Yandaşlar Erdoğana feci kızdı!
Abone olBekir Coşkun 'Günahın tanığıyım' diyerek destek çıktı... Ancak Başbakan'ın o sözleri muhafazakar basını çok kızdırdı...
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın partisinin Düzce İl
Kongresi’nde yaptığı konuşma, hükümete yakın çizgideki muhafazakâr
basının bazı köşe yazarlarının sert eleştirileriyle
karşılaştı.
BAŞBAKAN ERDOĞAN NE DEMİŞTİ? |
''Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi... Suriye
bunu yaptı, biz de yapalım istedik. 210 bin dönüm bir organik tarım
yapabileceğimiz alan kazanalım. Hemen yakıştırmalar başladı:
'Siz burayı İsrail`e peşkeş çekeceksiniz!' On
yıllardır ne söylendiyse bu zihniyet hâlâ aynı yerde... Bu ülkenin
vatan toprakları üzerinde yatırım yapan küresel sermaye `şu
dinden bu dinden geldi` diye 'eyvah Türkiye elden gidiyor'
demek bu kadar kolay mı?... Farklı etnik kimlikte olanlar
ülkemizden kovuldu. Acaba kazandık mı? Düşünmek lazım. Bu
aslında faşizan bir yaklaşımın neticesiydi... Paranın dini,
ırkı olmaz... Adam burada yatırım yapacak... Burada
Ahmet-Mehmet çalışacak...'' |
“Sermayenin dini imanı olmaz” diyen, dini ve
etnik azınlıkların Cumhuriyet’in ilk yıllarında Türkiye dışına
çıkarılmasını “faşizanlık” olarak niteleyen
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı bazı muhafazakâr kalemler,
özellikle “İsrail” özelinde eleştirdi.
Başbakan’ı bu konuda hedef alan ilk yazıyı önceki gün Hakan
Albayrak kaleme aldı. Eleştiriler dün de artarak devam etti:
YOKSA FAŞİSTİN ÖNDE GİDENİ OLUR!
Hakan Albayrak: ''Türkiye-Suriye sınırında mayınlardan
temizlenecek toprakların 44 yıllığına İsrail’e verilmesi doğru
olmaz” demekle “Ermenilere ölüm!” yahut “Rumlar dışarı!” demek aynı
şey midir? Başbakan Erdoğan’ın AK Parti Düzce İl Kongresi’nde
yaptığı konuşmadan böyle bir sonuç çıkıyor! Başbakan’ın bu
bağlantıları nasıl kurduğunu anlayamıyorum.
BEKİR COŞKUN'DAN ERDOĞAN'A DESTEK |
Erdoğan'ın yandaş medyayı kızdıran sözleri Bekir
Coşkun'dan destek buldu. Coşkun muhalefeti ayağa kaldıran
'azınlıklara faşizan yaklaşım' sözlerine 'Tanığıyım' diyerek hak
verdi ve başından geçen iki hikayeyi kaleme aldı. Bekir Coşkun'un yazısını okumak için tıklayın |
Yabancı sermayeye kategorik olarak karşı çıkanları eleştirmesinde bir fevkaladelik yok; ama, Ortadoğu’da fitnenin başı olan İsrail’in Türkiye-Suriye sınırı gibi kritik bir bölgede fink atmasına karşı çıkmayı sıradan bir yabancı sermaye düşmanlığı gibi görmesi/göstermesi çok acayip. Farklı dinlere ve etnik kimliklere tahammülsüzlükle kurduğu irtibat ondan da acayip. İsrail’e tepki göstermek faşistlikse, Başbakan Erdoğan Davos’ta faşistin önde gideni olmuştur!
İŞİN GÜBRESİNİ ÇIKARMAYIN
İŞİN GÜBRESİNİ ÇIKARMAYIN!
Mehmet Şeker: O bölgeye gelecek yabancı, modeli
hemen “yap işlet devretme”ye çevirir ve otuz yılda çıkmaz. Tarıma
açılan verimli topraklarda fitne ekip fesat biçerler. Biz de oturur
seyrederiz.Gelip geçen hükümetlerin işi, bölgedeki ağır
misafirlerin görev süresini her dönem uzatmak olur. Vaktiyle Çekiç
Güç meselesinde olduğu gibi... Velhasıl hatırlatmayın, uzatmayın,
kızdırmayın, patlatmayın, çatlatmayın... Bütün mayınlardan
kurtulalım ama işin gübresini çıkarmayın.
VAN MİNUT YANİ!
Serdar Arseven: Başbakan; bugün “İsrail yayılmacılığına
dikkat çeken”lerin, “azınlıkları bu ülkeden kovanlarla” aynı
zihniyette olduklarını öne sürerek savunuyor, “mayın temizleme”
konusundaki pozisyonlarını... Bu arada; “yabancı sermaye”
düşmanlığı ile “Siyonizm karşıtlığını” da bir kefeye koyuyor!.. Ne
alakası var?.. Van minut yani!..
BAŞBAKAN ALTINDAN KALKABİLİR Mİ?
Ahmet Taşgetiren: Başbakan’ın “faşizan tutum”la
ilgili sözlerinin gidip “Türkiye’nin tarihe karşı özür borcu”
meselesine eklemlenmesi beklenirdi, yapıldı. O işin bir boyutunda
Ermenilerden özür var, bir boyutunda Rumlardan, Süryanilerden, bir
boyutunda Kürtlerden... solculardan, dindarlardan vs. borç çok.
“Özür” yolu açılırsa, bunların hepsinin altından kalkabilir mi
Başbakan Erdoğan, ya da Türkiye bilemem.
DİNDAR KİTLELER İNCİNDİ
Özlem Albayrak: Yanlış çünkü; cumhuriyet tarihinin
tüm önemli uygulamalarında ayak izlerini gördüğümüz faşizan
yaklaşımları kınamak bu konu üzerinden mi olmalıydı, emin değilim.
Çünkü söz konusu olan İsraildir... İkincisi Başbakan, İsrail
sermayesine “küresel sermaye” demeseydi, “paranın dini, milleti
yok” cümlesini sarfetmeseydi, hem ulusalcıların AK Parti’ye vurmak
amacıyla söylemleştirdiği “vatanı para karşılığı satıyorlar”
cümlesinin altındaki zemini çekip almış olacaktı, hem bu ülke
vatandaşlarının çoğunluğunun kalbinde bir mazi yarası gibi duran
Filistin konusundaki bireysel hassasiyetini perçinleyecek ve
Davos’u tazeleyecekti, hem de dindar kitleleri incitmeyecekti.
PARAYI VEREN DÜDÜĞÜ ÇALAR!
PARANIN DİNİ İMANI VARDIR!
AT SAHİBİNE GÖRE KİŞNER!
Nuh Gönültaş: Başbakan Tayyip Erdoğan bu
tartışmalar çerçevesinde mayınları temizlemeye talip
İsrailli firmaya itiraz edenlere “Paranın dini imanı
yoktur” derken ne kadar durumun farkında? Paranın
gerçekten dini imanı yok mu? Paranın dini imanı yoktur gibi bir
sözü Başbakan Tayyip Erdoğan’a doğrusu yakıştıramadım! Para tek
başına öyle olabilir, ama parayı veren düdüğü çalar. At sahibine
göre kişner!
PARANIN DİNİ, İMANI VARDIR
Akif Emre: Küresel sermayenin Başbakan’ın gözünde,
en hafif tabirle, bu kadar nötr olması çok nötr gelmiyor bana.
Küresel sermayenin parasıyla yatırım yapıp iş ve üretime katkıdan
başka hiçbir anlamının olmadığını savunmak tipik bir sağ siyaset
tavrı. Hele hele bunu İsrail sermayesi bağlamında savunmak ise tek
kelimeyle vahim.
Türkiye-Suriye sınırındaki mayınlı alanın temizlenip organik tarıma
açılması konusunda bu kadar naif yaklaşım olabilir mi? (Bu konuda
Yeni Şafak’tan Hakan Albayrak ve Sabah’tan Umur Talu isabetli
yazılar yazdı.) Altını çizmekte yarar var: Sermayenin, her iki
anlamda da hem dini hem milliyeti vardır.