Yanan mahkumların ailelerinden şok iddia
Abone olKayseri'de yanan cezaevi aracında ölenlerin yakınları uçak biletlerinin ücretlerini ödemek için yaptıkları başvurunun reddedildiğini açıkladı
Van'dan İstanbul'a giderken, Kayseri'de yanan cezaevi aracında
yeğeni kaybeden Fetullah Karabalı, yeğini Akif Karabalı'nın uçakla
götürülmesi için başvurduğunu ancak kabul edilmediğini iddiasında
bulundu:
"Muş Cezaevi'ne başvurarak, yeğenimin uçakla gönderilmesini istedim. Gerekirse diğer mahkumların biletini de biz alalım dedim ama kabul etmediler. Şikayetçiyiz''
Van'dan İstanbul'a giderken, Kayseri'nin Pınarbaşı İlçesi yakınlarında motoru alev alan ve kısa sürede demir yığınına dönen cezaevi nakil aracında diri diri yanarak yaşamını yitiren 3'ü mahkum ve 2'si tutuklu 5 kişinin DNA testiyle kimlik belirleme çalışmaları sürüyor.
Yakınlarından alınan DNA örnekleriyle cesetlerden alınan örnekler Ankara Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Oradan gelecek sonuca göre kimlik tespiti yapılıp cenazelerin kendilerine teslim edilmesini bekleyen Akif Karabalı, Abdülsettar Ölmez, Medeni Demir ve İsmet Evin'in yakınları olayda ihmal, hatta kasıt olduğunu ileri sürerek şikayetçi olacaklarını söyledi. Ölenlerden Sinan Askan'ın yakınları ise henüz Kayseri'ye gelemedi.
"UÇAKLA GÖTÜRÜLMESİNİ İSTEDİM, İZİN
VERİLMEDİ"
Yeğeninin İstanbul'a uçakla götürülmesi için başvurduklarını ancak kabul edilmediğini ileri süren Fetullah Karabalı şunları söyledi:
"Yeğenimi uçakla götürmek için Muş Cezaevi'ne başvurduk. Cezaevi Müdürüne 'Onunla giden arkadaşlarının da uçak biletlerini biz alalım aynı gün gitsin geri dönsün. Sadece ifade vermeye gidiyor' dedik, kabul edilmedi. Akif, İstanbul'a 5 yıl önce kavga olmuş aracılık yapmış, ifadesini almaya götürüyorlar. Muş Cezaevi de yüzde yüz suçludur. Muş Cezaevi Müdürü beni telefonla aradı özür diledi. Özür dilemekle olmaz. Savcılığa bildireceğim dedim."
"BU OLAY KOMPLODUR, MAZOTLU ARAÇ YANMAZ"
Yanan cezaevi aracında şoförler ile jandarmalarının kurtulup, tutuklu ve hükümlülerin yanarak ölmesinin 'komplo' olduğunu ileri süren Fetullah Karabalı, iddialarını şöyle sürdürdü:
"Askerler ve şoförler kurtuluyor, mahkumların ölmesine sebep oluyor. 5 ceset var. Ne asker, ne polis, hepsi mahkum. İki üç kurşun sıksalar o kapı yine açılır. Yananlar gariban, Doğu çocukları, bu ayrımcılık. Mazotlu arabanın motorunun yandığını ilk kez görüyorum. Benzinli ya da LPG'li yanar. Bu araçlar üstüne mazot döksen yine yanmaz. Kaçak yakıttan da yanmaz. Akif'in Van'la hiç bir ilgisi yok, 36 saat orada kalıyor. 3 gün boyunca at sırtında olsa İstanbul'a giderdi. Cenazelerimiz tanınmaz halde açıklama istiyoruz. Şoförden, astsubaydan ve askerlerden şikayetçiyiz. İki avukatımızla olayı takip ediyoruz.''
DİĞER ÖLENLERİN YAKINLARI DA TEPKİLİ
Cezaevi aracında yanarak ölenlerden hükümlü İsmet Evin'in amcası İsmail Evin de cenazeyi almak için Hakkari'den geldi. Yeğeninin İstanbul'da cezaevinden Van'daki uyuşturucu davasının perşembe günkü duruşmasına getirildiğini söyleyen İsmail Evin, "Önceki gün mahkemesi vardı. Öğleden sonra olması gereken duruşmayı öğleden önceye almışlar. Mahkemeden sonra İstanbul'a götürüyorlardı. Adalet Bakanlığı'ndan açıklama istiyoruz. Kasıt olduğunu düşünüyoruz. Suç duyurusunda bulunacağız. Kurtulan askerlerle de görüşmek istiyoruz" dedi.
Ölen hükümlülerden Medeni Demir'in oğlu Demir Demir de babasının yanmasının kaza olduğuna inanmadığını öne sürdü.
Cezaevi aracında yanarak ölen tutuklu Abdülsettar Ölmez'in amcasının oğlu Baki Ölmez ise "Cinayet bile işlemiş olsalar bu ölümü hak etmemişlerdi. 1620 kilometre nakil zaten kanunen de doğru değil" diye konuştu.