Yalçın Akdoğan PKK'ya fena patladı!
Abone olPKK'nın kendisini hedef alan açıklamasına sert tepki gösterek Yalçın Akdoğan "Kandil'de yan gelip yatıyor, Kobani'dekilerle ilgili edebiyat yapıyor." dedi...
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Türkiye'yi kimsenin
tehdit edemeyeceğini belirterek, "Blöf yapıyor demişim de bize
göstereceklermiş vesaire. Bu tehditvari şeyler doğru değil. Senin
bir şey yapmaya gücün yetiyorsa git IŞİD'e yap, Türkiye'ye ne
meydan okuyorsun? Var mı bir gücün kardeşim? Niye Türkiye'den
yardım istiyorsun o zaman? Yani uçmayı bilmiyor, çıkmış çatıya
konuşup duruyor. Kandil'de yan gelip yatıyor, Kobani'dekilerle
ilgili edebiyat yapıyor. Sen orada konuşacağına, git o zaman orada
mücadele et. Böyle bir kandırmaca, sahtekarlık olmaz"
dedi.
Akdoğan, Kanal 7 televizyonunda yayınlanan "Başkent
Kulisi" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyaretinin ardından,
IŞİD'e karşı oluşturulan koalisyona verilecek destek
konusunda ABD'nin ve Türkiye'nin ne istediğine ilişkin soru
üzerine Akdoğan, Türkiye'nin yol haritasını kendisinin
belirleyeceğini kaydetti. Akdoğan, "Türkiye, kendi iradesiyle,
kendi milli çıkarları neyi gerektiriyorsa onu yapar ve bugüne
kadar da onu yapmıştır. Bu, müttefiklerimizle işbirliği
yapmamamız anlamına gelmiyor. Elbette onlarla işbirliği
yaparız ama Türkiye Cumhuriyeti kendisi bu kararı verir. Bu
noktada, sanki ABD işbirliği için Türkiye'yi zorluyormuş gibi
bir yaklaşım, bence son derece büyük bir yanılsama olur" diye
konuştu.
Askeri işbirliğinin sadece "kurşun sıkmak" anlamına
gelmediğine dikkati çeken Akdoğan, "Bunun birçok farklı
boyutu var. 'Askeri işbirliği yapacağız ama kesinlikle sıcak
temasın içinde olmayız', bunu önceden zaten öngöremezsiniz.
Bu işin tabii bir parçasıdır, tabii bir riskidir. Önemli olan
bunun bir şekilde planlanmasıdır" ifadesini kullandı.
"ABD İÇİN DEĞİL KENDİ ÇIKARIMIZ İÇİN
YAPIYORUZ"
"ABD ile bir anlaşma sağlanmış değil herhalde, bir rol
paylaşımı, eşgüdüm..." ifadesi üzerine kimin hangi katkıda
bulunabileceğinin değerlendirildiğini belirten Akdoğan, "Her
şey önceden öngörüldüğü gibi olamayabiliyor. Suriye'ye daha
önce de birtakım askeri operasyonlar yapılacaktı, bir hafta
sonra her şey rafa kalktı veya hiç beklemediğiniz sıkıntılar
çıkabiliyor, yeni planlar devreye girebiliyor. Bu biraz şartların
göstereceği bir durum" değerlendirmesini yaptı.
ABD Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey'in "Tampon bölge, belli
bir noktada mümkün olabilir ama şu anda bu bizim
kampanyamızın bir parçası değil" sözlerinin ve Beyaz
Saray'dan yapılan "Amerika'ya iyilik olsun diye değil ulusal
çıkarı için Türkiye'den işbirliği göreceğimizi umuyoruz"
açıklamasının hatırlatılması karşısında da Akdoğan, "Biz de
Amerika istiyor diye değil kendi çıkarımız için bunları
yapıyoruz elbette. Kendi ulusal güvenlik meselemiz için
yapıyoruz" dedi.
HEPSİ BİRBİRİYLE
SAVAŞIYOR
IŞİD'e karşı hava harekatlarının yapıldığını ancak bunun
meseleyi çözmek için yeterli olmadığını dile getiren Akdoğan,
daha kapsamlı bir Suriye politikasının ortaya koyulması
gerektiğini kaydetti. "Orada IŞİD, Özgür Suriye Ordusu, PYD,
rejim ordusu var. Hepsi birbiriyle savaşıyor. Siz bir
tanesine seçici davranıp müdahalede bulunuyorsunuz. Peki
sorun çözülüyor mu" diyen Akdoğan, daha kapsamlı, çok boyutlu
bir mücadele stratejisine ihtiyaç olduğuna vurgu yaptı.
"AHMET TÜRK'E KIZMADIM
TABİ"
Başbakan Yardımcısı Akdoğan, "Kobani'nin düşmek üzere olduğu
yönünde haberler var. Kandil'den yapılan 'çözüm sürecini
bitirme' açıklamaları, tehditleri... Sizin de Mardin'de
'Suriyeli Kürtler doğal müttefikimiz' açıklamanız oldu. İşin
bu ayağında ne oluyor?" sorusunu yanıtlarken, çözüm
sürecinde, içeride kırılganlık üretenler olduğunu, dışarıda da
süreci zorlaştıran birtakım gelişmeler yaşandığını söyledi.
Yaşanan asayiş ve şiddet olaylarının içeride kırılganlık
ürettiğini kaydeden Akdoğan, eylemsizlik kararının içerisinde
bunların da olması gerektiğini dile getirdi. Akdoğan, yol
kesme, haraç alma, iş makinesi ve okul yakmalara rağmen
eylemsizlik kararı bulunduğunun söylenmesinin kandırmaca olduğunu
ifade etti.
ROJAVA ÇÖZÜM SÜRECİNİN BİR PARÇASI
DEĞİL
Suriye'nin kuzeyinde yaşananların çözüm sürecinin ana konularından
biri olmadığını, süreci dolaylı olarak etkilediğini belirten
Akdoğan, şöyle konuştu:
"Bu konu sürecin tabii unsuru değildir. Öyle olursa yarın, öbür gün
Irak'ta, İran'da veya başka yerlerde yine Kürtlerin veya PKK
uzantısı birtakım örgütlerin yaşadığı hadiseler, her konu...
Türkiye kendi içinde bir soruna çözüm bulmaya çalışıyor,
bütün bölge ülkelerinin Kürt sorunlarını çözmeye çalışmıyoruz
çözüm süreciyle. Onlar farklı farklı meseleler, kendi bağlamında
ayrıca değerlendirilmesi gereken konular. Elbette bunların da
önem taşıyan birtakım boyutları var, bizim içerideki
meselemizle bağlantılı birtakım boyutları var. Ama her konuyu
bununla ilişkilendirmek bu işi tamamen çözümsüzlüğe mahkum
etmek anlamına gelir. Bu yüzden ayırmak lazım.
"KİMSE TÜRKİYE'Yİ TEHDİT
EDEMEZ"
Ben dünkü konuşmada, biraz da sert çıkıyor gibi bir görüntü
oluştu, 'Ahmet Türk'e mi kızdın' dediler bana. Ben Ahmet
Türk'e kızmadım tabii. Kandil'den yapılan sorumsuz birtakım
açıklamalar var, tehditvari. Kimse Türkiye'yi tehdit
edemez."
3 POLİSİMİZ ŞEHİT OLDU
Akdoğan, Ahmet Türk'ün "Kobani'de bunlar yaşanırken,
kadınlarımıza tecavüz ediliyor, Türkiye suskun seyrediyor,
haletiruhiyem uygun değil konuşamayacağım'" sözleri üzerine
kendisinin de "Benim haletiruhiyem de uygun değil, üç
polisimiz şehit oldu, daha onların naaşını toprağa vermeden,
bu konuları konuşmak bana da çok anlamlı gelmiyor" dediğini
aktardı. Türk'ün "Bölgeye hiçbir şey yapılmıyor" ifadesine
karşılık da GAP çerçevesinde 55 katrilyon yatırım yapıldığını
hatırlattığını söyleyen Akdoğan, sözlerini şöyle
sürdürdü:
KANDİL'DE YAN GELİP
YATIYOR!
"Duble yollar, otoyollar, hastaneler belli. Bunları hem kullanıp
da hem hiçbir şey yapılmıyor demek doğru olmaz. Onunla ilgili
polemiğimiz bu çerçevedeydi. Ama onun ötesinde söylediğim
şeyler, doğrudan Kandil'den yapılan sorumsuz birtakım
açıklamalara dönük. 'Blöf yapıyor' demişim de bize
göstereceklermiş vesaire. Bu tehditvari şeyler doğru değil. Senin
bir şey yapmaya gücün yetiyorsa git IŞİD'e yap, Türkiye'ye ne
meydan okuyorsun? Var mı bir gücün kardeşim? Niye Türkiye'den
yardım istiyorsun o zaman? Yani uçmayı bilmiyor, çıkmış
çatıya konuşup duruyor. Kandil'de yan gelip yatıyor,
Kobani'dekilerle ilgili edebiyat yapıyor. Sen orada
konuşacağına, git o zaman orada mücadele et. Böyle bir
kandırmaca, sahtekarlık olmaz.
SIRTINI YANLIŞ YERE
DAYADIĞINDA...
Benim, Suriye Kürtleri ile ilgili söylediğim 'doğal müttefik'
elbette baktığımızda, Suriye'deki Kürtler, Esed rejiminin
değil Türkiye'nin tarihi dostu ve müttefikidir. Bizim onlarla
akrabalık ilişkilerimiz var, bir köy ortadan bölünmüş, yarısı
bu tarafta yarısı o tarafta. Bizim oradaki Kürtlerle bugüne
kadar hiçbir sorunumuz olmamış, akrabalık ilişkilerimiz var, tarihi
olarak dostumuz. Esed rejimi değil onların dostu. Orada benim
eleştirim şuydu, sen sırtını nereye dayayacağını iyi
düşüneceksin. Sırtını yanlış yere dayadığında, başın sıkıştığında
da 'Biz kardeşiz, niye beni kurtarmıyorsun' diye bana
bağırmayacaksın. O zaman böyle zor durumda kalırsın. Bütün bunları
bir tarafa bırakıp, artık yeni dönemde yeni pozisyonlar
belirlemek gerekiyor. Kiminle ittifak kuracaksın, kimin
yanındasın? Esed rejimi seni parmağında oynattı, sen de
'bekle gör' dedin, orada bir menfaat sağlarım dedin, onu karşına
almadın.
"ESED SENİ ŞİMDİ YALNIZ BIRAKTI
BAK"
Esed seni getirdi getirdi, bak orada yalnız bıraktı şimdi. Bu
ilişkileri yeni baştan tanımlamak gerekiyor, kimin nerede
durduğunu yeniden düşünmek gerekiyor. Bizim Suriye'de yaşayan
Kürtlerle hiçbir sorunumuz yok. İki günde 150 bin insana
kucağımızı açtık. Hem biz kucağımızı açacağız hem biz bu yükü
göğüsleyeceğiz hem insani, ahlaki duruşu sergileyen biz
olacağız, ondan sonra siz bizi eleştirecek ve
taşlayacaksınız. Bu, istismar siyasetidir."
"HÜKÜMETE EDEMİYORSAN MİLLETE TEŞEKKÜR ET
BARİ"
"Türkiye'nin yaşanan insani meseleye duyarsız kaldığı" yönünde
bir dezenformasyon yapıldığını dile getiren Akdoğan, her
konuda "Süreci bitiririz, ateşkes biter" ifadelerinin
kullanılmaması gerektiğini belirtti. Süreç çok olumlu
giderken bile öngörülemeyecek birtakım sorunların yaşanabileceğine
işaret eden Akdoğan, "Her sorun çıktığında bu tür tehditler
yapmak doğru mudur? Sorunlar oturulur, konuşulur" dedi.
"Türkiye'nin IŞİD'e yardım ettiği" gibi bir iddianın da
gündeme taşındığının hatırlatılması üzerine Akdoğan, "Türkiye
neden IŞİD'e yardım etsin? Bu, Türkiye'de paralel medyanın
zaman zaman uydurduğu zaman zaman da Türkiye'yi belli bir
noktaya getirmek için, uluslararası medya kanalları üzerinden
Türkiye'yi baskı altına almak için uydurulan bir şey. Türkiye'nin
bu konudaki tavrı son derece açık. Biz geçen yıl bu örgütü
terörist ilan etmişiz" ifadelerini kullandı.
Biz hem yardım yapmakla uğraşıyoruz, hem bunlarla uğraşıyoruz.
Dönüp teşekkür bile etmek yerine hükümeti suçluyorlar. Her
şeyin faturasını hükümete kesiyorlar. Türkiye burada yapması
gerekenleri yaptı, bundan sonra da yapar. Ama Suriye
bağlamında herkes de nerede durduğunu iyi bilecek, iyi karar
verecek. Sırtını kime dayıyorsun, kiminle işbirliği
yapıyorsun? Türkiye'ye karşı genel duruşun nedir? Bunları da
yeni baştan değerlendirmek gerekiyor."