Yalçın Küçük Öcalanı kurtarmış!
Abone olYalçın Küçük, Fehmi Koru'nun ortaya attığı iddiaları doğruladı. Öcalan'ı, bombalardan kurtaran isim meğer Küçük'müş!
Yeni Şafak yazarı Fehmi Koru’nun gündeme getirdiği bir
iddia, bir anda Türkiye’nin gündemine oturdu. Koru, Taha Kıvanç
imzasıyla kaleme aldığı köşe yazısında, Öcalan’a Bekaa’dayken
suikast planlandığı ancak bu bilginin bir siyasetçi tarafından
Öcalan’a aktarıldığını iddia etti.
Bu iddialar siyaset cephesini sarsarken Fehmi Koru dün yayınlanan
köşe yazısında da, Yalçın Küçük’e bu bilginin Mesut Yılmaz
tarafından iletildiğini yazarak iddialarına bir yenisini daha
ekledi.
Mesut Yılmaz bu açıklamalar karşısında suskunluğunu bozmazken,
olayın baş aktörleri arasında gösterilen Yalçın Küçük’e Vatan
gazetesinden Vollkan Beyde'nin sorularını yanıtladı. Bu olay gerçek
miydi? Kendisine bu bilgiyi kim vermişti?
İşte Küçük'ün çarpıcı açıklamaları...
Evet, Öcalan'a bilgili ben ilettim: Bir, böyle bir
hazırlık olduğu doğru. İki, ben bu konuda Mesut Bey ile hiç
konuşmadım. Ayrıca Mesut Bey ile hayatımda ilk kez, belleğim beni
yanıltmıyorsa, geçen yaz Çarmıklı'ların düğününde karşılaştım,
konuştuk. Bu olay 1995 seçimlerinden hemen önceyaşanmıştır.
O zaman Başbakanlık koltuğunda oturan Tansu Çiller seçimde başarı
olma şansını arttırmak için yakalayıp canlı olarak getirilmesini
istemiştir. Birazdan açıklayacağım isimler tertip etmiştir.
Çok yakın bir zamanda Mehmet Eymür, 'ben Öcalan'ın kampının
karşısındaki caddenin altından tünel kazıp geçecektim',
demiştir. Ben hiç bir şekilde ne Öcalan ile ne bir
başkasıyla bu konuda görüşmedim.
(...) Ancak doğru olan nedir bu teşebbüs bana bildirilmiştir ama
bunun diğer tarafında Mesut Yılmaz yoktur. Doğru olan nedir
Paris'te Strasbourgh diye bir semt vardır. Orada biriyle
konuştuğunuz zaman, bir şey söylediğiniz zaman, bunu herkes
duyar! Dolayısıyla, benim Abdullah Öcalan'ı telefonla
arayarak bildirmem gibi bir durum söz konusu değildir. Ayrıca, ben
Öcalan ile telefonda hiç konuşmadım. Bu bana söylendiği zaman.
Strasbourgh’da bir Fransız kafesine gittim ve bunu anlattım.
Zaten bunu iki kişiye söylerseniz bütün Paris
bilir…
Söyledim çünkü devlet politikasıydı: Bana
söylenen, bunun devlete karşı zararlı bir iş olduğuydu. Zaten
duyulduğu anda da önlendi. Şimdi en önemli iş Ordu’yu taşlamak
olduğu için. Bunu yeniden ısıtıp ısıtıp yayınlıyorlar. Şimdi Fehmi
Koru’nun, diğerinin, sanki büyük bir şey bulmuş gibi bunları
yazması olmaz. Büyük gazeteci bunları yapmaz.