Yaltaklanan, kaniş ve şapşal...
Abone olBu sözler hakarettir diyorsanız fena halde yanılırsınız... Aslında bu kadar da değil, dahası da var... İşte bir tuhaf iş;
Yaltaklanan, kuyruk sallayan kaniş... Uyanık geçinen
şapşal...
Bunları okuyup da o “hakaret” içerdiğini düşündüğünüz kelimelerin
bize ait olduğunu zannetmeyin lütfen…
Kime ait olduğunu da bilmiyoruz…
Bildiğimiz tek şey o kelimelerin hiçbirinin Yargıtay’a göre
“suç” sayılmadığı…
Tabii sadece bunlar değil...
Bakın daha neler var:
“Çanağına yağ konulunca ve etli kemik vaadini duyunca
yaltaklanan, kuyruk sallayan kaniş... Uyanık geçinen şapşal...
Salak...Tescilli hain... Zavallı... T.C. devletine, milletimizin
birliğine kalleşçe ihanet hançeri sokan...”
Mehmet Altan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından da suç
sayılmayan bu sözcüklerin üyelerden biri için kullanılması halinde
ne olacağını soruyor ve defam ediyor:
“Meseleyi ‘yargı’daki Ergenekonculara’ getireceğim, ama önce
bir sorum var:
Acaba aynı hakaret sözcükleri bunu ‘düşünce’ sayan üyeler için ya
da örneğin Genelkurmay Başkanı için kullanılsa, gene karar ‘aynı’
mı olurdu?
Şüphesiz ki, olmazdı...
Demek ki, yargı sistemi ‘hukuksal bir objektiviteye’ göre değil,
‘kişisel yaklaşımlara’ göre karar veriyor...
Bu durumda, ‘hukuktan yana’ dört dörtlük yargı sisteminden söz
etmek pek mümkün değil.
O halde ‘yargıdaki Ergenekoncular kim’ diye sormak da hiç yersiz
değil...