Yalçın Akdoğan'dan Öcalan'a kritik Nevruz mesajı!
Abone olÇözüm sürecini değerlendiren Yalçın Akdoğan "HDP'nin yüzde 6-7'lerden onları geçebilecek bir performans ortaya koyabileceğini düşünmüyorum." dedi.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan,
Çözüm Süreci'yle ilgili olarak "Süreç iyi bir şekilde devam
etmektedir, görüşmeler devam etmektedir. Herkes kendi üzerine
düşene odaklanması lazım, başkasının ne yapacağına değil"
dedi. Akdoğan, PKK lideri
Abdullah Öcalan'a dönük kritik bir mesaj verdiği programda
İmralı'dan önümüzdeki Nevruz'da silah bırakma yönünde bir çağrı
yapılması gerektiğini söyledi.
Akdoğan, A Haber'de gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
HDP heyetinin en son Kandil'e ziyaretinin ardından yaptığı açıklama
ve KCK'dan gelen açıklamanın hatırlatılması üzerine Akdoğan,
"Öncelikle süreçte herhangi bir tıkanma, duraksama yok. Bildiğiniz
gibi süreç, 6-8 Ekim olaylarında bir türbülansa girmiş, ciddi
hadiseler yaşanmıştı" ifadesini kullandı.
Akdoğan, yeni gelinen aşamada herhangi bir sorunun olmadığını ve
rutin bir şekilde devam ettiğini söyledi.
"HÜKÜMET ADIMLAR ATTI AMA DİĞER TARAF
NE YAPI?"
Hükümetin önemli adımlar attığını belirten Akdoğan, Çözüm Süreci
komisyonunu kurduğunu, Akil İnsanlar Heyeti'ni kurduğunu, Eylül
ayında demokratik reform paketini hayata geçirdiğini, Meclis'ten bu
konuyla ilgili yasa çıkardığını ve Bakanlar Kurulu talimatını
çıkardığını anlattı.
"Peki, diğer taraf ne yapmıştır" diye soran Akdoğan, şöyle devam
etti:
"Örgüt o yıl Türkiye'yi terk etti mi? Etmedi. Buna karşılık
şehirlerdeki asayiş olaylarını durdur mu? Durdurmadı. Tek denilen
'eylemsizlik kararı var.' Eylemsizlik kararı var da o süreçte, tam
anlamıyla hayata geçti mi? Yani karakol basmıyorsun, terör eylemi
niteliğinde eylem yapmıyorsun ama şiddet olayları baskı, tehdit...
Bölgede her türlü asayiş olayını gördük o süreçte."
"SÜRECİN SAHİBİ
BİZİZ!"
Kobani olaylarından önce de bunların olduğunu dile getiren Akdoğan,
"Bu süreçte biz ne dedik: Yeni parametreler giriyor sürece. Kamu
düzeni ve güvenliğini önemsiyoruz. Bu süreçte özellikle bunların
tamamen geri planda düşünülmesi lazım. Burada adım atan çaba
gösteren iyi niyetli olan hükümettir. Ama onun karşılığında bütün
bu adımlarımıza karşı bir direnç olduğu da görülmüştür, ayak direme
olduğu görülmüştür" değerlendirmesini yaptı.
Kobani olaylarından sonra ciddi şekilde sabote etme girişimlerinin
olduğunu anlatan Akdoğan, "Bu sürecin sahibi biziz, demokratik
açılım süreci, Oslo süreci, milli birlik kardeşlik süreci, Çözüm
Süreci, bunları hep biz zorladık, biz yapmaya çalışıyoruz. Birileri
de hep sabote etti" dedi.
Burada tabloyu doğru okumak gerektiğini, hükümetin iyi niyetle
süreci devam ettirdiğini anlatan Akdoğan, "Süreç iyi bir şekilde
devam etmektedir, görüşmeler devam etmektedir. Herkes kendi üzerine
düşene odaklanması lazım, başkasının ne yapacağına değil" ifadesini
kullandı.
"HEM TAMAM DİYORSUN HEM YOL KESİP
HENDEK KAZIYORSUN"
Bu süreçte temel hassasiyetlerinin bulunduğunu belirten Akdoğan,
illegaliteye, şiddete, baskıya, yol kesmeye, adam kaçırmalara
kesinlikle müsamaha gösterilemeyeceğini kaydetti. Akdoğan, örgütün
bölgede otoriteyi paylaşma, ortak olma girişimlerine izin
verilmeyeceğini söyledi. Buna karşı tedbirler aldığını söyleyen
Akdoğan, gelecek hafta meclise güvenlik paketinin sevk edileceğini,
yasal düzenlemenin yapılacağını bildirdi.
"Hükümet PKK ve Kandil'den ve HDP 'den ayrı ayrı ne bekliyor"
sorusuna Akdoğan, "Bir kere bu eylemsizliğin tam anlamıyla
gerçekleşmesi lazım. Gerçek, sahici, kapsamlı bütün alanlara
yansıyan bir eylemsizlik olması lazım. Siz hem 'tamam' diyorsunuz,
ondan sonra yol kesiyorsun, baskı kuruyorsun, tehdit ediyorsun,
haraç toplamaya çalışıyorsun, hendek kazıyorsun vesaire" şeklinde
cevap verdi.
"EYLEMSİZLİK TAM ANLAMIYLA HAYATA
GEÇMELİ"
Akdoğan, bunların tamamen devre dışı kalması gerektiğini
vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Süreçten dolayı biz bu hassasiyeti vurguluyoruz ve HDP heyetine de
söylüyoruz: 'Bakın bu konularda duyarlılık olsun.' Bu onlardan
ricacı olmamız anlamına gelmiyor. Devlet, bunu yapacak güce ve
kudrete sahiptir. Biz bu konuda taviz vermeyeceğiz ve üzerine
gideceğiz. Onlardan özellikle istediğimiz budur. Eylemsizliğin tam
anlamıyla hayata geçmesidir."
Bütün bu asayişi ve algıyı bozan olayların ortadan kalkması
gerektiğine işaret eden Akdoğan, "Asayişi bozan olay, süreci ne
kadar zehirliyorsa algıyı bozan birtakım söylemlerde kırılganlık
üretiyor. Burada toplumsal desteğe bir şekilde darbe vuruluyor.
Bunların da bertaraf edilmesi gerekiyor. Burada hükümetimiz,
toplumun kabul etmeyeceği bir adım atmaz. Demokratik bir yöntemle
bu sorun çözülecekse demokratik bir siyaset kurumunun marifetiyle
bu sorun çözülecekse toplumsal destekle birlikte çözülecek. Bu
hassasiyeti de gözetmek gerekiyor" diye konuştu.
"HDP'NİN BARAJI AŞABİLECEĞİNİ
DÜŞÜNMÜYORUM"
Geçen seçimlerde Selahattin Demirtaş'ın sürpriz yaparak yüzde 10'a
yakın oy aldığını hatırlatan Akdoğan, her seçimin anlamının ve
motivasyonunun farklı olduğunu, Demirtaş'ın yüzde 10'a
yaklaşmasının HDP'nin bugün aynı oyu alabileceği anlamına
gelmediğini kaydetti.
Akdoğan, muhalefetin birleşerek tek aday göstermesinin bunun da
kitlede yetersiz görülmesinin oy kaymasına sebep olduğuna,
Demirtaş'ın oyunun artışına sebep olduğuna işaret etti.
Akdoğan, şunları kaydetti:
"HDP'nin yüzde 6-7'lerden onları geçebilecek bir performans ortaya
koyabileceğini düşünmüyorum. Çünkü kendi iç çelişkileri var. Burada
marjinal birtakım sol örgütler, partiler. Bunları bir araya getirme
gibi bir yaklaşımı var ama bunlarla ancak emanet oy talep
edebilirler farklı partilerden, yapılardan. Emanet oyla 'AK Parti
zarar görsün' diye bazı mihraplar çevrelere yüklenme yapabilirler,
bundan netice alınabileceğini düşünmüyorum ama buna oynuyorlar,
zorluyorlar. Şimdiye kadar 'parti olarak seçime gireriz' meselesini
biraz baskı unsuru olarak kullandılar, barajın düşürülmesi için ama
bu olmadı. Anayasa Mahkemesinden de bekledikleri yönde bir karar
çıkmayınca bu tutmadı."
Özellikle Kobani olaylarından sonra HDP'nin cumhurbaşkanlığı
seçimlerindeki yüzde 10 oy oranının geriye gittiğini düşündüğünü
belirten Akdoğan, "Alternatif meclis kurarız' gibi şeyler demek de
siyasette samimiyetsizlik anlamına gelir. Siz demokrasiye inanıyor
musunuz inanmıyor musunuz? Demokrasiye inanıyorsanız AK Parti
hiçbir zaman 'barajı geçmezsen şunu yaparım' gibi tehditlere
başvurdu mu? Bu demokrasiye inanmamak anlamına gelir" dedi.
"ÖCALAN'IN ELBETTE SÜRECİ BİR ROLÜ
VAR"
"Abdullah Öcalan'ın mevcut durumdaki rolü yeterli ve olumlu mu?"
sorusuna Akdoğan, "Öcalan'ın elbette rolü var. Süreçte verdiği
mesaj, Nevruz'da yaptığı çağrı, örgüt bileşenleri üzerindeki
etkisi. Buna değer atfetmek anlamına gelmez, illa küçümsemek
gerekmez. Bir örgüt var, ettiğin bir laf üzerine o örgüt eğer silah
bırakacaksa bu bir rol oynamak anlamına gelir. Ancak bu rolün zaman
zaman yine örgüt tarafından boşa çıkarıldığını da biliyoruz"
yanıtını verdi.
"ÖCALAN BU NEVRUZ'DA SİLAH BIRAKMA
MESAJI VERMELİ"
Süreçlerin terör saldırılarıyla sabote edildiğine dikkati çeken
Akdoğan, şöyle devam etti:
"Bu ne demektir, bir takım örgüt, Kandil, bu terör saldırılarıyla
bu süreçleri boşa çıkardı demektir. Eğer Öcalan'ın iradesinin de
içinde olduğu bir durum varsa muhakkak bir hamle yapıldığı anlamına
gelir. Zaman zaman Kandil'den farklı seslerin çıkabildiğini
Öcalan'ın boşa çıkarıldığını da görüyoruz.
Öcalan'ın Nevruz mesajı, bu süreçte, silah bırakma fikrinin
oluşması ve gelişmesi için 'artık silahlar sussun fikirler
konuşsun' lafı şu demektir; 'artık silah bırakma fikriyatı
gelişmelidir' demektir. Bu bir anlam ifade ediyor. Bugün artık
bunun ilerisinde bir söze ihtiyaç var. Bu Nevruz'da silah bırakma,
daha ileri bir adım ve mesaj gerekir. O da silah bırakma aşamasına
geçilmesine dönük ifade olmalıdır. Silah bırakma ve tamamen
Türkiye'ye dönük eylemlere son vermeye dönük bir çağrı olmalıdır.
Bu bir anlam ifade eder diye düşünüyorum ama Öcalan'ın daha önceki
çağrılarının da zaman zaman boşa düşürüldüğünü biliyoruz."
"AK PARTİ KADROLARI BAŞKANLIK SİSTEMİNİ BENİMSEDİ"
Başkanlık sistemi tartışmalarına ilişkin ise Akdoğan, başkanlık
meselesini AK Parti'nin gündeme taşımadığını, onlarca yıldır Türk
siyasetinde yer alan bir konu olduğunu söyledi.
Bu konunun siyasetin gündemine gelmesinin ihtiyaçtan doğduğunu dile
getiren Akdoğan, bunun üzerine de başka siyasi anlamlar
yüklenmemesi gerektiğini kaydetti.
Halkın seçtiği cumhurbaşkanının etkili olmasının şaşırtıcı
olmadığını, bunun Erdoğan'ın şahsında daha da etkili olacağını
belirten Akdoğan, başkanlık sisteminin AK Parti'nin bütün
kadrolarınca benimsendiğini söyledi.