Yalçın Akdoğan'dan çok kritik çözüm süreci açıklaması
Abone olBaşbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Hüseyin Yayman'a verdiği röportajda çözüm süreci ve 14 Aralık Operasyonu'na ilişkin çok önemli açıklamalarda bulundu.
İNTERNETHABER.COM
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Vatan
gazetesinden Hüseyin Yayman'a yaptığı açıklamalarda çözüm
süreciyle çok kritik açıklamalarda bulundu. Akdoğan ayrıca 14
Aralık operasyonuna dair önemli detaylar
paylaştı.
ÇÖZÜM SÜRECİ İÇİN TARİH
VERDİ
Yaptığı açıklamalarla çözüm sürecinden umutlu olduğunu belirten
Akdoğan, çözüm sürecinde nihai çözüm için tarih verdi;
"Seçimden önce çözüme ulaşma konusunda ortak amacımız
var" dedi. Akdoğan, çözüm süreciyle ilgili yaptığı en
dikkat çeken açıklama ise 'Sürecin sonunda bir cennet vaat
etmedikleri' ifadesi oldu:
"SÜREÇ SONUNDA CENNET VAAT
ETMİYORUZ"
"Bu her şey güllük gülistanlık olacak anlamına gelmiyor. Tüm
sorunlar bir anda sihirli bir çubukla çözülecek değil. Yılların
biriktirdiği konular var. Reform ihtiyacı hayat sürdükçe devam eder
ve yeni adımlar atılır. Biz süreç sonunda cennet vaat etmiyoruz,
ancak on binlerce insanın yaşamını yitirdiği bir soruna demokratik
çözüm bulmak, birlik ve kardeşlik içinde gelece yürümek büyük bir
başarıdır. Neticede önümüzde duran sorunu çözmek için mesafe
alınacağı kanaatindeyim."
ÇÖZÜM SÜRECİNDE HDP'NİN
TUTUMU
Akdoğan ayrıca, HDP'nin tutumu üzerinde de "Buraya gelinceye kadar
bazı kırılganlıklar yaşandı. Birtakım sıkıntılar oldu. Bu tür
süreçler kolay süreçler değildir. Sorun çıkar, sabotaj girişimi
olabilir, türbülans olur, bütün bunlar sürecin doğasında var.
Önemli olan kararlılık, samimiyet, iyi niyet ve bu sorunları
çözebilecek kapasite sahibi olmaktır" yorumunda bulundu.
Başbakan Yardımcısı çözüm süreciyle ilgili pozitif görüşler
belirtirken, 14 Aralık operasyonu ve Cemaat ile ilgili çok sert
açıklamalarda bulundu.
İşte o açıklamalardan çarpıcı satırlar:
ÇÖZÜM SÜRECİ
İyi yoldayız. Mesafe alınıyor. Trenin raya oturması, hareket
etmeye başlaması, bunlar iyidir. Önemlidir. Ümitvarım. Nihai
noktaya seçimlerden önce varacağımızı inanıyorum.
Buraya gelinceye kadar bazı kırılganlıklar yaşandı. Birtakım
sıkıntılar oldu. Bu tür süreçler kolay süreçler değildir. Sorun
çıkar, sabotaj girişimi olabilir, türbülans olur, bütün bunlar
sürecin doğasında var. Önemli olan kararlılık, samimiyet, iyi niyet
ve bu sorunları çözebilecek kapasite sahibi olmaktır.
"SÜREÇ RAYINA
GİRDİ"
Sorunlar çıktı mı, çıktı. Biz bunları çözdük mü, çözdük. Bu çok önemli bir kazanımdır. Karşılıklı görüşme olması önemlidir. Köprünün yıkılmaması değerlidir. Bu sürece başlarken sıkıntılar olabilir demiştik. Bizim dışımızdan kaynaklanan sorunlar olabilir. Suriye olayları, Kobani olayları yaşandı. Türkiye’nin siyasi ikliminde birtakım farklı gelişmeler yaşandı. Bunlara rağmen sorunları aşabildiysek ve süreç rayına girdiyse, hız kazandıysa, doğru yolda ilerleyebiliyorsak önemli bir kazanımıdır.
"TOPLUMUN KABUL ETMEYECEĞİ HİÇBİR ŞEYİ YAPMAYIZ"
Görüşmeler sonucunda yaşananları kamuoyu görecek. Ancak şunu söyleyeyim toplumun kabul etmeyeceği hiçbir şeyi yapmayız. Toplumun rızası ve desteğiyle bu süreç ilerliyor. Burada toplumu irrite edecek birtakım gelişmeler olacak gibi düşünmek doğru değildir. Netice de demokratik bir çözüm olacaksa bu halkın desteğiyle olacaktır.
ÇÖZÜM SÜRECİNDE PROVOKASYON
Neticede bazı çevrelerin örgütü yeniden eylemlere sevk etmek için teşvik edici bazı çabaların içinde olduklarını biliyoruz. Bir takım yeni oyunlar devreye konabilir. Hükümet olarak bunlara karşı da gerekli tedbirleri alıyoruz. Bu oyunlarprovokasyon girişimlerinin tutacağını düşünmüyorum. Çünkü halk desteği bizim yanımızda. Bunun dışındaki sabotaj ve yönlendirme çabaları başarılı olamayacaktır. HDP’nin de bunun farkında olduğunu ve bu oyunlara gelmeyeceğini düşünüyorum.
Aramızda genel bir anlayış birliği var. Sonuca ulaşılması, problemin çözülmesi ortak amaç. Seçimden önce nihai çözüm ulaşma konusunda ortak amacımız var. Takvim budur.
Burada esas mesele bir çözüme ulaşmak. Meselenin birçok boyutu halledilmiş durumda. Hal böyle olunca geçmişe nazaran sonuca bir adım daha yaklaşmış haldeyiz. Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik.
"TÜNELİN UCUNDA BU KADAR GÜÇLÜ BİR IŞIK GÖRÜLMEMİŞTİ"
Bugüne kadar tünelin ucunda bu kadar güçlü bir ışık görülmemişti. Türkiye’de birçok kesimin birçok sorunu olabilir. Biz top yekün bunları çözmeye çalışıyoruz. Demokratik reform süreci devam edecektir. Ancak tekrar söyleyeyim çözüm sürecinde seçimden önce sonuç alacağımızı düşünüyorum.
HDP'NİN MİSYONLARI
Bu süreçte HDP önemli misyonlar görüyor. Ancak siyaseten ne
yapacaklarına kendileri karar verirler. AK Parti’ye karşı şimdiye
kadar pek çok koalisyon ve seçim ittifakı yapıldı. Ancak hiçbiri
başarılı olmadı.
"HDP'NİN KAYBEDENLER LİSTESİNDE OLACAĞINI
SANMIYORUM"
Ben HDP’nin kaybedenler cephesinde yer alacağını sanmıyorum. AK
Partiye karşı oynanan oyunların içinde suni ittifaklar kuruldu.
Ancak bu ittifaklar hep kaybetti. Bunu 30 Mart’ta ve 10 Ağustos’da
bir kez daha gördük. HDP’nin süreçten rahatsızlık duyan bu statüko
bloğuna katılması kendi aleyhine olur. HDP’nin kaybedenler kulübüne
üye olması ona hiçbir şey kazandırmaz.
"HAYALET YAPI"
Hukuk devletinde hiç kimse ayrıcalıklı veya imtiyazlı olamaz. Her
kim hangi sıfata sahip olursa olsun, yargı iddiaları araştıracak ve
yanlış yapan varsa hukuk önünde hesap verecek. Bu süreçte o kadar
çok yanlış yapıldı, o kadar büyük zulümler edildi ki bunu sadece
beşeri hukuk temizlemez. Ahirette de hesap verecekler. Paralel
yapıdan mağdur olmayan hiçbir kesim, hiçbir cemaat, hiçbir camia
kalmadı. Neredeyse hiçbir fert kalmadı. Milyonlarca insanın
hukuksuz biçimde dinlendiği, fişlendiği, dosyalandığı; herkes
ilgili farklı farklı şantaj malzemelerinin üretildiği bir tablo
var. Devletin içinde paralel biçiminde örgütlenen bu yapı devlet
imkanını ve gücünü kullanarak insanlara komplo kurdu, zulmetti. Hem
kendi adamlarının önünü açmak hem de güç devşirmek için kullandı.
Bu yüzden zamanın ruhunu ve bu yapının temel yöntemini ifade eden
kelime ‘kumpas’tır.
"BU YAPI KORKU ÜZERİNE BÜYÜDÜ"
Bu yapı sevgi ve muhabbet üzerine büyümedi. Korku üzerine
büyüdü. Envai çeşit şantajlar üzerine büyüdü, palazlandı. Bu kadar
büyük haksızlıklar sürdürülebilir değildi. Bunca insana zulmetmek,
hukukunu çiğnemek sürdürülebilir olabilir mi? Bir yalan dünya
oluşturmuşlar. Tamamen uydurma ve sahte. Gündeme getirilen
iddialar, yayınlanan dosyalar, atılan manşetler, gönderilen
tweetler bütün bunlar yalan. Kurumsal yalan ve sahtekarlık var
karşımızda.
AB'DEN AÇIKLAMALAR
AB’den gelen baskıları doğru bulmuyorum. Avrupa’dan bir takım çevreler pazar günü aceleyle açıklama yapıyor. Olay olur olmaz, apar topar konuşuyorlar. Demek ki bu önceden planlanmış. Operasyonla ilgili sosyal medyada şunlar şunlar olacak diye tweet atılması zaten bu yapının varlığının delilidir. Gizli bir yargı soruşturmasının sızması ve bunun ön kesmek için psikolojik harekatın parçası yapılması ortada bir casusluk çetesinin olduğunun göstergesidir. Avrupa’dan gelen açıklamalarda karşılıklı bir kullanım olduğu anlaşılıyor. Hem o çevreler buradaki yapıyı kendi amaçları için kullanıyorlar hem buradaki yapı kendi çıkarları için oradakileri kullanıyor. Buradaki yapı durumu kendi lehine çevirmek için kullanıyor. Oradaki yapı ise Türkiye’yi ve hükümeti baskı altına almak için kullanıyor.
"BİZ BÖYLE ŞEYLERE EYVALLAH ETMEYİZ"
Biz böyle şeylere eyvallah etmeyiz. Avrupa’nın pek çok ülkesinde suça karışan insanlarla ilgili yargı işlem yapmıştır. Türkiye söz konusu olunca bunu basın özgürlüğüne çevirmek doğru değildir. Nitekim burada birtakım iddialar var. Bağımsız yargı gereğini yapacaktır. Baştan mahkum edip suçsuz ilan etmek de suçlu ilan etmek de hukuken doğru değildir. Ayrıca bu iddialar hükümetle ilgili değildir. Bizim dışımızda yürüyen bir süreç var. Süreci başlatan vatandaşın şikayeti. Zulme uğradığına inanan vatandaş hakkını aramayacak mı?
Var olan iddialar araştırılmayacak mı? Elbette her iş kendi mecrasında yürümek durumundadır. Burada AB kurumları ve ülkeleri şuna karar verecek: Muhatap seçilmiş hükümet mi olacak yoksa hastalıklı hayalet bir yapıyı mı tercih edecekler. Hukuk sistemine, demokrasiye meydan okuyan, devlet gücünü kullanarak devlete illegal operasyon çeken, ülkenin geleceğine ben karar veririm diyen bir hayalet yapıyı mı tercih edecekler. Onu tercih ettikleri gün veya onun bir şekilde öne çıktığı gün zaten Türkiye’de esaret rejimi başlamış demektir. İşte o zaman bu ülke ne AB ile müzakere yürütebilir ne de demokrasi kalır ne de müzakere edecekleri demokratik düzen kalır.
"KUMPAS ÇETESİ"
Sadece kumpas değil, kumpas çetesi var. Her gruba, her yapıya, her ferde bir tezgah kurulmuş. Hukuk, araç olarak kullanılıyor. Hukuk sisteminin içindeki aktörler araç olarak kullanılıyor. Bir vatandaş bunlarla nasıl baş edecek, nasıl göğüs gerecek? Hiçbir vatandaşımızı böyle bir yapının karşısında ezdiremeyiz. Meseleye devlet el koymuş, bu büyük meydan okumaya karşı harekete geçmiştir.
HAYALET YAPI
KAVRAMI
Karşımızda kayıt dışı, hukuk dışı, örgütsel bağla hareket eden
hayalet bir yapı var. Devletin vücudunu kullanıyor ama akıl
başkasının aklı... Devlet imkanlarını kullanarak kumpas
kuruyor ve siyaset mühendisliğine soyunuyor. Demokrasi ve hukuk
dışı yollarla söz sahibi olmaya çalışıyor. Bu kabul edilebilir
değil. Böyle bir olay AB normlarında var mı? Şimdiye kadar çıkıp
neden bir açıklama yapmıyorlar. Böyle bir yapı hukuk ve demokrasi
için tehlike değil mi? Eğer tehlikeyse AB niçin uyuyor? Hem ortada
bu örgüte dair yargı kararı yok diyorlar, hem yargının işine engel
olmaya çalışıyorlar.