan Engin, “O kitlesel eylemler Amerika'daki
Şahinlerin sesini kıstı ve Avrupa ülkelerinde liderlere politika
değiştirtti. Bu anlamda protestonun çok anlamlı ve önemli olduğunu
düşünüyorum." tespitini yapıyor. ’Toplumsal dinamizmin ifadesi'
Yine 68 kuşağının hızlı eylemcilerinden Gazeteci-Yazar Abdurrahman
Dilipak, bugün de aynı kararlılıkla eylemlere katılıyor. Dilipak
‘Go home dönemi bitti' yaklaşımına katılmıyor ve “Bu karşı çıkmalar
toplumsal dinamizmin, katılımın ifadesidir. Suskun bir toplum hayal
edenler için bazı şeyler bitmiş ve eskimiş olabilir; ancak yaşadığı
zamana tanık olan insanların korku ve umutlarını haykırmaları saygı
duyulacak bir eylemdir.” ifadesini kullanıyor. Go home
tartışmasının en ilginç isimlerinden birisi de Doç Dr. Mensur
Akgün. Bir dönem anti-emperyalist söylemlerin bayraktarlığını yapan
ve NATO gibi uluslararası organizasyonlara karşı mücadele eden Doç.
Akgün, bugün TESEV Dış Politika Direktörü olarak bu tip
organizasyonlara ev sahipliği yapıyor. NATO toplantısında
Türkiye'yi temsil edecek olan dokuz gence eğitim veren Akgün,
kişisel serüvenini anlatırken, “Eskiden yapmaya çalıştığımız
kendimizce adil olan düzeni getirmek için bir protesto ya da
eleştiriydi, şimdi başka yöntemlerle o eleştiriyi yapabilme
imkanına sahibiz. Eskiden protestolar ile kişisel bir tatmin
sağlıyorduk, şimdi ise katıldığımız organizasyonlarda herkesin bizi
dinlediği ortamlarda yaptığımız eleştiriler ile tatmin oluyoruz.
Aradaki fark, şimdi yaptıklarımız yankı buluyor, o zaman ise sadece
kendimizi tatmin ediyorduk.” diye konuşuyor. Kaynak: Zaman